Birgün gazetesinin haberine göre, ailesi, Bakır’ın 21 Mayıs 2011 sabahı Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi’nde 3 sivil polis tarafından bir arabaya bindirilerek kaçırıldığını belirterek, İHD ve BDP'ye başvuruda bulundu. 
 
İSMAİL’İN SON ÇIĞLIĞI: ‘İMDAT BENİ ÖLDÜRECEKLER’ 
 
Anne Elif Bakır 21 Mayıs 2011 sabahı aldığı telefonla yıkıldı. Sabah saat 9.30 civarında evin telefonunun çaldığını anlatan Anne Bakır, “Bir açtık ki telefonun diğer ucunda nefes nefese bir ses.Bana İsmail’in arkadaşı olduğunu, bu sabah saat 9.00 gibi buluşmak için anlaştıklarını söylüyor. Ancak İsmail kendisinin bulunduğu yöne doğru ilerlerken bir arabanın aniden durduğunu, telsizli 3 sivil polisin birden arabadan inerek İsmail’i yakalayıp arabaya bindirdiklerini, bu arada İsmail’in ise son çığlığının, ‘İmdat beni öldürecekler’ olduğunu anlatıyor” diye konuştu. Anne, “Oğlum aylardır kapalı kutu gibiydi. Bizi üzmemek için olan biteni anlatmamış yavrum. Onun saçının teline bir şey olursa bundan her fırsatta Kürtlere göz dağı veren ve polislere bu cesareti veren Başbakan Erdoğan bizzat sorumludur” dedi. 
 
SİVİL POLİSLERDEN TEHDİT İDDİASI 
 
Edinilen bilgiye göre İsmail Bakır, BDP’ye üye olduktan sonra da polis tarafından tehdit edildiğini söylemişti. Ailesine ait tekstil atölyesindeki işçileri her gece servis arabasıyla evlerine bırakan Bakır, 24 Ocak 2011 gecesi saat 23.00’de işçileri bıraktıktan sonra evine dönerken yaşadıklarını İHD'ye yaptığı başvuruda şöyle Anlatmıştı: "Yenibosna İtfaiyesinin yakınında sivil polis arabası tarafından yolum kesildi. Aracıma binen sivil polislerden daha önce işyerinin önünde de benim ve çalışanların kimliklerini birkaç kez kontrol etmişti. Bana ‘Neden bu partiye üyesin’ diye sordular. ‘Hangi parti’ dedim, ‘BDP’ dediler. ‘Niye başka bir partiye değil de BDP’ye üyesin’ diye ısrar ettiklerinde, onlara BDP’nin yasal bir parti olduğunu söyleyerek neden bana bağırdıklarını sordum. Bana ‘Konuşma’ diyerek darp etmeye başladılar. ‘Sen partiye bağış veriyorsun’ diye bağırmaya başladı bir tanesi. Arabada yanıma oturan polis birden belindeki silahı göstererek, ‘Sizin gibileri bundan anlarlar’ diyerek ölümle tehdit etti. ‘Bir daha seni orada görmeyelim. Oradan uzaklaşmaya bak’ diyerek arabadan indiler.” 
 
İddiaya göre yaşadıklarını ağabeyine anlatan Bakır’a yönelik tehditler sonraki günlerde de devam etti. 5 Şubat 2011 tarihinde Yenibosna cemevi önünde bu kez yunus polisler tarafından önü kesilen Bakır, “Senin gittiğin yol, yol değil. Seninle sonra görüşeceğiz” denilerek tehdit edildi. İsmail Bakır’ın ağabeyi Mehmet Bakır, kardeşini en son 20 Mayıs gecesi gördüğünü belirterek, İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi, Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğü, Çakmak, Atakent, Dudulu karakollarının hepsine başvura bulunup kardeşini sorduklarını ancak yanıt alamadıklarını belirtti. Mehmet Bakır, “Bu nasıl iştir? BDP üyesi olmak ne zamandan beri yasak? Bunların ‘İleri demokrasisi’ insanları İstanbul’un göbeğinde kaçırmak mı?” diye sordu. 
 
KARAROL ÖNCE ‘BURADA’ DEMİŞ SONRA İNKAR ETMİŞ 
 
Olaydan 28 saat geçtikten sonra tekrar Ümraniye Atakent Karakolu'nu aradığını belirten ağabey Bakır, şunları anlattı: ‘’Telefonu açan polis memuruna kardeşimi sordum. Orada olduğunu gözaltında tutulduğunu söyledi.Bana telefondan bilgi veremeyeceğini ancak karakola geldiğimde olayı öğrenebileceğimi söyledi. Ancak karakola geldiğimde bu kez söylediklerini inkâr ederek öyle birinin hiç gözaltına alınmadığını söylediler. Beni ise en çok şaşırtan olay ise, Ümraniye Dudulu karakolunda bulunan polis memurlarına, her yere başvurduğumu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terör İle Mücadeleye de başvurduğumu ama orada olmadığını söylediklerini aktardığımda oradaki bir sivil polis bana, ‘Orada olsa bile sana söylemezler’ demesiydi.” 
 
İsmail Bakır’ın üye olduğu Bahçelievler BDP ilçesine ve İHD İstanbul şubesine başvuran aile çocuklarının bulunması için sivil toplum kuruluşlarının desteğini bekliyor. (Birgün)