Değerli Aydınpost okuyucuları, bu hafta  sizleri Giresun ilimize götüreceğim. Nedenine gelince,

Türkiye'de en lezzetli fındığı yetiştirilmesi ile  ön plana çıkan  Giresun, yemyeşil doğasıyla ziyaretçileri kendine hayran bırakan, uçsuz  bucaksız fındık bahçeleriyle Karadeniz, bugün dünyanın fındığını üretiyor.

Mecaz ya da abartı değil. Bugün dünyada üretilen  fındığın, oran yıllarına göre değişse de  yüzde 65- 75'i Karadeniz'den çıkıyor.

aydinavci-19092016.jpg

Fisko Birlik burada. Doğu Karadeniz bölgesinde Giresun, Ordu, Trabzon, Samsun gibi iller fındık üretiminde başı çekerken, Kocaeli, Zonguldak, Akçakoca, Düzce gibi Batı Karadeniz'deki bazı bölgeler de dünyanın fındık üretimini yükleniyor. Dünya fındığının geri kalanını üreten ülkeler ise başta İtalya, Azerbaycan, Gürcistan, ABD ve İspanya olarak sıralanıyor. Gelin görün ki en kaliteli ve lezzetli fındık, ‘’Fındığın Başkenti’’ diye nitelenen Giresun topraklarından çıkıyor. Giresun şehrimizde ayrıca Giresun Limanı da  bulunmaktadır.

 

Türkiye'nin Eli Güçlenecek!

Türkiye'nin en önemli ihracat kalemlerinden biri olan fındığın ulusal ve uluslararası arenada ticari anlamda hak ettiği yeri alabilmesi için Avrupa Birliği ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen "Rekabetçi Sektörler Programı" kapsamında bir proje geliştirilmiş 10 milyon € yatırımla Giresun'da yapılan 17 bin 500 ton kapasiteli ‘’Lisanslı Fındık Deposu ve Spot Borsası”nın tanıtım toplantısı için  Haziran ayında Giresun'daydık.

 

Toplantıda depo ve spot borsasının kurulmasının en önemli amacının dünya fındığının  yüzde 65-75'ini üretmesine karşın fiyat  belirlemede etkin rol oynamayan Türkiye'nin bu konuda elini güçlendirmek olduğunu öğrendik.

Bir turizmci ve köşe yazarı olarak büyük keyif alarak katıldığım toplantıda, AB Mali Programları Daire Başkanı Murat Altun, ülke genelinde fındık politikasına hakim olabilmek ve uluslararası rekabet gücünü artırabilmek için depo kapasitesinin 150 bin  tona  çıkarılması gerektiğini söylüyor ve anlatıyor,  gözlerinin içi parlayarak. Giresun Ticaret Borsası (GTB) AB Proje Geliştirme ve Uygulama Ofisi Müdürü Erdal Suat Başkan’da fındık alımında serbest  piyasada yaşanan  tekelleşmeyi önlemenin tek yolunun lisanslı fındık  depoları olduğunun altını çiziyor.

 

Lezzet Topraktan Geliyor!

Giresun fındığının lezzetinin sırrı, toprağın  yapısı ile açıklanıyor. Erdal  Suat Başkan,  “Giresun toprağında yer altı  sularının az olması nedeniyle fındıktaki su oranının azaldığını böylece fındığın daha yağlı ve daha lezzetli olduğunu” söylüyor.

GTB  Yönetim Kurulu  Başkanı  Temel Yanıkoğlu ise "Giresun'dan bir fındık fidanını Akçakoca'ya dikerseniz Giresun fındığı olmuyor "diyor. 

 

Burada Yaşamak Çılgınlık!

Giresun ziyaretimizde, şehrin  doğal güzelliklerini keşfetmek için rotamız  fındık  bahçelerinden yaylalara doğru çeviriyoruz, ancak Giresun'un hırçın doğasında 400-600 metre yüksekliğe kadar fındık bahçelerinden başka bir şey yok adeta. Toprak sahipleri de, fındığın daha kolay toplayabilmek için evlerini kendi arazilerinin ortasına yapmış. Bu nedenle bölgedeki  genel yerleşim görünümü, geniş yeşil fındık ağaçlarının arasına oturtulmuş bir veya birkaç ev şeklinde. Fındık bahçeleri ise yamaçlar üzerinde aşağıya doğru akan bir nehir, bazen bir çağlayan gibi. Giresun'un fındık bahçelerinden yaylalara ulaşmak için biraz daha yukarılara çıktığınızda, burada yaşamak çılgınlık diye düşünmeye başlıyorsunuz. En yüksek rakımlı yaylası iki bin metre ile Dereli Bektaş Yaylası olan ve 40'a yakın yaylası bulunan Giresun’daki Kulakkaya yaylasını ziyaret ediyoruz. Dört mevsimi birkaç saatte yaşamak, yaylaların insanlara bir şakası. Bize de nasip oluyor. Öğleden  sonrasının güneşli havasında çıkmaya başladığımız Kulakkaya Yaylası'na ulaştığımızda hava önce biraz kararıyor, ardından yaylaya inen bulutlar elinizi uzatsanız yakalayabilecekmişsiniz hissini veriyor. Çiselemeye başlayan yağmur ve sonrasındaki dolu yüzünden kendimizi Kulakkaya Kasabası'na zor atıyoruz. Kasabın etleri bir yana, üzerine armut balı dökerek servis ettiği manda yoğurdu mutlaka  tadılması gereken lezzetlerdendir.

 

Kahvaltı İçin Kök Ev

Kahvaltı için  mutlaka  gidilmesi gereken Kök Ev, doğanın  çılgınlığı karşısında insanların ona meydan okumasının bir örneği. Ergun Şahin 17 yıl önce çıkmış Güneyköy'e ve bu muhteşem şelalenin  kenarındaki evi, kayalara oyarak yapmış. Yıllar içindeki eklemelerle  büyüttüğü evin içinde süs eşyaları ise ağaç köklerinden. Yeri gelmişken Uzungöle yolunuz düştüğünde lütfen İnan Tesisleri Durmuş Ali İnan'ın  elleri ile yapmış olduğu  tesisteki tüm ağaç işlemlerini hayranlıkla  görebilirsiniz.

 

Giresun'un Acısu beldesi ise adından da  anlaşılabileceği gibi acı suları yani maden sularını çeşmelerden içebileceğiniz bir yer. Her geçtiğiniz yolda bir dere görme ihtimalinizin olduğu Giresun'da yeşilliklerle kaplanmış köprüler karşıya geçiş yolunuz oluyor. Karadeniz'in  insan yaşayabilen  tek adası Giresun Adası'nın üzerinde  sur ve manastır kalıntıları  bulunuyor. Giresun  Adası'na Giresun Limanı'dan her gün kalkan teknelerle turistik geziler düzenleniyor. Giresunlular, her yıl 20- 23 Mayıs tarihleri arasında Aksu Deresi ağzında düzenlenen "Aksu Festivali" ile baharın gelişini  kutluyorlar. Şehri Gezdiğinizde 18. yüzyılda yapılmış Gogora Kilisesi'nden devşirme Giresun Müzesi ise arkeolojik ve etnografik eserlerin yanı sıra zengin sikke koleksiyonu ile göz dolduruyor.

 

Giresun'a Orta Kahve'den Bakın

Kartal gagası görünümdeki Gedikkaya ve Giresun Adası, birlikte muhteşem bir görüntü oluşturuyor. Samanlıkkıranı Mahallesi'nde soluklanacağınız Orta  Kahve'de hem tadı damağınızda kalacak yöresel yemekleri yiyip hem de bu muhteşem manzarayı seyre dalabilirsiniz. Nisan- Mayıs aylarında  yetişen Sakarca bitkisinden  yapılan yemeği, karalahana dolmasını, mısır ekmeğini tatmadan Orta Kahve'den ayrılmayın derim.

 

Zeytinlik Evleri

Eski Giresun  evlerinin muhteşem dokusuyla süslediği Zeytinlik Mahallesi Giresun'un en görülesi yerlerinden. Burada konuk olduğumuz Necmiye Hanım Konağı, 36 yıl yurt dışında yaşamış Paris'te sanat, Floransa'da  iç mimari eğitimini almış olan Levent Özertan'ın ellerinde adeta bir müzeye dönüşmüş.

Zeytinlik evlerinin arasından geçerek çıktığınız zorlu yokuşta, Zeytinlik Cafe'de bir kahve içtikten sonra Giresun Kalesi'nden izleyeceğiniz gün batımıyla ve kalede Topal Osman’ın Mezarını ziyaret ederek Giresun turunuzu tamamlayabilirsiniz.

 

Ben Aydın Avcı’dan bu haftalıkta bu kadar. Sizlere dilimin döndüğünce güzel Giresun ilimizi anlatmaya çalıştım. İmkanlar dahilinde bu güzel ilimize gitmenizi ve yaşamanızı sizlere tavsiye ediyorum.

İnanın ki GİRESUN, taze bir nefes olarak yer edecek  hafızanızda.