Cumhurbaşkanı Gül, parti liderleri arasındaki polemiğe tepki göstererek, medyadan liderlerin birbiri hakkındaki kötü sözlerini bir hafta haber yapmamasını istedi: Bir de böyle deneyelim... Bakalım ne olur!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, siyasi parti liderleri arasında tırmanan polemiğe tepki göstererek, medyadan liderlerin birbiri hakkındaki kötü sözlerini bir hafta haber yapmamasını istedi.
Bu konuda soru soran gazetecilere, “Bunu aşmamız lazım. Polemiğe prim vermeyin” diye yanıt veren Gül, “Bir de böyle deneyelim, bakalım ne olur?” dedi.
“Bu kadar içe dönük kalır ve içe dönük mücadeleler yaparsak çok şey kaybederiz” uyarısında bulunan Gül, siyasi gerilimi düşürebilmek için bazı önlemler düşündüğünü, bunları olgunlaştırmaya çalıştığını söyledi. Gül bu konuda ayrıntı vermedi.
Gül gazetecilerin bu konudaki sorularını şöyle yanıtladı:
- Hindistan"da iç barış ve çatışma ortamının önlenmesi çabalarına vurgu yapıyorsunuz. Türkiye"de ise Meclis"te geçen hafta başlayan gerilim bugün (dün) de devam etti. Sayın Bahçeli, Meclis grup sıralarına bir metreden fazla yaklaşılması halinde ne olacağının görüleceğini söyledi. Sayın Erdoğan da MHP"nin faşistliği iyi bildiğini söyledi. Siz daha önce ortamı sakinleştirme yönünde açıklamalar yapmıştınız. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Kendi memleketimizin kıymetini siyasetçisi, gazetecisi, işadamı, vatandaş hepimiz bilmemiz lazım. Eğer bu kadar içe dönük kalır ve içe dönük mücadeleler yaparsak çok şey kaybederiz. Bunları yakın siyasi tarihimizde yaşadık.
Herkes, her ülke vatandaşının hayat standardını yükseltmeye çalışır, bunun peşindedir. Sadece ekmek sağlamak değil, her bakımdan.
Türkiye"nin bunu aşması lazım.
Hep yazılır; IMF, Dünya Bankası olsun, diğer kuruluşların olsun, raporlarında. "Middle Income Trap" dedikleri, Orta Gelir Tuzağı dedikleri bir durum vardır. Türkiye 10 bin dolar kişi başına gelir eşiğine geldi. Şimdi orta gelirli bir ülke olarak mı kalacak, yoksa zengin ülkeler arasına girebilecek mi? Bu tuzağı yırtıp geçmemiz lazım. Çünkü ekonomik gelişme ile özgürlükler de bağlantılı, birlikte ilerliyor. Enerjiyi içeride harcamamak lazım.

Allah akıl, fikir vermiş
- Bunu aşmamız lazım dediniz? Nasıl aşılabilir sizce?
- Akıl var, fikir var... Allah hepimize vermiş... Herkesin buna katkı vermesi lazım.
- Siz de açıklama yapıyorsunuz, ama siyasi liderler arasında polemik devam ediyor.
- Polemiğe prim vermeyin siz de...
- Nasıl?
- Bir hafta haber yapmayın; herkesin birbiriyle ilgili kötü söylediği şeyleri... İyi şeyleri yapın.
- Ülkenin Başbakanı, muhalefet liderleri Meclis"te konuşuyorlar, haber yapılmasa da canlı olarak TRT"den yayımlanmayacak mı?
- Bakalım bir de böyle deneyelim. Herkesin birbiriyle ilgili iyi söylediği şeyleri yazalım, bakalım ne olur?
- Liderler son zamanlarda birbirleriyle ilgili fazla iyi bir şey söylemiyor. Siz ayrıca devreye girmeyi düşünür müsünüz, ikili, üçlü, ya da başka planda?
- Çeşitli şeyler var aklımda. Biraz olgunlaştırıyorum bunları. Herkesin katkı vermesi lazım derken, kendimi de bunun içine koyuyorum. Yoksa kendimize güvenimiz de kaybolur. Bir fasit daireye girilir. Yazık olur.
Dışarıda, işte Hindistan"da görüyorsunuz: İktidar partisi, muhalefet partisi lideriyle konuştum. Orada olup Türkiye hakkında söylediklerini duymanızı isterdim. Bir ülkenin başka ülkeyi takdir etmesi kolay değildir, kıskançlıklar olabilir. Dolayısıyla bu her zaman böyle olmaz. Bu söylediğiniz şeyler üzücü tabii, üzüldüm doğrusu.
Gül"ün sözleri, iç siyasette son yılların en önemli çıkışlarından birisi, belki en önemlisi sayılabilir. Bu kadar yıldır siyasetin her kademesinde bulunarak en üst makama çıkmış olan Gül, mutlaka medyanın Başbakan ve muhalefet liderlerinin sözlerini aktarmadan durmakta zorlanacağını, bu olsa bile, soruna köklü çözüm sayılmayacağını biliyor. Bu tür beklenmedik bir çıkışla bu işin artık tadının kaçtığını ve bir son verilmesi gerektiğini, Başbakan Erdoğan dâhil bütün siyasi liderlere söylüyor. Belki de bu çağrı doğrudan Başbakan Erdoğan"a; belki de Gül, siyasi kader arkadaşı Erdoğan"a "Bir hafta rakiplerinin damarına basma, polemik ortamı son bulsun" demek istiyor.

Müteahhitlere çağrı: 3 milyon km. yol
Cumhurbaşkanı Gül, dün Hindistan Cumhurbaşkanı Prathibha Patil, Başbakan Manmohan Singh ve iktidar partisi lideri Sonia Gandhi ve muhalefet lideri Sushma Swaraj"ın yanı sıra, Türk ve Hintli işadamları ile de bir araya geldi.
Gül görüşmeler üzerine verdiği bilgide Hindistan"ın Türk müteahhit ve yatırımcılarına açık olduğunu çarpıcı bir örnekle verdi.
Hintli yetkililer, Türkiye"nin hızla karayolu inşa edebilen bir ülke olduğuna dikkat çekerek dünyadaki en iddialı yol projelerinden birine davet etmişlerdi.
Hindistan"ın 2012 altyapı programına 3 milyon 100 bin kilometre yol inşaatı konmuştu. Bu, günde 20 kilometre yol döşenmesi demekti. Cumhurbaşkanı Gül, bütün dünyanın akın edeceği bu projede Türk inşaatçıların olabildiğince çok pay kapmasını istiyor.
Türk-Hint ilişkilerinde dün önemli bir nokta da Türkçe-Hintçe sözlüğün tanıtımının yapılması ve ilk baskıların da Cumhurbaşkanı ile birlikte, Hindistan"daki Türk okullarının öğrencilerine hediye edilmesi oldu.
Cumhurbaşkanı Gül"ün heyetinde iki Hindoloji, Hint dili uzmanı Ankara Üniversitesi"nden Profesör Dr Korhan Kaya ve Erciyes Üniversitesi"nden Doç Dr Ali Küçüker de bulunuyor.

Gül: İran"a ambargo gelebilir
Cumhurbaşkanı Gül, İran"ın nükleer programı konusunda gelişmelerin olumsuz seyrettiğini ve İran"a ambargo gelirse şaşmamak gerektiğini söyledi.
Hindistan yönetimi ile görüşmelerinde İran konusuna da değindiklerini söyleyen Gül şu açıklamalarda bulundu:
* Muhakkak ki çalışmalar devam edecektir. Bir taraftan da olumsuz gelişmeler var. Ambargo gelirse şaşmamak gerekir. Ambargoda çok ısrar var. Türkiye son bir, iki haftadır bu konuya çok yoğunlaştı. Sessiz diplomasi yürütüldü. Bir ara doğrusu ümitliydik. Ama olumsuz açıklamalar görüyoruz. Tabii çalışmalara devam etmek gerekir.
* (ABD Savunma Bakanı Gates"in "İran gecikirse, anlaşma olmaz" demesi hatırlatılınca) Sözlerim, ambargoyu arzuluyor diye, ya da olumlu bir şekilde aldığım düşünülmesin. Türkiye"nin Birinci Körfez Savaşı"nda bir komşusuna(Irak) uyguladığı ambargonun maliyeti biliniyor. Ambargo sonuç getirmiyor.
* ("BM"de oylama olduğunda Güvenlik Konseyi üyesi olarak Türkiye ne yönde oy kullanacak?" sorusu üzerine) Türkiye"nin özel bir yeri var. Tabii ki biz NATO ittifakının bir üyesiyiz. Ama Türkiye"nin farklı bir konumu var. Atom Enerjisi Ajansı"nda farklı oy kullandık. ("Türkiye çekimser mi kalır?" sorusu üzerine) Türkiye"nin özel bir konumu var. Türkiye bu sorunun çözümüne katkıda bulunacak bir ülkedir. Uzaktaki ülkelere ambargo kolay oluyor da, komşuya ambargo farklı oluyor. Hem ambargolar pek netice vermiyor; insanları cezalandırıyorsunuz.- Radikal