Bianet'ten Ekin Karaca'ya konuşan Clark Üniversitesi Soykırım Çalışmaları Merkezi öğretim üyesi Prof. Dr. Taner Akçam'la Genelkurmay arşivlerinin açılmasının kolay olmadığının altını çizdi. İşte o röportaj:
 
Türkiye tarihini doğru okumamız açısından arşivlerin açılması ne anlam ifade ediyor? 
"Arşivin açılması" kelimesi çok yanıltıcı olabiliyor. Birincisi, Başbakanlığa bağlı Osmanlı ve Cumhuriyet arşivleri zaten açık. Buralara isteyen gider, istediği belgeyi alır. Burada problem yok. Sorun, bu iki arşivdeki mevcut tasnif meselesidir. Arşivde var olan belgelerin tümü araştırmacıların hizmetine sunulmamaktadır. Her devlet böyle şeyler yapar; bir kısım belgeyi tasnife tabii tutmaz ve saklar. Bizim dolayısıyla Başbakanlık Arşivlerine ilişkin söyleyebileceğimiz, burada tasnife sunulmamış belgeleri, eğer imha etmedilerse, tasnif edip, araştırmacı hizmetine sunmalarıdır. Bir örnek: Ermeni soykırımı döneminde, vilayetlerden neredeyse haftalık bazda gelen raporlar veya emval-i metrukelere ilişkin tutulan defterler hala karanlıktadır. 
 
İkincisi, tamamı ile kapalı arşiv vardır. Dışişleri Bakanlığı arşivi hala kapalıdır. Bu 21. yüzyıl için tam bir ayıptır. Bence, Ahmet Davutoğlu'nun bu ayıba bir son vermesi gerekir. Hem bölge ve dünyaya, demokrasi ve adalet dersleri vereceksiniz, hem de kendi bakanlığınızın arşivini kapalı tutacaksınız... Olmaz böyle bir şey. 
 
Üçüncüsü, Genelkurmay Başkanlığı'nın arşivi, teorik olarak açık, pratik olarak kapalıdır. En önemli arşiv budur. Bu arşivi araştırmacı hizmetine sunmaya Başbakanın bile gücünün yeteceğini zannetmiyorum. Eğer gücü varsa, yollayacağı bir kararname ile bu arşivdeki, hiç değilse Dersim belgeleri araştırmacılar veya kamuoyu ile paylaşılabilir. Bu arşivlerdeki tüm belgelerin araştırmacı hizmetine sunulması paha biçilmez bir öneme sahiptir. Buraları Türkiye'nin "gizli sandık odası"dır. Ben buralardaki önemli belgelerin araştırmacı hizmetine sunulacağını hiç zannetmiyorum. 
 
CHP'nin önerisi doğrultusunda mecliste bir tarih komisyonu kurulmasının sizce bir faydası olur mu? 
Elbette olur. CHP'nin hemen bir önerge vermesi gerekir. Bir komisyon kurulmalı ve komisyon, özel bir Bakanlar Kurulu veya Parlamento kararı ile tüm arşivlere doğrudan girme hakkını elde etmelidir. Kendi uzmanlarıyla, bu komisyon, arşivlerde çalışıp, bulduğu belgeleri kamuoyu ile paylaşmalıdır. 
 
Ermeni katliamı ve Dersim katliamı başta olmak üzere arşivlerin açılmasının tarihsel süreci anlamamıza ne gibi katkıları olabilir? 
Devasa faydası olur. Bugüne kadar karanlıkta kalınmasının bir nedeni de budur. Dersim konusunda, "smoking gun" denilen yani doğrudan imhaya yönelik emirlerin bulunduğu belgelerin hala bulunabileceğini tahmin ediyorum. Çünkü çok güçlü oldukları ve kendilerine güvendikleri için imha etmemiş olabilirler. Hükümetin yerinde olsam, Genelkurmay elindeki belgelerin imha edilmemesi için tedbir alırdım. Ermeni meselesine gelince, bu konudan çok korktukları için hem 1918'de hem de 1980 sonrası temizlik yaptıklarını ve belge imha ettiklerini biliyoruz. 
 
Bu arşivlerin açılması durumunda arşivler üzerinde nasıl çalışılmalıdır? Arşivler üzerinde çalışma yürütmenin zorlukları nelerdir? 
Bir karınca inceliği ile çalışmak gerekir. Özellikle 1915 dönemine ilişkin belgeler Osmanlıca olduğu için çok ciddi sorun yaratırlar. Bunların tamamı el yazması belgelerdir. Bu nedenle parlamentonun kuracağı bir komisyonun uzmanlardan bir ekip oluşturmasında fayda vardır. Belki söylenebilecek son şey, aslında Başbakan'ın doğrudan direktifi ile Arşiv Müdürlüğü şimdiden çalışmaya başlayabilir ve belgeleri ve düzenli olarak yayınlayabilir. Başbakanlık arşivi bugüne kadar onlarca kitap yayınladı. Bunların çoğu internet üzerinden indirilebilir. Ama bu kitapların ve yayınlanan belgelerin tümü maalesef propaganda amaçlıdır. Bu duruma da bir son verilmesi gerekir. (Bianet)