İçinde bulunduğumuz kış ayları tam da grip ve soğuk algınlığına yakalanma zamanları… Bu hastalıklardan korunmak için ne gibi önlemler almamız gerektiğini öğrenmeliyiz öncelikle. Tüm çabamıza rağmen hastalık yakamıza yapışırsa da ondan kurtulmak için doğru tedavi yollarına başvurmalıyız. Peki, grip ve soğuk algınlığı hakkında ne kadar bilgimiz var?

Grip ve soğuk algınlığı arasındaki farkı ne kadarımız biliyor? Gribe yakalandığımızda vitamin takviyesi almamız işe yarar mı? Hemen eczaneye koşup kendi kendimize antibiyotik almak doğru mu? Kimler grip ve soğuk algınlığında daha çok risk altında? Tüm bu soruları İstanbul Özel Medipol Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hale Handan Sarıkaya yanıtlıyor.

Grip nedir? Grip ve soğuk algınlığı arasındaki fark nedir?
Grip ve soğuk algınlığı, belirtileri farklı olan virüslerin yol açtığı 2 farklı hastalıktır.

Grip belirtileri:
Başlangıç: Ani
Ateş: Genellikle
Ağrı: Genellikle, şiddetli
Üşüme: Sıklıkla
Yorgunluk, halsizlik: Sıklıkla
Hapşırma: Nadir
Burun tıkanıklığı: Nadir
Boğaz ağrısı: Nadir
Öksürük: Sıklıkla, şiddetli
Baş ağrısı: Sıklıkla

Soğuk algınlığı belirtileri
Başlangıç: Aşamalı
Ateş: Seyrek
Ağrı: Hafif
Üşüme: Nadir
Yorgunluk, halsizlik: Nadir
Hapşırma: Sık
Burun tıkanıklığı: Sık
Boğaz ağrısı: Sık
Öksürük: Hafif
Baş ağrısı: Nadir

Gribe yakalandığımızda vitamin takviyesi almalı mıyız?
C vitamini, ekinezya, çinko ve beta glukan takviyesinin grip belirtilerini azaltma ve hastalık süresini kısaltmada faydalı olduğu kanıtlandı.

Ne zaman doktora gitmeliyiz?
Belirtileri gidermeye yönelik antigribal ilaçlardan fayda görmüyor, ateşiniz yükseliyor, şikayetleriniz giderek artıyorsa mutlaka bir uzmana başvurmalısınız.

Grip virüs çeşitleri; Influenza A, Influenza B, domuz gribinin özellikleri nelerdir? Bu yıl özellikle hangi tip virüs yaygın?
Sıklıkla görülen ve salgınlara neden olan etkenler influenza A, influenza B’dir. İnfluenza A’nın, domuz gribi diye bildiğimiz H1N1 ve H3N2 alt tipleri vardır. Bu yıl özellikle H3N2’ye rastlanıyor. Bu virüs, ani başlangıçla beraber yaygın kas ağrıları, kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı dışında bulantı ve karın ağrısına da yol açıyor.

Grip tedavisinde hangi durumda antibiyotik kullanılır? Kendi kendine antibiyotik kullanmanın sakıncaları nelerdir?
Gribin etkeni virüslerdir. Tedavide antigribal, antiviral ilaçlar kullanılır. Antibiyotikler bakterilerin neden olduğu hastalıkların tedavisinde kullanılıp asla virüslerin ilaçları değildir. Gereksiz yere alınan antibiyotik, mikropların direnç kazanmasına yol açarak sonradan oluşabilecek ciddi enfeksiyonlarda tedavi edilmenizi zorlaştırır.

Gribin ilerlemesi ve komplikasyonlardan biri olan pnömoni (zatürre) gelişmesi durumunda doktorunuz size antibiyotik önerecektir. Bunun dışında sinüzit, tonsillit gibi bakteri enfeksiyonu düşünülen durumlarda antibiyotik kullanılmalıdır.

Grip nasıl bulaşır?
Grip virüsleri çok hızlı bulaşır. Hasta kişinin öksürüğü, hapşırığıyla milyonlarca virüs havaya saçılır. Hava yoluyla diğer insanlar virüsü alır. Bağışıklığı zayıflamış kişilerde hastalık hali ortaya çıkar. İnsanların toplu halde bulunduğu sinema, okul, toplu taşıma araçları, alışveriş merkezleri, ibadet yerleri hastalığın yayılımı için uygun ortamlardır. Hasta kişinin dokunduğu yerlere (Kapı kolları, masa, telefon vs.) temasla ve sonrasında ellerin ağza ve gözlere sürülmesi ile virüs bulaştırılmış olur.

Gribe karşı hangi önlemleri almak gerekir?
Salgınları önlemek açısından hasta kişiler en azından ilk 24 saatlerini evde geçirmelidirler. Hastalar hapşırırken, öksürürken tek kullanımlık mendil kullanmalı, hemen sonra çöpe atmalı, ortalıkta bırakmamalıdırlar. Eğer mendil yoksa el değil, kol ağzı kapatmak için kullanılmalıdır. Eller sık sık ve kuralına uygun yıkanmalıdır. Beslenmeye özen gösterilmelidir.

Antivirüs ilaçlar ilk 48 saat içinde alındığında hastalığın şiddetini azaltması ve süreyi kısaltması, ayrıca influenza ile ilgili gelişebilecek komplikasyonları önlemesi açısından önemlidir. Etkinlikleri yüzde 70-90 civarındadır.

Kış aylarında özellikle kimler grip riski altındadır?
Özellikle KOAH, astım, alerji, kronik böbrek yetmezliği, diyabet, kalp damar hastalıkları, hematolojik hastalıkları olanlar ve 65 yaş üzerindekiler kış aylarında risk altındadırlar ve aşı olmalıdırlar.