İstanbul'daki sağanak yağış nedeniyle ara verilen ikinci “Ergenekon' davasının 5. duruşması dün yapıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salondaki duruşmaya, birleştirilen ikinci ve üçüncü davaların 53 tutuklu sanığından gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'in de aralarında bulunduğu 48'i katıldı. Duruşmaya, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün mazereti nedeniyle katılmadığı için heyete Hasan Hüseyin Özese başkanlık yaptı.

O NOTLAR BANA AİT DEĞİL

İkinci “Ergenekon” davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi sanık Mustafa Balbay, “İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir” dedi. Balbay, “Yaz boyunca bu iddiaları araştırdım. İlk gördüğümde 'bu montaj olabilir' demiştim. 10 yıllık notlar 2 dakika 33 saniyede oluşturulmuş görünüyor. Ben eskiden atletizmle uğraştım. Usain Bolt olsam bu kadar sürede günlük oluşturamam. Bunun kopya olduğu açıktır. Bunun delil olup olamayacağını mahkemenize bırakıyorum” dedi. ABD Büyükelçisi ile gizli kapaklı toplantı yaptığına ilişkin iddialar olduğunu dile getiren Balbay, “gizli kapaklı” olduğu iddia edilen toplantının ABD Büyükelçisi ile gazeteciler Fikret Bila, Erdal Sağlam ve Mustafa Öncel'in de katıldığı resmi yemek olduğunu kaydetti. Tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur, bütün hayatını PKK ile mücadeleye adadığını belirterek, bu örgütle ilişkili kişilerle bağlantı kurduğu iddialarının doğru olmadığını, bunların iftira olduğunu söyledi.

M.A., AKPINAR'DI

Tutuklu sanık Tuncay Özkan da iddianamede suçunun delillerinin kendisine söylenmediğini söyledi. Özkan, “terör örgütünün delili olarak gösterilen telefon konuşmasını yaptığı M.A'nın Metin Akpınar, “örgüte yeni eleman kazandırmasının delili olarak gösterilen konuşmayı gerçekleştirdiği S.B'nin de Süheyl Batum” olduğunu söyledi. Tuncay Özkan, iddianamede yer alan bazı tespitlere tepki gösterdi. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'e kitap sunan Özkan'ın, sesini yükselterek tepkisini dile getirdiği görüldü.

BENİ KORUYABİLİR MİSİNİZ?

Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan ise “İçeriye attığım insanlarla aynı örgütte ve yan yana koğuşlarda tutuluyorum. Yarı yarıya içeriye attığım insanlarla dolu. Beni cezaevinde koruyabileceğinizi mi sanıyorsunuz” dedi.


Günlükleri nasıl sildiğini anlatmıştı

Mustafa Balbay'ın “İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir” sözleri şaşkınlık yarattı. Balbay kendisine ait olmadığını söylediği notlarla ilgili olarak köşesinde bunları kendi eliyle sildiğini şöyle ifade etmişti: “2000'li yılları ileride yazacak olursam, güncel yazdığım haberlerin yeterince ışık tutacağını düşündüm. Bu notları bulundurmak artık anlamsızdı. Gazetenin bilgisayar sistemi yenilenirken arkadaşlar saklayacağım dosya olup olmadığını sordu. Bir an düşündüm ve “yok” dedim. Notları yok hükmünde saydım. Bu anlamda başka notlarım yok.” Yeni Şafak