Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Velioğlu, "Bir kişi hayatında ilk defa ve şiddetli şekilde baş ağrısı yaşıyor ve bilincinde, konuşmasında bozukluğa varacak kadar bulgu varsa önemli olabilir, mutlaka doktora gitmelidir" dedi. 


Velioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, baş ağrısının herkesin yaşadığı bir şikayet olduğunu ve çok sık rastlandığını belirtti.


Birçok unsurun baş ağrısına neden olabileceğini ifade eden Velioğlu, "Örneğin üşüttüğümüzde, grip olduğumuzda, tansiyonumuz çok yükseldiğinde ya da sıkıldığımızda başımız ağrıyabilir" diye konuştu.


Sık rastlanılan baş ağrılarının yanı sıra nörolojik baş ağrılarının da olduğuna dikkati çeken Velioğlu, şunları söyledi:


"Yani altında bir hastalık yatmayan, tamamen beyinden kaynaklanan baş ağrıları da vardır. Nörolojik baş ağrıları içerisinde sıklıkla migreni görmekteyiz. Migren iki tiptir. Auralı, yani baş ağrısı ile ön bulgular vererek gelen migren, bir de aurasız migren. Daha sık gördüğümüz auralı migrende hasta sıklıkla görsel birtakım şikayetlerden yakınır. Işıklar görme, yıldızlar görme veya görememe gibi. Daha az sıklıkla konuşmada bozukluk, vücudun bir yarısında, kol ve bacakta uyuşma, karıncalanma olabilir. Bundan sonra veya bununla birlikte baş ağrısı başlar. Ağrı çok şiddetlidir. Bulantı, kusma yapar. Kişinin işini yapmasını engelleyecek kadar şiddetlidir."


Türkiye'de migren baş ağrılarının oldukça sık görüldüğünü belirten Velioğlu, "Yüzde 16 oranında bir migren sıklığı var. Yine baş ağrısı sıklığına baktığımızda Türkiye'de migren türü baş ağrılarının kadınlarda daha fazla olduğunu görüyoruz. Erkeklerde ise biraz daha az" dedi.


Her migrende olmamakla beraber migren ağrılarını tetikleyecek çok şey olduğuna işaret eden Velioğlu, "Aşırı uykusuzluk veya yorgunluk, güneş altında fazla kalmak, bazı gıdalar, bir kısım migrenlilerde ağrıyı tetikleyebilir. Örneğin beyaz peynir, yoğurt gibi tiramin içeren gıdalar, portakal, çikolata, fındık, fıstık gibi gıdaların ağrıyı tetiklediğini biliyoruz" diye konuştu.


Velioğlu, toplumda sık rastlanılan bu şikayetlerin gerilim türü baş ağrıları da olabileceğini, bu rahatsızlıkların altında strese bağlı faktörlerin bulunabileceğini kaydetti.


Migreni, gerilim türü baş ağrısı olan hastaların zaman zaman başının ağrıdığını ifade eden Velioğlu, şöyle dedi:


"Bu, ayda bir olacağı gibi yılda bir de olabilir veya ayda 2-3 defa olabilir. Bunlar korkulmayacak bas ağrılarıdır ve tedavileri vardır. Nöroloji uzmanına gittiklerinde bunlar tedavi edilir. Bir kişi hayatında ilk defa ve şiddetli şekilde baş ağrısı yaşıyor ve bilincinde, konuşmasında bozukluğa varacak kadar bulgu varsa önemli olabilir, mutlaka doktora gitmelidir. Örneğin bu beyin kanamasının bulgusu olabilir. İlk defa çok şiddetli baş ağrısı yaşayan kişi, mutlaka doktora gitmeli. Gece bile olsa acil servise gitmeli."


-Gereksiz ağrı kesici kullanımına dikkat-


Prof. Dr. Sibel Velioğlu, herkesin baş ağrısı çekebileceğine, bu sırada ağrı kesici kullanımına özen gösterilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:


"Genellikle baş ağrısı kişiyi muzdarip etmedikten sonra doktora gidilmez. Ama bir grup kişi sürekli doktora gider ve bu kişiler genellikle çok ağrı kesici kullanır. Komplike maddeleri olduğu için de ilaçlar, ağrı kesiciye bağlı baş ağrıları oluşturur. Hastayı, toplumu en çok etkileyen ağrılar bunlar. Örneğin migrenli hastalar yılda bir, iki defa ağrıları olacakken çok ağrı kesici kullandıkları için bu sayı daha da artıyor. Bu sefer ağrı kesicilere bağlı baş ağrısı oluyor. Gereksiz yere, 'ağrım her an başlayacak' diye ağrı kesici kullanmak en büyük problem. Kişi bunu yaptığı zaman ağrı kesiciye bağımlı hale geliyor."


Velioğlu, baş ağrısı ilaçlarının beyin kanaması yapmadığını da ifade ederek, "Antienflamatuar içeren ağrı kesiciler kanı bir miktar sulandırıyorlar ve kanamaya eğilim yapıyorlar. Kişinin beyin kanamasına eğilimi varsa o tür kanamada, kanamayı durdurmayı geciktirebilir. Ancak kesinlikle baş ağrısı ilaçları beyin kanaması yapmıyor" diye konuştu.