Meclis"te kabul edilen torba yasaya ilişkin çekincelerini içeren bir metni Cumhurbaşkanlığı"na gönderen DİSK, KESK, TMMOB ve TTB başkanları, görüşlerini yüz yüze aktarmak için de Gül"den randevu istedi.

TBMM"-de kabul edilen torba yasanın bazı maddelerinin veto edilmesini isteyen DİSK, KESK, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) hazırladıkları ortak metni Cumhurbaşkanlığı"na gönderdi. Metinde işçi ve memurların yasaya ilişkin çekincelerine yer verildi.

DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Başkanı Döndü Taka Çınar, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ile TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu yasa ile ilgili itirazlarını bizzat iletmek için Cumhurbaşkanı Gül"den randevu istedi. Randevu istemi 17 Şubat Perşembe günü Çankaya Köşkü"ne iletildi. Sendika ve meslek örgütleri ayrıca yasaya ilişkin itirazlarını içeren metni de dün mektupla Cumhurbaşkanlığı"na gönderdi. Metinde yasaya ilişkin şu çekincelere yer verildi:

• Resmi 3 milyon işsize karşın, sadece 170 bin kişinin faydalanabildiği İşsizlik Fonu"nun prim gelirlerinin yarısının, taşeron firmalara, özel istihdam bürolarına aktarılmasının yolu açılmıştır.

• Belediye işçilerine sürgün yolu açılmış, sendikasızlaştırma kapıdadır. Norm kadroda ya da değil, belediye işçileri “ihtiyaç fazlası” ilan edildikleri taktirde, Milli Eğitim veya Emniyet"in taşra teşkilatlarına gönderilecektir. İşçiyi yollayan belediye 5 yıl boyunca yeni kadrolu işçi alamayacak, hizmet alım yöntemiyle taşeron ile anlaşacaktır.

• Torba yasa ile kamuda esnek istihdam artık yasal hale getirilmektedir. Öngörülen değişiklik ile bir kamu emekçisi birkaç farklı kurumda çalıştırılabileceği gibi 8 saatlik çalışma süresinin dışında farklı şekillerde de çalıştırılabilecektir.

• Kamu emekçileri, rızaları dışında kurum içi ve kurumlar arasında 1 yıldan 6 aya kadar görevlendirilebilecek, sürgün kural haline gelecektir.

• Grev yasakları genişletilerek, en temel sendikal eylemlerin “memuriyetten çıkarılma” ile cezalandırılmasının önü açılıyor.

• Özel sektörde 10 yılın üzerinde yöneticilik yapmış kişiler, kamu kurumlarının başına getirilecek. Böylece kamu yararı ilkesi değil, piyasa koşullarına uyum sağlanmak öncelik haline gelecektir.

• İşyeri denetimleri, iş müfettişlerince değil bakanlıkta çalışan herhangi bir memur tarafından yapılabilecek bir iş olarak görüldüğünden, işçi sağlığı ve güvenliği alanında yaşanan ölümlü kazalara “devam” denilmiştir.

• İş öğrenimi adı altında, daha kuralsız ve düşük ücretle çalışmanın aracı olan stajyerlik uygulamasında ücretler düşürülmüş, denetimin az olduğu işyerlerinde stajyerlerin sömürüsünün önü açılmıştır.

• Kamuda daha az engelli istihdam edilmesi öngörülmüş, engellilerin engellerine bir de devlet çalışma engeli koyarak katkı sağlamıştır.

• Devlet Personeli İstihdam Rejimi"nde; siyasal iktidarın “kadro kaldırma yetkisini” sık ve yaygın olarak kullanabilmesine olanak yaratılmakta, siyasal iktidarın kamu personeli üzerinde yapacağı “partizanca” işlemlerin kapısı sonuna kadar açılmaktadır.

MUSTAFA ÇAKIR/Cumhuriyet