Müftüzade Gülcü İsmail Efendi'nin 1888 yılında Bulgaristan'ın Kızanlık kentinden bastonunun içinde getirdiği ve Isparta topraklarıyla buluşturduğu gül fidanı, bugün dünya parfüm devlerine hammadde kaynağı oluyor. Haziran ayında çiçeklenen ve yağ üretimine uygun tek gül olan Isparta gülü, güçlü kokusuyla parfüm devlerinin ilk tercihleri arasında yer alıyor.

Güneykent beldesinde gül hasadı yapan üreticiler güneş yüzünü göstermeden önce aileleriyle bahçelerine doğru yola koyuluyor. Güllerin eşsiz kokusu arasında bahçelerine ulaşan üreticiler, günün ilk ışıklarıyla gül toplamaya başlıyor.

Öğle vaktine kadar toplanan güller daha sonra ''pat pat'' diye tabir edilen tarım araçlarına yüklenerek fabrikalara teslim ediliyor ve aynı gün işlenerek gül yağına dönüştürülüyor. Bazı üreticiler ise evlerinin yanına kurdukları bölümlerde talep üzerine güllerini geleneksel yöntemlerle gül imbiklerinde kaynatarak gül yağı elde ediyor. Beldede ''kara kazan'' diye tabir edilen imbiklerde geleneksel usullerle hazırlanan gül yağı, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Yaklaşık 4 yıldır kara kazanda gül yağı üreten Güneykentli Durmuş Kalpınar, AA muhabirine, gülle yaşamanın ayrı bir zevk olduğunu söyledi.

Kara kazan ile yapılan yağlı gül suyu üretimini görmek için çok sayıda yerli ve yabancı ziyaretçinin Güneykent'e geldiğini ifade eden Kalpınar, ''Bu çalışma bilinmeyen bir şeydi. Ama dedik ki (Biz yapalım, insanlar merakını gidersin. Yapalım ki insanlar öğrensin)'' dedi.

Gül üreticisi Bilal Martı ise ailesiyle sabahın erken saatlerinden itibaren gül hasadı yaptıklarını anlattı. Gül yetiştiriciliği ve hasadının oldukça zor olduğuna dikkati çeken Martı, şunları kaydetti:

''Gül bahçeleri sürekli bakım istiyor. Kışlık bakımı, baharda çapası, dip işçiliği ile sürgün vermişlerin budaması yapılır. Budaması ilkbaharda ya da kasım ayı başlarında, gübrelemesi de ocak veya şubat aylarında yapılır. Bunların hepsi insan emeğine dayalı. Gül bahçelerini traktörle işleyemezsiniz. Onun için bayağı meşakkatli bir iş. Gülün en zor işi hasadıdır. Günlük toplamak zorundasınız. Bu nedenle ailemizin tüm üyeleri gül hasadı yapmak için çalışıyor. Köyde kimseyi bırakmıyoruz. Mecburen çocukları da buraya getiriyoruz. 3 yaşında da olsa, 5 yaşında da olsa gelir. Arabada yatar, salıncakta yatar. Herkes bu çileden nasibini alır. 3 yaşındaki çocuktan, kundaktaki bebekten tutun 70 yaşındakine kadar herkes hasat mevsiminde bu çileden nasiplenir.''

Gül hasadının zorluğu nedeniyle işçi bulamadıklarından yakınan Martı, ''İşçi 30-40 kilo gül toplarsa ortalama 30 lira alıyor. Bu parayı yeterli bulmadıkları için de kimse bu işi yapmak istemiyor. Bu nedenle çevre ilçelerden ve köylerden işçi arıyoruz. Yoksa gül tarlada çürüyüp gidiyor. Çileli olduğu için de gençler bu işi yapmak istemiyor'' dedi.

Güneykent dünya gül üretiminin yüzde 10'unu karşılıyor

Güneykent Belediye Başkanı Fahrettin Gözgün, beldenin dünya gül üretiminin yüzde 10'unu karşıladığını söyledi.Isparta'nın, ''Türkiye'nin gül bahçesi'', Güneykent beldesinin de bu bahçenin ''sarayı'' olduğunu vurgulayan Gözgün, yöre halkının neredeyse tamamının geçimini gülcülükle sağladığını kaydetti.

Bu yıl gül sezonunun 20 Mayıs'ta başladığını, yoğun yağışlar nedeniyle hızlı bir çalışma yapıldığına dikkati çeken Gözgün, bu yıl yaklaşık bin ton rekolte beklediklerini dile getirdi.

Isparta'nın diğer bölgelerinde gül işleme sürecinin yaklaşık 30 gün sürdüğünü, ancak Güneykent'in iklimi dolayısıyla bu sürenin beldelerinde 55 güne kadar uzadığını anlatan Gözgün, hasat sezonunun uzun olmasının tüccarların da ilgisini bölgeye çektiğini ve gül pazarında daha fazla hareketlilik yaşandığını ifade etti.

Beldede yaklaşık 3 bin dekarda gül yetiştirildiğini belirten Gözgün, ayrıca son yıllarda gül turizmine de ağırlık verdiklerini anlattı.

Bu sezon gül toplamak için beldeye aralarında yabancılarında bulunduğu 500 kişinin geldiğini kaydeden Gözgün, şunları söyledi:

''Gül Güneykent'te vatandaşların manevi havasına yansımış, yaşam tarzlarında bir figür olmuştur. Bu yıl gül sezonunu 20 Mayıs'ta açtık, artık tamamlamak üzereyiz. Bu çalışmayla pazarda olmayan bir şeyin açığını kapattık. En önemlisi de gülün tarımsal girdilerinden ziyade turizm girdilerinden de faydalandık. Güneykent'te gül turizmi alt yapısının oluşturulması ve geliştirilmesi konusunda çalışma başlattık. Önümüzdeki yıllarda çok sayıda yerli ve yabancı turisti bölgemize çekerek gül turizminin odağı haline geleceğiz.''