Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Nadir Baylar, camilerin sadece ibadetlerin yerine getirildiği mekânlar olmanın aksine aynı zamanda sosyal bütünleşmenin ve dini aydınlanmanın gerçekleştirildiği, sosyal konuların ele alındığı mekânlar olduğuna işaret ederek, “Camilerimizin ve din görevlilerimizin yüklendiği önemli fonksiyonların en üst derecede hayata geçirilebilmesi için kutladığımız bu hafta bir fırsata dönüştürülmelidir. Din hizmetlerini yerine getirmekle yükümlü olan insanlara Din Görevlisi denir. Din Görevlisi kendi cemaati ile değil Toplumun herkesimi ile iletişim kuran ve onlara dini ve ahlaki mesajın ulaşmasını sağlayan kişidir. Vatanımızın her köşesinde ve yurtdışında en zor şartlarda bile olsa mesai kavramı tanımadan görev yapan, insanlarımızla iç içe yaşayarak dertleri ile dertlenen, aralarında uzlaştırıcı ve bütünleştirici bir tutum sergileyen, dini konularda onları aydınlatan ve sosyal problemlerine çözüm arayan, sorumluluk bilincini hiçbir zaman kaybetmeyen din görevlilerimizin din hizmetinde ve milletimiz hayatında inkârı mümkün olmayan önemli bir yeri vardır” dedi.
Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle münasebetiyle din görevlilerinin yaşadıkları sıkıntılardan söz etme ihtiyacı duyduğunu kaydeden Baylar, “Din görevlisi, görev yaptığı camiye gelen misafirlerini ağırlayacak, onların oturabileceği ve ikramlarda bulunacağı, arandığında irtibat kurulacağı telefonu, kendisine sorulan dini sorulara cevap verecek eserleri olan kütüphanesi, bilgisayarı olan, büroya kavuşturulmalıdır. Din görevlisi sahipsizlik ve ilgisizlikten olumsuz etkilenmekte, gayreti ve verimi düşmektedir. Din görevlisine kurumu ve amiri sahip çıkmalıdır. Din görevlisi siyasetçiye, hatırlı seçmene, dernek başkanına ve muhtara kurban edilmemelidir. Din hizmetinde karşılaşılan problem ve başarısızlığın hesabı din görevlisine çıkartılmamalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı Merkez ve Taşra yöneticileri çağın ihtiyaçlarını dikkate alan din hizmeti planlamalıdırlar. Her konumdaki personeline ihtimam göstermelidir. Merkez yöneticileri taşra yöneticilerini, taşra yöneticileri de din görevlilerini dinleyerek problemleri tespit etmeli ve çözüme kavuşturulmalıdır. Yöneticiler talep ve eleştirilere açık olmalıdır” diye konuştu.
HACCA GİDEMEYEN DİN GÖREVLİLERİ VAR
Din görevlilerin kabiliyetlerine göre din hizmetine katkı sağlamaları için teşvik edilmesi ve özgüven aşılanması gerektiğini savunan Baylar, şunları söyledi: “30 yıldır hac organizesi düzenleyen bir kurumun, sevgi ve güven sağlayacak kural ve kaideleri belirleyemediği için görevlisi hac yapamadan emekli oluyorsa ve bundan dolayı kuruma karşı olumsuz tavır alınmasına mani olunamıyorsa kurum yöneticileri kendilerini gözden geçirmelidir. Türkiye Diyanet Vakfı sahip olduğu imkânlarıyla, bu imkânda kanı teri ve emeği olan Diyanet çalışanlarına hizmeti esas almalıdır. Her ilde misafirhane, kütüphane, toplantı ve sohbet salonları bulunan tesisler inşa etmelidir. Diyanet personelinin okumakta olan çocuklarına burs ve imkânlar sağlamalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı yöneticileri, çalışanlarına güvenmeli, Camiler ve Din görevlileri Haftasını sendika yöneticileri ile işbirliği yaparak kutlamaktan korkmamalıdır. Eğitim Öğretimin başladığı ilk Öğretim haftasının açılışında Sayın Vali Milli Eğitim Müdürleri Sendika yöneticileri beraber hareket ederken biz niye Camiler ve Din Görevlileri haftasında Valimizle Müftülerimizle birlikte hareket edemiyoruz”