Ozan Çolakoğlu’nun albümünde yer alan, söz ve müziğini Gülşen’in yazdığı ‘Seyre Dursun Aşk’ şarkısı, yazın hitlerinden oldu. Gülşen’in hayatı bu aralar toz pembe! Yazdığı şarkılar yaza damgasını vuruyor, bir yandan da kendi albümünü hazırlıyor.

Kilolu olmamasına rağmen yakında çıkacak albümü öncesinde sıkı bir kampa giren Gülşen, 48 kiloya düşmüş. Çok fit görünüyor. Yağ oranını dengelemiş, kas oranını artırmış ve öğrendiği her şey artık onun yaşam şekli olmuş.

Gülşen hiçbir zaman kilolu birisi olmadı. Tanrının, kromozomlarına şanslı gen yerleştirdiği kullardan. Ancak son bir yıldır boynundaki rahatsızlık nedeniyle spora ara verdigini anlatan şarkıcı, bu sürede 56’ları gördüğünü söylüyor. Fizik tedavisi biter bitmez fazla kilolardan kurtulmak icin Hadise gibi hemen, “Ver elini Şeyda Coşkun” demiş.

Altı öğün Şeyda Coşkun
Şeyda Coşkun’la birlikte üç ay boyunca tek gün aksatmadan Boğaz’da bir saat yürümüşler, yemekler de Coşkun’un içinde yağ barındırmayan mutfağından gitmiş Gülşen’e. Yolculuklarda dahi kendisi için hazırlanmış altı öğün yemekleri taşıyan Gülşen’den sizin için tarifler aldım.
* Sabahları bazen meyve-yoğurt, bazen müsli, bazen yumurta beyazıyla yapılmış omlet yenecek.
* İşlem görmemiş esmer makarna yenilecek.
* Asla karbonhidratla protein karıştırılmayacak. Esmer de olsa kıymalı makarna yasak.

Günde 1.5 kilo
Daha da ileri gidip tatillerde aldığınız kiloları hemen vermenize yarayacak günübirlik uygulayabileceğiniz formüller de aldım Gülşen’den. Buna göre, bir günü protein bir günü pirinç günü ilan edebilirsiniz: Protein gününde, üç öğünde de protein dışında hiçbir şey yenmiyor. Sabah üç yumurta beyazıyla yapılmış mantarlı omlet, öğle-akşam ızgara balık veya tavuk yenirken aralarda organik kahve içiliyor.

Gülşen, seyahat, uzun dans provaları gibi nedenlerle vücudunda ödem oluştuğu günleri de Şeyda Coşkun’un sihirli formüllerinden pirinç günü ilan ediyormuş. Nedir pirinç günü derseniz: Sabah elma-tarçın ve haşlanmış tam pirinçten (işlenmemiş) oluşan bir kahvaltıyla güne başlıyorsunuz. Gülşen’in verdiği tarife göre öğle, pirinçli salata akşamına da mantarlı pirinç risotto’dan oluşan mönü, ödemden kurtulmasını sağlıyormuş. Gülşen, bu mönüyü ayda bir kez uyguladığını söylüyor. Formül arada alınan hesapsız kiloları kovmak için birebirmiş. Gülşen bu günlük detoksu her yaptığında
1.5 kilo vermiş. Ve daha da güzeli çoğunlukla yağdan gitmiş bu kilo.

Gülşen’in fit kalmasını sağlayan formül
“Ne öğrendin uyguladığın bu programdan, kalıcı olabilecek mi bu beslenme düzenin?” diye sordum. Yaşam stilini değiştirdiğini söylerken şunları anlattı: “Çikolataya aşırı düşkünüm. Bunun yerine meyve yemeyi, dayanamıyorsam hiç olmazsa bitteri tercih etmeyi öğrendim. Güne yulafla başladıysam yanına hiçbir şekilde proteini karıştırmıyorum. Vücuda hiçbir faydası olmayan yağlı yiyecekler yerine balık ve bol bol vitamin barındıran yiyeceklerle beslenmeyi öğrendim Şeyda’dan. Şeyda’yla çalışmanın en büyük farkı kişiye özel bir stil belirleyip ihtiyaca göre mönü ve spor programı hazırlaması.”

Bir Londra, bir Bodrum

Gülşen, eylülde çıkacak albümü için Bodrum’da konuşlanmış. Albüm neredeyse hazır, prodüktör yine Ozan Çolakoğlu. Gülşen özellikle son yıllarda hakikaten güzel şarkılara imza attı: Bülent Ersoy’un ‘Aşktan Sabıkalı’sı, Murat Dalkılıç’ın ‘Bir Güzellik Yap’ı, Hadise’nin ‘Süpermen’i… Gülşen
30’lu yaşlarda farkındalıklarının arttığını söylüyor. Albümü neden Bodrum’da çıkarmak istediğini de şöyle anlatıyor: “Bir şehir beni çağırıyorsa kimse tutamaz! Bu yaz burada olmak istedim. Şehirlerin enerjileri var. 2009’da çıkardığım ‘Önsöz’ albümü için de Londra’ya gittim. Yaratıcılığımın doruklarına çıktığımı hissettim. Yeni albüm de tamamen Bodrum’da çıkacak.”
Peki, sonraki albüm için rota neresi? Ordulu Gülşen, “Rotayı bu kez Karadeniz’e çevirebilirim” diyor. Şarkıcı, her yaz mutlaka memleketine gidiyormuş. Fındık toplamayı çok sevdiğini anlatıyor, “Annemin çok güzel bir evi var. Bahçede meyve-sebze yetiştiriyor. Fındık bahçemiz var. Fındık zamanı Ordu’da oluyorsam mutlaka yardım da ediyorum. Fındık toplarken söz yazıyorum” diyor.