Brezilya Devlet Başkanlığı sözcüsü Thomas Traumann’ın yaptığı açıklamaya göre, Rio hükümeti, cunta döneminde eyalet hapishanesinde işkence gördüğü için Devlet Başkanı Dilma Rousseff’ten özür dileyip 10 bin dolar (18 bin 400 lira) tazminat ödeyecek. Rousseff tazminatı, “İşkence Bir Daha Asla” adlı insan hakları grubundan 316 kişiye dağıtacak. Rio eyalet hükümeti, diktatörlük döneminde işkence merkezi olarak kullanılan Niteroi şehrinde 4 Haziran’da yapılacak törende, Rousseff’in dışında 119 eski siyasi mahkumdan da özür dileyip tazminatlarını verecek.

Rio eyaletinde 2001 yılında kabul edilen bir yasaya dayanarak 1100’ü aşkın kişi tazminat istemiş, 650 kişiye 10 biner dolar ödenmişti. Eyaletin İnsan Hakları Bakanı Rodrigo Neves, “Bu insanlar bir devlet kurumu tarafından hapsedilip sorgulandı ve bir devlet görevlisinin bu faaliyetler sırasında hazır bulunması baskı eylemini meşrulaştırdı. Demokrasiyi savunmak için özür diliyor ve tazminat ödüyoruz” dedi.

Arjantin, Paraguay, Uruguay ve Şili gibi ülkelerin aksine Brezilya, geçmişindeki darbecileri yargılamış değil. Arjantin’de 30 bin kişinin cunta döneminde ölmüş veya kaybolmuş olmasının yanında Brezilya’da bu sayı 475’te kalıyor. Diktatörlük tarihini ilk kez sorgulamaya başlayan ülkede 1979 yılında çıkarılan ve askeri yetkililere dokunulmazlık veren yasa hâlâ yürürlükte. Yüksek Mahkeme, 2010’da yasanın kaldırılmasını reddetmişti.

Hürriyet'in haberine göre İşçi Partisi lideri Dilma Rousseff’in babası, 1920’lerde Bulgaristan Komünist Partisi’nde aktif olarak görev alıp 1929’da baskılar üzerine ülkesini terk ederek Brezilya’ya göçen Petar Rusev. Brezilya’nın Belo Horizonte şehrinde doğan Rousseff, geçen yılki Türkiye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşürken, “Damarlarımızda Türk kanı da dolaşıyor” demişti.

‘AMACIMIZ İNTİKAM DEĞİL’
1946-1988 yılları arasındaki insan hakları ihlallerini araştırmak üzere kurulan 7 üyeli Hakikat Komisyonu’na geçen çarşamba günü ifade veren Rousseff, cunta kurbanlarının isimlerini okurken gözyaşlarını tutamadı. Rousseff, “İntikam, nefret ve tarihi yeniden yazma arzusuyla hareket etmiyoruz. Bizi harekete geçiren, gerçeğin hepsini öğrenme ihtiyacı” dedi.