Şırnak Yeşeren Gençlik Derneği Başkanı Hatice Atan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, terör örgütünün saldırılarına tepki göstererek, ''Artık insanlıkla bağdaştırmıyorum. Bu insanların kalbinin olduğuna inanmıyorum'' dedi.
VAN VE AĞRI TERÖRE LANET ETTİ
BDP'ye KRİTİK ÇAĞRI
 
Siirt'te 4 genç kız ve Batman'da hamile bir kadın ile 4 yaşındaki çocuğunun öldürülmesinin hiç bir izahı olamayacağını belirten Atan, ''Asker, sivil hiç kimsenin suçu yok. Bunu şiddetle kınıyorum. Kadınlarımız adına da çok büyük üzüntü duyuyorum'' diye konuştu. 
 
Terör örgütünün saldırılarını kınadığını kaydeden Atan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
''Ben bir Kürt kadını olarak çok büyük üzüntü duyuyorum. Ben Kürtlüğümle gurur duyuyorum ancak bu şiddete de karşıyım. Bu Kürt sorunu değildir. Bunu bahane ederek kendi halkını vurmak açıklanamaz. Çocukların ne suçu var. Çocukların eli oyuncak tutmalı, kalem tutmalı. Daha dünyaya gelmemiş çocuğun suçu neydi? Ne suçu vardı. Hiç mi bu insanların kalbi yok. Gerçekten çok büyük üzüntü duyuyoruz. Türk Bayrağı'nın içinde benim dedelerimin de kanı var. Hepimizin kanı var. Bu bayrak için hepimiz mücadele ettik. Bu ülke hepimize ait. Hakkımızı silahla, kurşunla değil, bir araya gelerek  kalemle savunmalıyız.''
 
''ÖLÜMLE HAK OLMAZ''
 
MÜSİAD Diyarbakır Şube Başkanı Şahabettin Aykut da tüm ülke olarak artık ölümlerden bıktıklarını ifade ederek, ''Yeter artık'' dedi.
 
Hak aramanın insanları öldürmekle aranamayacağını belirten Aykut, şöyle dedi:
 
''Hakkı insanlar için aramıyor muyuz?. Biz insanları öldürüyoruz, peki elde ettiğimiz hakkı kime kullandıracağız. İnsanın bir kısımını öldürüp geriye kalanına mı kullandıracağız. Böyle bir hak istemiyoruz. Ölümle hak olmaz. Artık bu ölümler bitsin. Hak aranacaksa demokratik yollardan hakkımızı arayalım. Gitsinler mecliste konuşsunlar. Elbette sıkıntılar olabilir. Ama insanları korkutarak sindirerek, sivil, asker, polis demeden öldürerek hak aranmaz. 
 
İnsanları öldürenleri kınıyorum. İnsanları öldüren, insanları kınıyorum. Kim olursa olsun. Ne dağdaki ölsün, ne asker ölsün, ne sivil ölsün. Hiç kimse ölmesin. İnsanı öldüreni kınıyorum. Kim olursa olsun. Bu işin çözümü zor değildir. Yeter ki istensin. İktidar partisi ve diğer partiler herkes üstüne düşeni yapsın. Herkesin elinden geleni yapması lazım. Önce bölge ve ülkemizin bu sıkıntılardan kurtulması lazım. Dünya nelerle uğraşıyor. Biz birbirimizle uğraşıyoruz. Bu şekilde bir yere varamayız.'' 
 
MÜSİAD Batman Şube Başkanı Suat Özdemir de artık söylenecek bir söz kalmadığını, bölge insanı olarak bu tür saldırılardan bıktıklarını söyledi.
 
''Artık bu ölümlerin bitmesi lazım. 8 aylık hamile kadın ve kızı öldü. Siirt'te, Ankara'da, Şırnak'ta fark etmiyor. Her gün bir yerden ölüm haberi geliyor. Sonuçta insan hayatı bu. İnsan hayatının değerinin farkında değiliz. İnsan hayatından değerli hiç bir şey yoktur'' diyen Özdemir, bir insanın ölmemesi için artık ne yapılması gerekiyorsa yapılmasını istedi.
 
Hangi taraftan gelirse gelsin şiddet olaylarını kınadıklarını kaydeden Özdemir, ''Artık insanlar ölmesin'' diye konuştu.
 
''HİÇ BİR ŞİDDET, ŞİDDETLE SONA ERDİRİLEMEZ''
 
Siirt Barosu Başkanı Cemal Acar ise şiddetin artık araç olmaktan çıkmış olması gerektiğini, bu görüşünü Tunceli'de geçen hafta yapılan Doğu ve Güneydoğu Baroları Başkanları toplantısında oy birliği ile alınan kararla dile getirdiklerini kaydetti.
 
Şiddetin sona ermesi ve güven ortamının tesis edilmesi gerektiğini ifade eden Acar, şöyle konuştu:
 
''Şiddetin her türlüsünü ve özellikle sivil vatandaşlara yönelik şiddeti tasvip etmek mümkün değildir. Çatışmaların kırsaldan kent merkezlerine taşınması toplumsal hafızalarda büyük yaralara yol açıyor. Bu dönemde BDP Meclis'e gitmeli ve inisiyatif almalıdır. Hiç bir şiddet, şiddetle sona erdirilemez.''
 
Siirt İş Adamları Derneği Başkanı Faruk Pamukçu da, bölgenin bu güne kadar terör olaylarından yeterince acı çektiğini ve göz yaşı döktüğünü belirtti.
 
Pamukçu, ''Daha fazla acı daha fazla gözyaşı olmasın. Son zamanlarda bu olaylarda masum vatandaşların yaşamlarını yitirmelerini tasvip etmek mümkün değildir. Diyalog sürmelidir. Halkımızın en büyük özlemi olan yeni ve demokratik bir anayasa için bir an önce bütün tarafların katılımıyla hazırlanmaya başlanmalıdır. Ülkemizin ve özellikle bölgemizin huzura ihtiyacı vardır. Bu yaşanan olaylar vesayet rejiminin sürmesini ve ülkemizin gelişmesini istemeyen yerel ve küresel aktörlerin ekmeğine yağ sürüyor'' dedi.
 
Merkezi Mardin'de bulunan Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi Başkanı Ahmet Akgül de, terör örgütünün saldırılarını kınadıklarını söyledi.
 
Türkiye'de ve özellikle bölgede her şeyin yoluna gittiği anda kirli çıkarları olan bir takım olguların tekrar ortaya çıktığını belirten Akgül, ''Bunun araştırılması lazım. Sivil insanları ve özellikle kadın ve çocukların buna alet edilmesi kabul edilir bir şey değildir. Son dönemlerde yapılan bu saldırılar bizleri ve bölge halkını derinden üzmüştür. Birlik ve beraberliğimizin teminatı için herkesin sağduyulu olmasını istiyoruz. Her ne şekilde olursa olsun bu saldırıları kınıyoruz'' şeklinde konuştu. (AA)