Sebepsiz yere şişkinlik, karın ağrısı, deri döküntüsü, mide bulantısı, kemik erimesi ya da gelişme geriliği… Birbirinden çok farklı olan bu belirtiler alakasız gibi dursalar da çölyak hastalığının habercisi olabiliyor. Bu şikayetlerden birinin bile yaşanıyor olması mutlaka çölyak açısından değerlendirilmeyi gerektiriyor. Çünkü hastalar çoğu zaman belirtilerin hepsini bir arada yaşamıyor. Tanı konulamadığı için gerekli tedavi yapılmadığı takdirde ise ölüme bile neden olabiliyor.

Çölyak hastalığına yol açan en önemli nedenin, pek çok yiyecekte bulunan gluten maddesinin vücut tarafından tolere edilememesi olduğunu belirten Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Özdal Ersoy, bunun basit bir kan tahlili ile anlaşılabildiğini belirtiyor. Kan tahlilinde bir takım antikorların pozitif çıkması durumunda ise bir sonraki aşama endoskopi oluyor. Çölyak hastalığının kesin tanısı endoskopi sırasında alınan biyopsinin patolojiye gönderilmesi ile ortaya çıkıyor. Patoloji sonucunda çölyak hastası olduğu kesinleşen kişinin de tedavi için mutlaka glutensiz yaşama alışması gerekiyor. Uzman Dr. Özdal Ersoy, 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü’nde hastalıkla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

100 KİŞİDEN BİRİ ÇÖLYAK HASTASI
10 yıl öncesine kadar 250 kişiden birinde rastlanan çölyak hastalığı günümüzde 100 kişiden birinde görülüyor. Bu artışın en önemli sebebi ise hastalığın eskiye oranla çok daha iyi biliniyor ve doktorlar tarafından tanı koyulabiliyor olması.

GLUTEN MİKTARININ ARTMASI ÇÖLYAKI TETİKLEYEBİLİYOR
Genetik bir hastalık olan çölyak, her yaşta ortaya çıkabiliyor. Glutene karşı duyarlılığı olmadığını düşünen birinde çevresel faktörlerin etkisiyle aniden çölyak ortaya çıkabiliyor. Beslenme düzeni nedeniyle yoğun gluten almak bu hastalığın tetiklenmesinde çok önemli bir etken.

ÇOCUKLARDA TANI DAHA KOLAY KONULUYOR
Çölyak her yaşta ortaya çıkabilen bir hastalık. Ancak çocukluk çağında çölyak tanısı koymak çok daha kolay. Sebepsiz karın ağrısı, alerji, inatçı kusma, deri döküntüsü, tedaviye rağmen düzelmeyen kansızlık ve gelişme geriliği gibi belirtiler çölyak hastalığının göstergesi olabiliyor. Ancak erişkinlerde tanı konması çocuklardaki kadar kolay olmuyor. Çünkü yetişkinlerde bu belirtilerden sadece biri de görülebiliyor.

ANNE SÜTÜ ÇÖLYAK HASTALIĞINA KARŞI DA KORUYUCU
Bebeklerin ilk 6 ay mutlaka sadece anne sütüyle beslenmeleri, 1 yaşına kadar da kesinlikle inek sütü içmemeleri gerekiyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki anne sütüyle beslenmeyip erken dönemde inek sütüyle tanışan çocuklarda çölyak görülme riski çok daha fazla. Anne sütünde çölyak hastalığına karşı koruyucu maddeler bulunuyor. Bu nedenle ileriki nesillerin çölyak hastalığına yakalanma ihtimalini düşürmek için ilk 6 ay anne sütü vermek, unlu gıdalara mümkün olduğunca 6 aydan önce başlamamak, 6 ay sonrasında ise anne sütü yeterli değilse ona en yakın olan keçi sütüyle bebeği beslemek gerekiyor. Bu sayede çocuklarda çölyak hastalığına karşı çok iyi bir bağışıklık sistemi oluşabiliyor.

LEZZETLİ OLAN HER GIDANIN İÇİNDE GLUTEN BULUNUYOR
Gluten başta buğday, yulaf, çavdar ve arpa olmak üzere birçok gıdada yer alıyor. Ayrıca kıvam artırıcı özelliği nedeniyle de pek çok ürünün içeriğine ekleniyor. Mayayı kabartıyor, yoğurda kıvam veriyor, ekmeğin bayatlamasını geciktiriyor, salçayı toklaştırıyor, sakıza yapıştırıcı özelliğini veriyor.

HASTALIĞIN TEK TEDAVİSİ DİYET
Hastaların hayatından glutenli ürünler çıkartıldığında iki hafta içerisinde bağırsaklarda iyileşme görülüyor. Ancak bu durum tüm çölyak hastalarında bu kadar hızlı olamayabiliyor. Bu hastalarda iyileşme diyete rağmen 1 yıla kadar uzayabiliyor. Ayrıca diyetin yanı sıra kansızlık veya vitamin eksikliği saptanan hastalara demir ve vitamin takviyeleri de birkaç ay yapılabiliyor. Çölyak hastası olanların mutlaka glutensiz ürünleri tercih etmeleri gerekiyor. Çölyaklı çocukların da mutlaka anneleri ve öğretmenlerinin glutensiz hayatı öğrenmeleri ve bu durumu çocuğa aktarmaları gerekiyor.

ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA İLAÇLA TEDAVİ EDİLEBİLECEK
Çölyak hastalığının tedavisi için araştırma aşamasında olan bazı ilaçlar var. Önümüzdeki dönemde bu ilaçların etkinliği kanıtlandığı ve kullanılmaya başlandığı takdirde tedavi çok daha kolay hale gelebilecek. Hastalar bu ilaçları aldıklarında glutenli ürünleri yiyebilecek. Çünkü ilaç gluteni zararsız hale getirecek.

ÇÖLYAK HASTALARI NE YİYEBİLİR?
• Mısır, mısır unundan yapılmış mısır ekmeği (karma unlarla da mısır ekmeği satıldığı unutulmamalı.)
• Beyaz peynir.
• Her türlü sebze ve meyve.
• Yağ, bal, reçel.
• Pirinç pilavı.
• Patates, soya fasulyesis
• Her türlü bakliyat ve bakliyat unları (bezelye unu gibi.)
• Ev yoğurdu (hazır yoğurtlarda gluten olabilir, etiketleri iyi okunmalı.)
• Marketlerde satılan glutensiz gıdalar (sakız, çikolata, sirke, mayonez, ketçap, dondurma, şeker gibi çok tüketilen ürünlerde gluten olabilir, içerik etiketlerine dikkatlice bakılmalı.)

HANGİ HASTALIKLARLA BİRLİKTE GÖRÜLEBİLİR?
• Tiroid hastalığı ve diyabet: Çölyak, bağışıklık sisteminin glutenli gıdalara verdiği aşırı tepki sonucu ortaya çıkıyor. Bu nedenle de bazı bağışıklık sistemi hastalıklarını da beraberinde getirebiliyor. Örneğin çölyak hastası olan birinde aynı zamanda tiroid hastalığı ve diyabet gibi rahatsızlıklar da görülebiliyor.
• Lenfoma: Çölyak teşhisi zamanında koyulmayıp zaman geçtiği takdirde ise bağışıklık sisteminin aşırı çalışması ve antikorların hızlı bir şekilde üremesi nedeniyle lenfoma (özellikle de bağırsak lenfoması) oluşabiliyor. 

• Siroz: Nadir de olsa çölyak hastalarında siroz gelişebiliyor. Karaciğerin aşırı yorulması siroza neden olabiliyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki kısa bir süre önceye kadar sebebi yok diye düşünülen birçok siroz vakasının altında çölyak yer alıyor.
• Dermatitis Herpetiformis : Bu cilt hastalığı olanların çoğunda çölyak hastalığı da bulunur. Çölyak hastalarının ise yüzde 2-3'ünde de bu sorun görülüyor. Bu cilt hastalığında, dizler, dirsekler, saçlı deri ve koltuk altı bölgelerinde yoğunlaşmış, genelde simetrik yerleşimler gösteren kaşıntılı, ciltte pütürlenme yapan, içi su dolu lezyonlar oluşuyor. Kronik bir hastalık olduğu biliniyor.

Çölyak ayrıca kan problemlerine, sebepsiz düşüklere ve damar tıkanıklıklarına da neden olabiliyor. Tanısı konulamayan her hastalığın altında çölyak yatabiliyor. Çünkü çölyak her hastalığı taklit edebiliyor. Glutensiz ürünlerin artması ve çölyak derneklerinin gelişmesi bu hastaların hayatını büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Çölyak hastası olan herkesin bu derneklere üye olması ve gelişmeden bu şekilde haberdar olması yaşam şartlarının iyileşmesi açısından büyük önem taşıyor.