Galatasaray Sportif A.Ş tarafından yapılan açıklamada 21.11.2010 tarihli bilanço özetine dayaranarak şirketin özsermaye yetersizliğine düştüğü ve bu nedenle Türk Ticaret Kanunu 324. maddesi ile SPK mevzuatın çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek şöyle deniyor."Şirketimizin halka açıklanan 30 Kasım 2010 tarihli konsolide mali tablolarına göre TTK 324 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, bu kapsamda sözkonusu madde ve SPK mevzuatı çerçevesinde yapılması gereken işlemlerin ne şekilde yürütüleceği konusunda şirketimiz Yönetim Kurulu tarafından halen değerlendirme yapılmaktadır ve konuya ilişkin gelişmelerden kamuoyu bilgilendirilecektir."

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar A.Ş."nin yayınlanan son 30.11.2010 tarihli bilançosunda, öz kaynakları – 6.587.774,00 lira olarak sonuçlanmıştı. 31.05.2010 tarihinde yayımlanan bilanço da ise öz kaynaklar toplamı 76.841.496,00 liraydı.

Şirketin 30.11.2010 tarihi itibariyle toplam satış gelirleri 60.099.492,00 lira iken bu satışların maliyeti ise 104.857.938,00 lira oldu.. Bunun sonucunda şirketin ticari faaliyetlerinden dolayı zararı 44.758.466,00 lira şirketin yönetim giderleri ve gelir tablosunun diğer kalemlerinin de eklenmesi ile 30.11.2010 tarihli zarar 69.018.786,00 liraya ulaştı.

Galatasaray Sportif A.Ş'nin 30.11.2010 tarihi bilançosunda belirtilen zarar 69.018.786.00 lira. Galatasaray'ın aynı tarihli bilançodaki sermayesi ise 76.841.496.00 lira .

Bu da gösteriyor ki Galatasaray neredeyse sermayesine yakın bir borçla karşıya.Yani Galatasaray sermayesi şu an 6.587.774.00 lira ile ekside.

Galatasaray Sportif A.Ş Genel Müdürü Ebru Köksal, GAZETEPORT'a yaptığı açıklamada şirketin iflas sürecine girmemesi için yönetim kurulu tarafından çalışmaların yürütülüldüğünü söyledi.

GALATASARAY TEKNİK OLARAK İFLAS ETTİ
Galatasaray'in içinde bulunduğu durumu değerlendiren vergi uzmanı Şenol Turut, sermayesi eksiye düşmüş her şirketin teknikl olarak iflas etmiş sayıldığını ve TTK 324. maddenin şirket sermeyesinin belli bir kısmının kaybını kaybedilmesi yani iflas haline gelmesi halinde kullanıldığını açıkladı.

Şirketlerin böyle bir gelişme karşısında iflasını isteyerek başvuruda bulunması gerektiğine dikkat çeken Şenol Turut, " Şirket bundan sonra ya yoluna devam etme kararı alacaktır ya da iflasını isteyecektir.Yoluna devam etmesi durumunda şirket aktiflerinin yeninden değerlendirilmesi gerekiyor. Var olan aktiflerin rayiç bedel üzerinden yeniden değerlendirilerek bunların borçları karşılayacak durumda olduğunu belgelediğinde yoluna devam edebilir. Eğer aktifleri şirket borçlarını karşılamayacaksa iflasını istemek zorunda kalır.Bu sermaye kaybıdır. İflasını istemelidir" şeklinde konuştu.

Turut, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şirket eksi sermaye ile ticaret sicile gitse sermaye artırımında bulunamaz. TTK 324 böyle bir durumda bir formül sunar . O da aktiflerin yeniden değerlendirilmesi.Türkiye'de sermayesi negatife dönmiş binlerce şirket var. Ancak , her şirket içinde bir yedek barındırır. Türkiye'de enflasyon uzun yıllardır yüksek olduğu için şirketlerin aktiflerinin bedeli düşük görünür. Ancak yönetim kurulu gerçek rakamlarla bir bilanço çıkarır,borcun aktiflerle karşılacağını ispat ederse iflastan kurtulabilir. Yoksa gerçek iflas tehlikesi ile karşı karşıya kalır".

ALACAKLI GS'NİN İFLASINI İSTEYEBİLİR
Finans Uzmanı Sezgin Özcan ise şirketin iflasını önlemek ya da zaman kazanmak amacıyla böyle bir yönteme başvurabileceğini ancak alacaklılardan birinin şirketin iflasını ve alacaklarının ödenmesi isteyebileceğini belirterek, " Eğer alacaklı açıklamayı bir zaman kazanma olarak düşüp iflas isterse bunu mahkemeye götürür, mahkeme bu istemi değerlendirmek üzere erteleyebilir ya da iflasa karar verir. Alacaklının tek başına iflas istemesi yeterli olmaz" dedi.

TTK 324. MADDE NE ANLAMA GELİYOR?
TTK 324. maddesi şirketi mali durumunun bozulması halinde yönetim kurulu tarafından alınması gereken önlemleri içeriyor.

TTK'nın 324. maddesinin ilk fıkrasında yıllık bilançodan sermayenin yarısının karşılıksız kaldığının anlaşılması halinde, anonim ortaklık yönetim kurulunun derhal toplanarak durumu anonim ortaklık genel kuruluna bildirmesi gerektiğine hükmediliyor.

Yine aynı maddenin 2. fıkrasında ise sermayenin üçte ikisinin karşılıksız kalması halinde genel kurulun, sermayenin tamamlanması veya mevcut kalan sermaye ile devama karar vermesi gerektiği, aksi halde anonim ortaklığın feshedilmiş sayılacağının altı çiziliyor.

Son yıllık bilânçodan esas sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu acil toplanarak durumu genel kurula bildirir. Şirketin aciz halinde olduğu şüphesi varsa yönetim kurulu aktiflerin satış

fiyatları esas olmak üzere bir ara bilânçosu düzenler. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, genek kurul bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır.

Şirketin aktifleri şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediği takdirde yönetim kurulu bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecbur kılınıyor. Mahkeme bu takdirde şirketin iflâsına hükmeder. Şu kadar ki; şirket durumunun düzelmesi mümkün görülüyorsa yönetim kurulu veya bir alacaklının talebi üzerine mahkeme iflâs kararını erteleyebilir. Bu durumda mahkeme, envanter düzenlenmesi veya bir yediemin tayini gibi şirket mallarının korunması için gerekli önlemleri alabilir.