Aydın’ın büyükşehir olma yolunda ilerlediği şu günlerde belediyeliği kaybederek mahalle olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan Güllübahçeliler, bu duruma dur demek için yetkilileri harekete çağırıyor. Bir doğuma karşı 10 mezar kazıldığını söyleyen belde insanı, belediyelik vasfını kaybetmemek, eski güçlü dönemlerine tekrar dönebilmek için konunun tüm taraflarını göreve davet ediyor.

2025’TE 20 BİN NÜFUS ÖNGÖRÜLMÜŞTÜ

Verimli arazileri, mineral su yatakları, taşıdığı büyük jeotermal ve rüzgâr enerji kapasitesi, dağlarındaki zengin madenleri ve Priene Antik Kenti ile büyük bir potansiyele sahip olan Güllübahçe, küçülmek yerine büyümeyi, ayrılmak yerine bütünleşmeyi, yok olmak yerine var olmayı istiyor. Güllübahçe hızla kan kaybederken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın son yaptığı çevre düzenleme planında 2025 yılında beldede 20 bin insanın yaşayacağını öngörmesi ise belde insanı tarafından tam bir ironi olarak değerlendiriliyor.

2000 yılında 8 bin 246 nüfusa sahip olan Güllübahçe ekonomisini sadece tarıma dayalı olması ve tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmüş olması nedeniyle bugün zor günler yaşıyor. Ekili arazilerinin şimdilerde üreticisinin yüzünü güldürmeyen pamukla kaplı olması, okumak isteyen genç nüfusun şehri terk etmesi, yeni iş sahalarının ve ürün modellerinin geliştirilememesi, tarımın sanayileşememesi bu kan kaybını arttıran nedenler arasında. Gelir getiren ürün guruplarına geçmek için gerekli sermayesi olmayan ve üretecekleri ürün için pazar çalışması yapacak ekonomik altyapıya sahip olmayan küçük üreticiler, devletin yol göstermesini istiyor. Çaresizlikten beldelerinin büyük spekülatörler tarafından fark edilerek ele geçirilmesini bile ister hale gelen üreticiler, farklı ürün modelleri için kendilerine pazar oluşturulması, gerekli yapılanma için destek verilmesi ve belde insanının bilinçlendirilerek ortak akıl yoluyla beldelerinin tekrar canlandırılması için her türlü itici güce razı.

PRİENE KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞAR MI?

Helenistlik çağın şehir plancılığı alanında en güzel kentlerinden biri olan ve çağının çok ilerisinde bir demokrasi anlayışı ile yönetilen Priene Antik Kentine ev sahipliği yapan Güllübahçe, tekrar göç alan ve topraklarındaki ürünlerin değerine satıldığı günlere dönmek istiyor. Bu konuda beldede birçok farklı ses çıkıyor.

Güllübahçe Belediye Başkanı Yusuf Toptay, Güllübahçe’de kardeşin bile kardeşle anlaşamadığı bir ortam olduğunu iddia ederek; Güllübahçe’de ürün deseni değiştirilerek tarımın canlanmasının, bölgede yapılacak yatırımlarla tarımda sanayileşmenin önünün açılması mümkün olmadığını söylüyor. Başkan Toptay, Güllübahçe’nin belediye olmaktan çıkacağını, mahalleye dönüşeceğini, bu kaçınılmaz sona karşı atılan her adımın boşuna olduğunu savunuyor.

Güllübahçe’ye gönül vermiş, hayatını bu beldede geçirmiş ve bu beldeye adamış bir grup belde insanı ise; belediye başkanının aksine Güllübahçe’nin mahalleye dönüşmemesi için her türlü çabayı sarf edeceklerini söylüyor. Güllübahçe’yi; tarihte güneşin ve suların ülkesi olarak isimlendirilen Priene Antik Kenti gibi suların, güneşin ve toprağın beldesi olarak tanımlayan Güllübahçeliler, beldelerinin bir mahalleye dönüşecek olsa bile yeni bir yapılanmayla ve belde insanının da içinde bulunduğu bir projeyle Priene ilçesi adı altında yaşatılmasını istiyor.

Babası üç dönem beldede belediye başkanlığı yapmış olan mimar ve pamuk üreticisi Hilmi Salbaş bu iddiayı ortaya atan isimler arasında. Hilmi Salbaş, Güllübahçe, Doğanbey, Tuzburgazı, Atburgazı, Yuvaca, Gölbent, Akçakonak, Güzelçamlı, Davutlar beldelerini ve Dilek Yarımadası’nı kapsayacak Priene ilçesinin Aydın için büyük bir değer oluşturacağına inanıyor. Priene ilçesinin tarım, sağlık, termal, tarih ve kültürel turizmi ve enerji kaynakları ile dünyaya açılacağını söyleyen Salbaş, bu projenin yolunu bile çizmiş. Salbaş, Seferihisar’dan kıyı boyunca gelen yolun, Kuşadası’ndan sonra Söke’ye değil Davutlar, Güzelçamlı yoluna açılarak bu bölge üzerinden Didim’e ulaşmasını öneriyor. Güzelçamlı-Atburgaz tüneli açılarak bu beldeler arasındaki mesafeyi 10 dakikada aşmanın mümkün olacağını söyleyen Salbaş, turistik kıyı şeridini bağlayan bu yolla ulaşım sorununun kökten çözüleceğine inanıyor. Tarihte Priene antik kenti MÖ 4. yüzyılda nasıl taşınarak Güllübahçe’de tekrar kurulduysa yine küllerinden doğarak şekilleneceğini savunan Salbaş, bu kuruluşun tıpkı MÖ 4. yüzyılda Priene halkının yaptığı gibi çok sesli, yukarıda ismi geçen beldelerin bir araya gelerek, ortak akıl yoluyla gerçekleşmesi gerektiğini vurguluyor.

 

aydinpost-twitter.png aydinpost-facebook.png