Konuyla ilgili açıklama yapan Aydın Arıcılar Birliği Başkanı Kadir Kılıç, arı ölümlerinin yaşandığı süreç boyunca kendileri ile çalışan tüm kurum ve kuruluşların temsilcilerine teşekkür ederken, araştırmanın bazı ayaklarının eksik kaldığını iddia etti. Kılıç “Birliğimize gelen ilk başvurudan sonra; Başta Tarım İl Müdürlüğümüz olmak üzere, Söke ve Kuşadası Tarım İlçe Müdürlüğümüz, ADÜ Çine Meslek Yüksek Okulu Arıcılık Bölümü, Bornova Veterinerlik Araştırma Enstitüsü ve Arı Yetiştiricileri Birliği tarafından çok yoğun bir çalışma ile arı ölümlerinin nedenleri araştırılmıştır. Ancak bu yoğun çalışmanın eksik bir yönü kalmıştır. Ziraat mühendisleri, veteriner hekimler ilk günden hep arazide olmasına rağmen, bitki koruma uzmanları olaya bir hafta 10 gün sonra müdahale etmişlerdir. Dolayısıyla çevredeki bitkilerden numuneler alınıp, hangi ağaca yada nereye zirai ilaç atıldığı tespit edilememiştir” dedi.
Arıcılar olarak bu yöndeki çalışmaların çok geç başladığını bildiklerini ve bu ynde bir çalışma varsa kamuoyuna ilgililer tarafından duyurulması gerektiğini ifade eden Aydın Arıcılar Birliği Başkanı Kadir Kılıç açıklamasının devamında “Arılardan, peteklerden, ballardan alınan laboratuar sonuçları nasıl kamuoyuyla paylaşıldı ise bu bilgiler de paylaşılmalıdır. Eğer böyle bir çalışma zamanında yapılmadıysa, yada geç başlatıldıysa bu da bir kazanımdır. Bundan sonra başka vakalarda aynı hataya düşmememize katkı sağlamalıdır. Yaklaşık 6-7 km yarıçaplı bir alanda etki gösteren arı ölümlerine sebep olan zirai ilacı kim yada kimler atmıştır. Şuana kadar yapılan açıklamalar gerek mağdur olmuş arıcıları, gerek yöre insanlarını gerekse kamuoyunu tatmin etmemiştir. Bal arıları son derece hassas yaratıklar olduğu için bu uygulamadan hemen etkilenmiş ve ölmüşlerdir. Ya çevredeki diğer yaratıklar ve insanlar ne şekilde etkilenmiştir. Nasıl böyle bir organizasyon kurulmuş da bu kadar etkili bir ilaçlama yapmıştır. Arısı ölen arıcımızın mağduriyeti ne şekilde giderilecektir. Biz mağdurlar olarak kimi, kimleri muhatap alacağız. Tüm bunların aydınlığa çıkması ve gereğinin yapılması gerekir” ifadelerine yer verdi.
Birlik olarak hiçbir kurum veya kuruluşla polemik oluşturmak amacında olmadıklarını ve kimseye suçlamadıklarını kaydeden Kılıç “Bu güne kadar yapılan çalışma ve açıklamalarında arı ölümlerinin sırrı çözülemediğinden ve arısı ölen üreticilerimizin mağduriyetinin giderilmesi konusunda tatmin edici bir sonuca ulaşılamadığı için 28 eylül 2009 tarihinden itibaren bu konuyu yargıya taşımak durumundayız” diye konuştu.