Efeler’in Cumhuriyet, Hasanefendi, Güzelhisar, Meşrutiyet, Zafer gibi merkezi mahallelerinde oturuyor da bir yere gitmek için arabanızı park ettiğiniz yerden kaldırmak zorunda kaldığınızda…

Ya da ziyaret veya başka amaçlarla arabanızla bu mahallelere gitmek istediğinizde…

Alış veriş için aracınızla Ramazanpaşa, Yağcılariçi, Menderes Bulvarına gitmeyi düşündüğünüzde…

Kendiniz, eşiniz ya da çocuğunuzun tedavisi için Atatürk ya da Devlet Hastanesine aracınızla gitmek zorunda kaldığınızda…

Kontak anahtarını daha elinize almadan “oraya vardığımda ya da dönüşte ben bu arabayı nereye park ederim” demeye başlarsınız.

Hele bir de Kurtuluş gibi Meşrutiyet gibi evinizin önüne pazar kuruluyorsa bir gün önce aracınıza park yeri aramanın telaşına düşersiniz.

Strese giren sadece arabası olanlar mı?

Yarısını park eden otomobillerin kapladığı iki metrelik kaldırımlardan bırakın çocuk arabalı bayanları bu gün yayalar bile yürüyemiyor.

Çift sıra park nedeniyle Menderes Bulvarı günün yoğun olduğu saatlerde araçla geçilmez hale geldi.

Özel otoparklardaki yerler arabalarla birlikte satılır. Devamlı park etmek isteyen araç sahiplerini işletmeci sıraya alır.

Velhasıl Aydınlı olmanın konforunun yaşandığı değil külfetinin yaşandığı bir Aydın’da yaşıyoruz.

Araba sayısına her gün yenileri ekleniyor. Ama bu artış karşısında otopark sorununu umursamayan, gündemine bile almayanlar tarafından yönetiliyoruz.

Bu gün Aydın genelinde trafiğe kayıtlı 416 bin 249 araç vardır. Her bin kişiden yaklaşık 300 kişinin traktör ve motosiklet dışında aracı vardır.

Bu sayının daha artacağı düşünüldüğünde bir kent için artık oto park sorunu belediyelerin bir temizlik işleri kadar bir mezar yeri kadar acil çözümü gereken bir mesele haline gelmiştir.

Ayrıca Aydın göç alan iller arasındadır ve içerden ve dışarıdan aldığı göçle Efeler gibi Söke gibi Nazilli gibi hele yaz aylarında Kuşadası ve Didim gibi ilçelerin nüfusu gittikçe artmaktadır.

Peki, kronikleşen bu sorunun kaynağı ne?

Birincisi az gelişmiş ülke olmakla alakalıdır.

Washington’da 1907’de yerel yönetimce her ev için otopark zorunluluğu getirildiğinde henüz daha ilk otomobil sayılan “Ford Model T” henüz üretime geçmemişti.

Ayrıca ABD’de Kaliforniya’da restoranlar her çalışan için bir, her üç masa için de birer otopark alanı edinmek zorundadır.

Dünya’nın en teknik binası olarak planlanan Apple’ın 32 bin metre karelik fabrika ve çalışma alanına karşılık 14 bin çalışanı için 11 bin araçlık 32 bin 500 metre kare otopark alanı ayrılmıştır.

İngiltere’de Ekonomist Dergisi yeni yerine taşınacağında belediye tarafından ruhsat için her çalışana iki metrekarelik otopark alanı yapma zorunluluğu getirilmiştir.

ABD’de her bin kişiden 808’nin otomobili vardır. Ona rağmen bu ülkede otopark sıkıntısı çekilmez.

Her bin kişiden 202’sinde otomobil bulunan Çin’de ise bu sorun hat safhadadır.

Mesela otoparkı olduğunu belgeleyemeyene Japonya’da otomobil satışı yapılmaz. (Yaman Törüner, Milliyet 25.04.2017)

İkincisi, yasaya göre otopark yapma görevi büyükşehir uygulaması olan yerlerde büyükşehir belediyesinindir.

 Diğer yerlerde de normal belediyelerindir.

Yani Aydın’ın bütün ilçelerine otopark yapma ve ilerisi için soruna çözüm üretmekle yükümlü tek kurum büyükşehir belediyesidir.

Diğer sorunlarla birlikte son yıllarda sürekli ertelenen otopark sorununun yol açtığı görüntüyle ilk görende kocaman bir kasaba algısı uyandıran Aydın’ın bu hale gelmesinde entelektüel bakış eksikliğine bağlı “böyle gelmiş böyle gider”  mantığı önemli ölçüde rol oynamıştır.

En basitinden bir kenti geleceğe hazırlamanın birinci şartı o kentin en az elli yıllık geleceğini görebilmek ve o plan doğrultusunda yasaları uygulamaktan geçer.

Otopark yönetmeliğinde;

BİR: Her üç daire için 20 metre kare otopark alanı ayrılır,

İKİ: Planda yoksa semt otopark alanlarıyla ilişkilendirilir,

ÜÇ: Ön ve yan bahçe otopark olarak kullanılamaz,

DÖRT: Elli metre kare lokanta için bir otomobil park yeri olmazsa açma ruhsatı verilmez, denmesine rağmen Makyavelist uygulamalar ve oy avcılığına yönelik siyasi tavizler bu sorunu kronik hale getirmiştir.

Artık sorunun çözümü için;

-Hiç kimse araba almasın denemeyeceğine göre,

-Özel araba yerine toplu taşıma araçları tercih edilsin öğüdüne kimsenin uymayacağına göre,

-Özel araba ile trafiğe çıkılması mesela tek çift plakaya göre sınırlanamayacağına göre,

-Caydırıcı bir çare gibi görünen cadde ve sokaklara park eden araçlardan yüksek otopark ücreti alınması yasal olmadığına göre,

-Bu sorunun çözümü dışarıdan da olmayacağına göre,

Büyükşehir Belediyesi aciliyeti nedeniyle yasa emri bu görevini bir an önce yerine getirmek, problemi çözüme kavuşturmak mecburiyeti ile karşı karşıyadır. 

Sorunun kronik hale gelmesinin üçüncü ve sonuncu nedeni de vatandaştaki nemelazımcılıktır.

Hâlbuki bu konuda asıl görev diğer siyasi partilere, muhtarlara, basına ve bu kentin suyunu içen, havasını soluyan bütün sivil toplum kuruluşlarına ve derneklere düşüyor ve olayı gündemde tutma ve büyükşehir üzerinde baskı oluşturmaları gerekiyor.

Bu kentte yaşayan aracı olsun olmasın her bireyin de sorumluluğunun bir gereği hem talebin oluşmasına hem de canlı tutulmasına katkı vermesi gerekiyor.

Yoksa Aydın uzun sürmez üç beş sene sonra mutsuz insanlar şehri haline gelir.