Başbakan Erdoğan, askeri bir darbe endişeniz var mı sorusunu şöyle yanıtladı: Bir hissin içinde olmadım. Bundan önce olduğu gibi de kalkıp, bırakıp gitmem. Gereğini yaparım

Başbakan Erdoğan TRT-1"de canlı yayınlanan Politik Açılım programında ve partisinin İstanbul"daki toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Genelkurmay Başkanı"nı görevden alma sözleri karşısında zor durumda kaldığını söyleyen Erdoğan"ın asker sivil ilişkileri konusundaki sözleri şöyle:

İLİŞKİLERDE OLUMLU GELİŞMELER VAR

Asker sivil ilişkilerine baktığımız zaman, orada da beklenen, arzu edilen ordunun konumu netleştirilmemiş. Bugüne kadar Anayasal bir kurum olarak o da yerine dört dörtlük oturtabilmiş değil. Ama son dönemlerde bu konuda bana göre olumlu gelişmelerin olduğunu da söylemeden geçemeyiz. Bizim bu 7 yıllık süreç içinde birçok kurumsal değişikliklerin yapılması ve atılan adımlar noktasında, bir defa iktidar-ordu ilişkilerinde çok daha olumlu bir sürecin içine girdik. En azından sorgulama karşısında ordunun çok daha olumlu bir yaklaşım içinde olduğunu, bu sorgulanmalarda gerekli cevabı kamuoyuna da, bize de verdiğini görüyorum. Bunu da çok açık ve net söylemem gerekir. Şu son gelişmelerde ben Genelkurmay Başkanımızla görüşmelerimde, Genelkurmay Başkanımızın bu konudaki hassasiyeti çok açık ve nettir. "Ben hukuka ters bir yapıyı, hukuka ters davranan, gerçekten orduma ve ülkeme zarar verecek bir subayı ordumun içinde yaşatamam", bunun bana kendisi söylemiştir. Yeter ki bunu yargı içinde süratlendirelim ve orada netice alalım. Burada biz yürütme olarak üzerimize ne düşerse yapmak durumundayız ve şu ana kadar bunu yaptık. Açık söylüyorum. Bundan sonra da yaparız. Bunu bırakamayız.

İŞ YARGIDA, BU SÜREÇTE KONUŞMAK ZOR

(Başbuğ"un, belge çıktığında "Bu haliyle kağıt parçası" ardından da "Ama artık darbeleri de bu devirde savunamayız barındırmayız" dediğinin hatırlatılması üzerine) O tür ifadeleri bana da ifade etmiştir. Hiçbir zaman bunun tarafı olmam. Bu süreci, bizim de çalışma ve gayretlerimizle yargıya sevk etmiş olmak, artık sürecin yargıda devamı anlamındadır ki, yargıda olan bir süreçte siyasiler için konuşmak daha zor. Medya için daha rahat.

ADIMLAR ÇOK DİKKATLİ ATILMALI

("Niye istifasını istemiyorsunuz"gibi görüşler bulunduğunun hatırlatılması üzerine) Söyleniyor. Dün de bir akademisyen bir toplantıda böyle bir şey kullandı. Biz de bu tür şeyler karşısında darda ve zorda kalıyoruz.

”Anayasa"daki başbakana karşı olan sorumluluk hangi çerçeve içerisindedir? Bunları değerlendirmek lazım. Biliyorsunuz Genelkurmay Başkanı, başbakanın ataması ile gelmez. Bakanlar Kurulu"nun teklifi ve Cumhurbaşkanı"nın onamasıyla gelir. Peki bunun tam aksi olması halinde durum ne olur? Orada da başbakanın tasarrufu yoktur. Yine süreç tam tersine devam eder. Peki, itiraz halinde neresi olur? Nereye itiraz eder? İtirazın kabil olması için askeri yargıya itiraz eder. Bunların değerlendirmesini çok dikkatli yapmak lazım.

Atılacak adımları da ülkenin birliği, bütünlüğü için hassasiyetle sürdürmek lazım. Tabii diğer konulara gelince de bu süreç içerisinde de yargı, bana göre "adeta kılı kırk yarar" şeklinde devam ediyor. Kurumun tahrip edilmemesi, bu da çok önemli. Bakın geçen hafta 8 tane subay davet edildi. Bunlar dinlendi, gönderildikten sonra yeni 2 tane daha dinlendi, demek ki süreç devam ediyor. Bu hafta içerisinde kim bilir kimleri davet edecekler.

DUYGUSALLIKLA DEVLET İDARE EDEMEYİZ

Bir de duygusal bir yapı içerisinde bizler devleti idare edemeyiz, duygusallığı bir kenara koyacağız. Ne getirir, ne götürür, bunları iyi değerlendireceğiz. Türkiye"de öyle anlar olmuştur ki bir cümle kullanılmıştır piyasalar çöküvermiştir. Bunları düşünmek durumundayız. Mesela muhalefet lideri bakıyorsunuz bir açıklama yapıyor, düşünmüyor, bakıyorsunuz borsa bir anda 3 bin puan düşüyor. Bunları düşünmek durumundayız. Bu hassasiyet içerisinde süreci işletiyoruz, çalışıyoruz. Fakat, yargı bu süreci çok daha hızlı işletebilmelidir. Silivri"de süren “Ergenekon Davası” çok sanıklı, davanın dosyaları çok çok kabarık. Yargının bu süreci daha da hızlı bir şekilde sürdürerek neticeye varılmasını temenni ediyoruz.Hiç bir zaman suç sabit olmadıkça kimseye sen suçlusun diyemeyiz. Buna hakkımız yok ve bir an önce de neticeye ulaşılmasını istiyoruz.

ASKERİ VE SİVİL SAVCI ARASINDA SIKINTI

(Bazı raporlarda, belli bir partiye, hükümete, belli cemaatlere karşı böyle bir hazırlık askerin göreviymiş gibi algılamalar da var. Siz böyle görüyor musunuz? sorusu üzerine) Ben böyle görmüyorum. Böyle bir şey söz konusu olmaz. Bu siyasete bulaşmaktır, siyaset yapmaktır ki bu onlar içinde hayırlı bir şey değildir. Bir defa, şu anda olay, yargı süreci içerisinde iken, burada hazırlanan şey, partimle ilgili olan şey geldiği anda, hemen suç duyurusunda bulunduk. Biz hemen bu işi yargıya havale ettik. Dedik ki biz bunun sonuna kadar takipçisi olacağız. Ne içerisinde, tabiİ ki hukuk içerisinde.

Askeri savcının, siville arasında bir sıkıntı var. Bu bizi ilgilendiren bir olay değil, bizi ilgilendiren bir olay var. Adlı Tıp raporunda ne deniliyor. "Bu Dursun Çiçek"in eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır"diyor. Burada şöyle bir şey söyleniyor. Niçin öyle bir ifade kullanılıyor da "aslıdır"denilmiyor. Böyle bir şey de var. Tabii ben bunu da sordum. Dediler ki "bunun literatürdeki ifadesi budur, böyle kullanılır"Literatürdeki ifadesi buysa, demek ki bu böyle, vaka bu. Bunun ifadesi buysa, demek ki bunun üzerinde durmanın bir anlamı yok.

(Askeri bir endişe, hükümeti ortadan kaldırma, Türkiye böyle bir darbenin eşiğinde, yada gölgesinde ya da baskı altında çalıştığınız hissiyatı var mı sizde? sorusu üzerine) Ben böyle düşünmedim. Bir hissin içinde olmadım. Bundan önce olduğu gibi de kalkıp, bırakıp gitmem. Gereğini yaparım.

POLİSTE TEMİZLİK HAREKATI YAPTIK

Meclis"teki grup toplantısında yaptığım konuşmada, “Devletin tüm kurumları içindeki en üst bürokratına varıncaya kadar bu tür şeylere karışanlar varsa, bunları yargıya teslim etmekte hiç tereddüt göstermemeliyiz” dedim. Göreve ilk başladığımız yıllarda da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı"nda üst düzeyde operasyonlar yaptırdık. Ardından emniyette üst düzeyde operasyonlar olduğu. Şu anda Emniyet Genel Müdür Muavini ile Sakarya İl Emniyet Müdürü cezaevinde, 69 polis ve müdürü kapsayan çok ciddi rüşvet operasyonları yapıldı. Bunlar temizleme harekatı. Eğer biz bu temizleme harekatını gerçekleştiremezsek, halkın devletine olan güveni azalacaktır. Devlete olan güvenini tesis etmemiz lazım. Benim vatandaşım devletin dairesine gittiği zaman orada "haklıysam işim halledilir, çözülür problemim" diyemiyorsa, buna güvenemiyorsa, burada sıkıntı var demektir. Bizim de bunu aşmamız lazım. Bu konuda çözüm noktasına gelindi mi? Daha atacağımız çok adım var. Almamız gereken çok mesafe var.

Genelkurmay Başkanı görevden alınırsa
dava açabilir!..

BaŞbakan Erdoğan, TRT"de katıldığı programda, “Genelkurmay Başkanı, Başbakan"ın ataması ile gelmez. Bakanlar Kurulu"nun teklifi ve Cumhurbaşkanı"nın onamasıyla gelir. Peki bunun tam aksi olması halinde durum ne olur? Orada da Başbakanın tasarrufu yoktur. Yine süreç tam tersine devam eder. Peki, itiraz halinde neresi olur? Nereye itiraz eder? İtirazın kabil olması için askeri yargıya itiraz eder” dedi. Erdoğan"ın bu sözlerini VATAN"a değerlendiren Anayasa hukuku uzmanı Prof. İbrahim Kaboğlu, Cumhurbaşkanı"nın, Genelkurmay Başkanı"nı, Bakanlar Kurulu"nun teklifi üzerine ataması işlemine karşı dava açılıp açılmayacağına ilişkin mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığına dikkat çekti. Kural olarak Cumhurbaşkanı"nın tek başına yaptığı işlemlere karşı dava açılamadığını hatırlatan Kaboğlu, “Genelkurmay Başkanını atamak da Cumhurbaşkanının yürütme alanına ilişkin görev ve yetkilerini düzenleyen Anayasanın 104/B maddesinde düzenleniyor” dedi.

Prof. Kaboğlu, “Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine yapılan işlemin, Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler arasında sayılamayacağını, yani bu işleme karşı dava açılabileceğini” belirtti.

Kaboğlu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu ve Anayasa"nın 157. maddesinde “Mahkemenin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile asker kişileri ilgilendiren idari işlemlere karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"ne dava açılacağı”nın düzenlendiğine dikkat çekti. Başbakan"ın sözkonusu ifadesi, hukukta tartışmalı bir konu olan, Genkurmay Başkanı"nın görevden alınması durumunda dava açıp açamayacağına ilişkin olarak “dava açılabileceği” yorumuna destek olarak değerlendirildi.

Görevden alma Bakanlar Kurulu kararı

Milli Savunma Bakanlığı eski Başhukuk Müşaviri Cavit Çalış, Cumhurbaşkanı"nın, Bakanlar Kurulu"nun teklifi üzerine Genelkurmay Başkanı"nı görevden alabilmesinin Cumhurbaşkanı"nın tek başına yaptığı bir işlem sayılamayacağını belirtti. Çalış, “Sonuçta bu niteliği itibariyle bir Bakanlar Kurulu kararıdır. Bütün Bakanlar Kurulu kararlarına karşı da dava açılabilir. Burada davanın askeri veya sivil yargıda görüleceği konusunda bir tartışama da yoktur. Zira Anayasa"nın 157. maddesine göre, askeri kişiler ve askeri hizmete ilişkin işlemleri başka makamlar yapmış olsa bile davanın açılacağı yer Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"dir” dedi.

Aşının yan etkileri açıkça anlatılsın

BaŞbakan Erdoğan"ın dün konuştuğu konulardan biri de domuz gribiydi. Sağlık Bakanı"na daha önce aşı olmayı düşünmediğini ifade ettiğini anlatan Erdoğan şunları söyledi: ”Kaldı ki risk yaşı ilan edildi. Bunu kim ilan ediyor? Doktorlar. Bu işin ehli olan tıptaki insanlar bunu tespit ettikten sonra ben kalkıp da "bunların söylediği yanlıştır" diye bir iddianın içine giremem. Ama bazı şeylerde de inanmam, ikna olmam gerekir. Bu noktadayım. Sayın Bakanımdan bu aşının yan etkilerinin anlatılmasını istemiştim. Anlatın, bu konuda çok açık olalım, rahat olalım. Herkes bunu bilsin. (...) Bazı ülkeler bu işe karşı durduklarını söylüyorlar. Amerika"nın kullandığı aşılarda içerikte farklı şeyler olduğu, bize gelenlerde faklı şeyler olduğu... Bunu en iyi anlatacak olanlar tabii ki o işin ilmini yapanlardır. Önlemler alındı. Önleyici ve koruyucu olmak kaydıyla bu adım atıldı. Zorlayıcı asla olmamalıyız. Yan etkileri varsa, nelerdir bunlar anlatılmalı, faydaları anlatılmalı. Önüne gelen istediği gibi konuşmamalı./vatan