Aslında bu haftanın ana gündemi yeni hükümetin kurulması ve programı olacaktı.

Ancak 24 Kasım Salı günü Rus uçağının düşürülmesi gündemi birden değiştirdi ve ilk sıraya yerleşti.

İnşallah hükümet programı ile ilgili görüşlerimi ileriki haftalar da paylaşacağım.

Salı günü Suriye'nin Bayırbucak bölgesinde Rus savaş uçakları Türkmen kardeşlerimize bomba yağdırırken bu uçaklardan birisi tüm ikazlara rağmen hava sahamızı ihlal ettiğinden angajman kuralları gereği düşürülmüştür.

Bu Rusya’nın ilk ihlali değil en son Ekim ayında da buna benzer olaylar olmuş ve ikaz edilmişlerdi.

Ancak bu ikazları dikkate almayan Rusya aynı olayı inadına inadına tekrar edince haklı olarak gereken cevabı almıştır.

Hukuk tanımaz bu ülke olayın ardından hem suçlu hem güçlü psikolojik bozukluğu ile bir takım tek taraflı yaptırımlara başlamıştır.

Ne komşuluk nede uluslararası hukuka uymayan hele hele ciddi devlet anlayışına sığmayan bir süreç başlatmıştır.

Buna karşın Türkiye dikleşmeden dik durarak sadece ve sadece kendi hukukunu korumaya devam etmekte, olayın başlangıcından bu yana vakur ve adam gibi bir devlet tavrı sergilemeye devam etmektedir.

Önümüzdeki günler ne getirir şimdiden kestirmek zor bekleyip göreceğiz.

Ancak benim burada vurgulamak istediğim;

17 saniye ihlalden ne çıkar,bu uçak düşürme sebebidir diyen içimizdeki hainlerin;hainlikte geldikleri TOP NOKTA dır.

Bu top hainler aynı tavrı dünyada tem hamisi  TÜRKİYE CUMHURİYETİ olan BAYIRBUCAK TÜRKMENLERİ’ne gerekenleri götüren MİT TIR'larının durduruluşunda da sergilemişlerdi.

Haftanın ses getiren bir diğer olay da CAN DÜNDAR ve ERDEM GÜL'ün tutuklanması olayı idi.

Kimsenin özgürlüğünün kısıtlanması bizi sevindirmez.

Ancak sırf gazeteci diye olayı irdelemeden körü körüne de HAKSIZ BİR MESLEK DAYANIŞMASI içinde de olmayız.

Can Dündar babasının istihbaratçı olmasından dolayı da iyi bilir dünyanın iri ufaklı tüm devletlerinde bu tür belgelerinin elde edilmesi ve çarşaf çarşaf yayınlanması hele hele bunun kendi devletini savaş suçlusu gibi gösterme gayreti çok ağır bir CASUSULUK suçudur.

Bu konuya bir de bu açıdan bakmak sağlıklı bir karar vermek için yegâne ip ucudur.

Ülke tam bu konularla uğraşırken, bu satırları tamamlamak üzereyken; Diyarbakır’da iki polis ve baro başkanının ölüm haberi ekranlara yansıdı.

Olay çok sıcak iyiden iyiye açığa çıkmadan yorum yapmak cahillik olur kanısındayım.