"Kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet siteleri" davası ile birleştirilen "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davasında, daha önceden çağrılan "gizli tanık Ethem"in beyanları alınıyor.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, kimlik tespitlerinin tamamlanmasının ardından hakkında yakalama kararı bulunan Albay Ziya İlker Göktaş'a yakalama kararına karşı diyeceğini olup olmadığını sordu.

Göktaş, "Şu an buradayım. Avukatımla buraya geldim. Söyleyeceğim bir şey yok" derken, avukatı da müvekkiline yakalama kararı ile ilgili herhangi bir tebligat yapılmadığını, kendisinin muvazzaf bir subay olduğunu, ancak GATA psikiyatri bölümünde tedavi gördüğünü ve bir ay raporlu olduğu halde kendisini iyi hissettiği için bugün mahkemeye geldiğini söyledi.

Göktaş'ın avukatı, sabit bir adresi olan evli ve çocukları bulunan müvekkili Göktaş'ın mevcut durumunda kaçma şüphesi olmadığını ifade ederek, tutuksuz yargılanmasını talep etti.

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Dursun Çiçek de ifadesi alınacak olan "gizli tanık Ethem"in dinlenmesinin dava açısından bir gerekliliği olmadığını belirterek, "Tanık Erzincan soruşturmasının tanığıdır. Bizim davamızdaki sanıklarla ilgili bir beyanı yoktur. Onun için dinlenilmesine gerek yoktur.

Tanığın dinlenmesine itiraz ediyoruz" diye konuştu.

Çiçek'in avukatı İrem Çiçek de bu gizli tanığın davayla ilgili bir beyanının olmadığını öne sürerek, "Müvekkillerimizle ilgili bir beyanı olmayan tanığın ifadesini almaya gerek yoktur. Bizimle ilgili bir beyanı olmadığı için de kendisine soracak bir sorumuz yoktur" dedi.

Mahkeme heyeti, bu yöndeki itirazları reddederek, gizli tanığın duruşmada dinlenilmesine karar verdi.

Bunun üzerine mahkeme katibi ile birlikte başka bir odada ses ve görüntüsü bozularak salona aktarılan gizli tanığın video konferans yöntemiyle ifadesi alındı.

"TSK MENSUPLARININ ÖRGÜTE YARDIM ETTİĞİNİ BİLİYORUM"

"Gizli Tanık Ethem", Erzincan merkeze bağlı Yaylabaşı bölgesinde korucu olarak görev yaptığını belirterek, şunları kaydetti: "Görev yaptığım bölgede Yaylabaşı Jandarma Karakol Komutanı Murat astsubay ile sık sık görüşüyorduk. Korucubaşı Kemal, ifademe konu olan olayların olduğu zamanda kendisine yeni bir silah almıştı. Bu silahı denemek için Murat astsubay ve beraberindekilerle bir atış alanına gittik. Bu karakolun her zaman kullandığı atış alanından farklı bir bölgedeydi. Atış alanında Murat astsubay, karakol askerlerine atış yaptırdıktan sonra onları yolladı. Biz atış yapmaya devam ettik. Askerlerin atış taliminden sonra biz bomba atar, biksi, G-3 ve Kalaşnikof gibi silahlar kullanarak ateş ettik. Bomba atarla atış yaparken hedef gözetmeksizin atış yapmamızın doğru olmadığını Murat astsubaya söyleyerek daha dikkatli ve hedef gözeterek atış yapmamız gerektiğini, kar birikintilerinin içine düşen bazı mühimmatların patlamadığını söyledim. Murat astsubay bir an önce mühimmatları bitirerek karakola dönmemizi istediğini söyledi. Hedef gözetmeye gerek olmadığını, mühimmatların zimmet fazlası olduğunu, imha edilmesi gerektiğini söyledi. Yaklaşık 1,5-2 sandık bomba atar mermisi attıktan sonra oradan ayrıldık." Kendisinin bölgede ülkücü olarak bilindiğini belirten "gizli tanık Ethem", Murat astsubay, bazı korucular ve karakolun askerleriyle birlikte intikale gittiklerini söyleyerek, Tunceli, Erzincan ve Ovacık'ın sınır oluşturduğu dağlık bir bölgede araçlardan indiklerini, önemli komutanların olduğu bir heyet kendileriyle buluşacağı için çevre güvenliği aldıklarını kaydetti.

Gelen komutanların, arkasında mühimmat olan bir araçla yukarı doğru devam ettiklerini belirten "gizli tanık", "Dönerken arkası boşalmıştı. Aynı dağın diğer yamacında yaylacılık yapan çobanlar var. Bunlar PKK'ya yardım ederler, sürekli yayladadırlar. Hatta bu insanların koyunlarını sınırdan geçirmelerine yardım bile ediyorlardı. Araçlardaki mühimmatın bunlara verildiğini düşünüyorum.

Savcı bana, 'Mühimmatı gömmüş olabilirler mi?' diye sormuştu. Araçta boş malzemeler vardı, ne olup bittiğini net olarak bilmiyorum. Silahlı Kuvvetler mensubunun terör örgütü mensuplarına yardımcı olduğunu biliyorum" dedi.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, "gizli tanık Ethem"in savcılık ifadesinde "ülkücülerin sokağa dökülmesi" başlığındaki bölümde "Murat astsubayın kendisine 'Ergenekon'dan tutuklu olanlara yardım etmek lazım" dediğini anımsattı.