CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil de Kılıçdaroğlu’ndan bir gün önce kente giderek incelemelerde bulundu.

CHP İstanbul Milletvekili Oran, 2 gün boyunca aldığı bilgi ve edindiği izlenimleri “Gaziantep gözlemleri” başlığı altında topladı. Oran’ın toplam 7 maddeden oluşan "Gaziantep gözlemleri" şöyle:
 
Hükümetin desteğinden El Kaide de yararlanıyor
 
1- Suriye’de yaşanan durum artık Türkiye’nin iç güvenliğini doğrudan tehdit eder hale gelmiştir. Şu an 70 bin kadar sığınmacının Türkiye’de olduğu tahmin ediliyor. Bu sayının önümüzdeki günlerde 100 bin kişiye çıkması bekleniyor. Bu sığınmacıların yaklaşık 11 bin kadarı Gaziantep’te bulunmakta. Burada en temel sorun, gelen sığınmacıların kimlikleri, geçmişleri, ne yaptıkları ve mensup oldukları yapılar ne yazık ki bilinmiyor. Büyük bir istihbarat ve kontrol zafiyeti var. Sınırlarımızdaki giriş çıkışın kontrolsüz olması nedeniyle sığınmacılar arasında Özgür Suriye Ordusu, PKK, Esad’ın Muhaberat ajanları var. Öyle ilginç bir tablo ki Afganistan, Libya, Sudan, Pakistan ve Suriye’de savaş deneyimi olan El Kaide militanları da ülkemize sızmış durumda. Yani fiili durumda bu insanlara verilen askeri, lojistik, finansal destekten El Kaide gibi bir terör örgütü de yararlanıyor.
 
Hatay’da artık haraç alıp, imama baskı yapıyorlar
 
2-Bunun sonucunda, kontrolsüz, denetimsiz bırakılmış bu insanlar bölge güvenliğini tehdit ediyor. Bugün aldığım bir bilgiye göre Hatay’a yerleştirilmiş olan özellikle El Kaide bağlantılı bazı sığınmacılar esnafı tehdit eder, hiçbir para ödemeden hizmet satın alır hale gelmiş durumda. Bu kişilerin esnaftan haraç aldığı,  ideolojik olarak beğenmedikleri imamlara baskı yapmaya başladıkları, özellikle itidal telkin eden imamlara daha radikal söylemler için tehditlerde bulundukları ifade ediliyor.
 
İstihbarat teşkilatları arasında güven bunalımı var
 
3-Gaziantep’te görünen tablonun 5 yüzü var.
 
*Güvenlik Boşluğu,
 
*İstihbarat Zafiyeti,
 
*Koordinasyon Eksikliği,
 
*Organizasyon Bozukluğu,
 
*Operasyon Yetersizliği.
 
Bütün bunlar hükümetin beceriksizliği, basiretsizliği ve kifayetsizliğini gösteriyor. Hükümet kontrolü kaybetmiş, güvenliği sağlayamaz bir durumda. Milletvekilleri emniyet müdürleri ile kavga ediyor. İstihbarat teşkilatları birbirleriyle mücadele ediyor. MİT ile Emniyet İstihbarat arasında derin bir güven bunalımı var. Bu ortamda bilgi akışı yok, istihbarat zafiyeti ve koordinasyon eksikliği var. Organizasyon bozuk, hükümet üyeleri doğru bilgi akışına sahip değil, bu durum devlet idaresini de etkiliyor. TSK’dan, MİT’e, Emniyetten, Hükümet yetkililerine kadar herkes felç olmuş durumda. Veri yok, değerlendirme yok, analiz yok, refleks yok. Bütünüyle kontrollerini kaybetmiş bir haldeler.
 
MİT, sohbet ettiklerini izlemeli
 
4- Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet İstihbaratı saray kavgasının aktörü gibi birbiriyle kavga ediyor, birbirlerine karşı bilgi / belge topluyor, öğrencileri, gazetecileri, Türk Silahlı Kuvvetler personelini ve toplumsal muhalefeti izliyor, ancak esas görevini yapmıyor. MİT ve Emniyet İstihbarat AKP’ye hizmet edeceğine, AKP’nin Oslo’da sohbet ettiği dostlarını izlese bu saldırı engellenebilirdi. Nisan ayında çalınan bir araç, 4 ay boyunca bulunamıyor, aracın takibi yok, bombanın nereden elde edildiği, düzeneğin nasıl kurulduğu, saldırının nasıl planlandığı bilinmiyor.
 
“A Protokol” saçmalığına son verilmelidir
 
5- Bir muhalefet milletvekili olarak söylüyorum, cenazede halkın gösterdiği büyük tepkiyi herkes dikkate almak zorunda. Büyük bir öfke ve isyan duygusuyla halkımız kendini ifade ediyor. Şimdi kimse bu isyana karşı kayıtsız kalamaz. AKP sözcülerinin ağızlarından çıkan sözlere dikkat etmesi, itidalli olması lazım. Adeta ateşe barutla koşuyorlar. “Üç beş Mehmet” gibi açıklamalar, dalga geçer gibi “Terörle mücadele çok iyi gidiyor” demeler, durup dururken basına karşı öfke krizleri geçirmeler veya “o yazıyı ağzına tıkarım” gibi ifadeler ortada.
 
Bir diğer önemli nokta hükümetin de halkın tepkisinden korktuğunu gösteriyor. A Tipi Protokol adını verdikleri uygulamayı Ankara’da zaten yapıyorlardı şimdi Gaziantep’te de yaptılar. Hepimizin biraz empati yapması lazım. İnsanlar yavrularını, eşlerini, dostlarını, arkadaşlarını, kardeşlerini teröre şehit vermişler. Bu insanların yarası var. Sen anne babasından başkasını içeri sokmayıp, 5 kilometrekarelik bir güvenlik alanı oluşturuyorsun, adım başı güvenlik görevlisi koyuyorsun, camiye kimseyi almıyorsun. Buna kimsenin hakkı yoktur. İnsanların acılarını yaşamasını bile engellemek, baskı rejiminin doruk noktasıdır.
 
Koli bandı yüreğimi yaraladı
 
6- Kim yaptı niye yaptı bilmiyorum, ama cenaze töreninde dikkatimi çeken bir şey de daha var: Şehitlerin tabutundaki Türk bayrakları koli bandıyla tabuta sarılmış. O ailelerin yerine kendimi koydum ve yüreğim acıyla doldu, böyle bir şey kabul edilemez.
 
Devletin zirvesi niye sadece tabut başında toplanıyor?
 
7- ‘Cenazede devletin zirvesi buluştu’ başlıkları güzel ama 14 Ağustos’ta AKP ve MHP TBMM’ye gelseydi belki de bu 20-21 Ağustos acısını yaşamayacaktık. Devletin zirvesi niçin sadece cenazede, tabutun başında buluşsun? Sorunu çözecek olan siyasetçilerin cenazede değil Meclis’te buluşması, naaş önünde değil kürsüde konuşması lazım. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP “gündemi PKK belirlemesin” söylemine sığınarak TBMM’den kaçtı. Şimdi bu mantıkla bakarsak, Başbakan da PKK gündemine teslim oldu, nihayet tatilini yarıda kesip Gaziantep’e geldi.  Eğer siz TBMM’yi kapalı tutarsanız, gündemi milletin iradesi değil, başkası belirler. Er geç ona teslim olursun.
 
Sayın Genel Başkanımız bir adım attı elini uzattı o elin havada kalmaması lazım. Biz Meclisi Suriye ve Terör gündemiyle özel olarak toplantıya çağırdık gelmediler, TBMM iki ay kapalı kaldı, yan gelip yattılar. Bugün geldiğimiz nokta bir başarısızlık noktasıdır.
 
Biz CHP olarak, ana muhalefet partisi olarak ne pahasına olursa olsun yeter ki analar ağlamasın dedik, elimizi uzattık, fakat sonuç alamadık. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Ya bu işi bir an önce çözsünler, ya da vatandaşın can ve mal güvenliğini koruyamayan bir hükümetin yapması gerekeni yerine getirsinler. (NSK)