150 Yıllık uygulamayı hiçe sayarak eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in yargılandığı davaları fotokopi üzerinden birleştirme kararı veren Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin, 3 gün sonra bu kararıyla çeliştiği ortaya çıktı.

Aynı dairenin başka bir davada yerel mahkemenin kararını, dosyadaki fotokopileri delil saymayarak bozduğu belirlendi.

Ergenekon sanığı İlhan Cihaner'i 'fotokopi' belgeleriyle tahliye eden Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin kararını onayan Ceza Kurulu'nun gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçede, karara muhalefet şerhi koyan İsmail Rüştü Cirit, 11. Ceza Dairesi'nin çelişkisini gözler önüne serdi. Cirit, aynı dairenin 3 gün sonra baktığı başka bir davada kendisiyle çelişerek 'fotokopileri' bozma gerekçesi yaptığını ortaya koydu.

Yargıtay Ceza Kurulu'nun kararına muhalefet şerhi koyan Hüseyin Erol da "Fotokopilere göre karar vermek Yargıtay içtihatlarına aykırı" dedi. Osman Yaşar ise dairenin görev ve ihtisas alanına girmeyen bir davayı üstlendiğini belirterek, karşı oy kullandı.

YANLIŞ YAPARSAK DÜZELTİRİZ

Yargıtay Ceza Genel Kurulu birleştirme gerekçesinde, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nce, her iki dosyanın istenmesinin amacı ve kapsamı dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunup bulunmadığının saptanmasına yönelik ve bununla sınırlı olduğu belirtildi. İrtibatın varlığı halinde birleştirme kararı verilerek dosyanın aslı getirtileceğinin belirtildiği kararda, yasaya aykırı işlemlerin olabileceği ve bunların giderileceği şöyle anlatıldı: Bilahare dosyada daha önceki usul işlemlerinin yasaya uygun olarak yapılıp yapılmadığı incelenecek, yasaya aykırı işlemler olanaklı ise yasaya uygun hale getirilecek, onaysız belgeler varsa onaylanmak suretiyle bunlara belge kanıtı değeri kazandırılacak, sunulan belgelerin güvenilirliği sağlanacaktır.

DAVA GÖREV ALANINA GİRMİYOR

Yargıtay Ceza Genel Kurulu Üyesi Osman Yaşar, birleştirme için hukuki ve fiili bağlantının şart olduğunu, davalar arasında bağlantı bulunmasının da birleştirmeyi zorunlu kılmayacağını belirttiği karşı oyunda, birleştirmede yarar olması gerektiğini belirtti. Dairenin elindeki dosyayı karara bağlaması için birleştirilen dosyaya ihtiyacı bulunmadığını belirten Yaşar, çoğunluk kararına karşı gerekçesini şöyle açıkladı: Birleştirmede hiçbir yarar bulunmadığı gibi tersine dava süresinin uzamasına neden olacağından zarar söz konusu olacaktır. Böylece Yüksek Daire kendi görev ve ihtisas alanına girmeyen bir davayı da yürütmesi gerekecektir. Bu nedenle sayın çoğunlukça verilen birleştirme kararına katılmıyorum.

Birleştirme kararına karşı çıkan bir başka Yargıtay Ceza Genel Kurulu Üyesi Hüseyin Erol, 11. Ceza Dairesi'nin 18 Haziran 2010 tarihinde verdiği birleştirme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu vurguladı. Erol, birleştirme kararı veren 11. Ceza Dairesi'nin birleştirme kararının yok hükmünde olduğunu şöyle dile getirdi: Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde esası kapatılan ve karara çıkan bir dosyanın muhatabının kararı beklenmeden, muhatap mahkeme ile uyuşmazlık bulunup bulunmadığı araştırılmadan, uyuşmazlık çıkarsa bunun çözüm yerinin müşterek yüksek görevli mahkeme yani Yargıtay 5. Ceza Dairesi olduğu ve onun kararının akibeti üzerine değerlendirme yapılabileceği gözetilmeden birleştirme kararı vermiştir. Bu nedenle bu karar yok hükmündedir.

YARGITAY İÇTİHATLARINA AYKIRI

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 16.10.2007 tarih ve 2007/6-191-209 sayılı "Usulünce onaylattırılarak güvenilirliği sağlanmadan bu fotokopi belgelere dayalı olarak Özel Dairece yasa yararına bozma istemi konusunda karar verilmesi olanağı bulunmamaktadır" şeklindeki kararını hatırlatan Hüseyin Erol, "Ceza Genel Kurulumuzun ve tüm özel dairelerimizin istikrar kazanmış kararları uyarınca Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin usulünce onaylattırılarak güvenilirliği sağlanmadan çıktı belgelere dayalı olarak birleştirme kararı vermesi olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle bu karar yok hükmündedir" diyerek görevi kötüye kullanmak ve terör örgütü davalarını birleştiren Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin kararının yok hükmünde olduğunu vurguladı.

KİŞİYE ÖZEL KARAR VERİLDİ

Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin birleştirme kararının "Hukuksal sonuç doğurmayacağını" belirttiğini hatırlatan Erol, kendi deyimiyle "Hukuksal sonuç doğurmayan" birleştirme kararı verdiğini belirtti. Erol, karşı oy yazısında; Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin daha da ileriye giderek hukuksal sonuç doğurmayan karara dayalı olarak sanık İlhan Cihaner ve onun dışındaki tüm sanıklarla ilgili bağlayıcı tahliye kararları verdiğini kaydetti.

Yargıtay Üyesi İsmail Rüştü Cirit ise 11. Ceza Dairesi'nin birleştirme kararının kökleşmiş Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, 150 yıllık uygulamanın kişiye özgü olarak değiştirildiğini söyledi.

Üç gün sonra tam tersi karar aldı

Ceza Genel Kurulu Üyesi İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin, Cihaner ile ilgili birleştirme kararı vermeden önce fotokopiler ile ilgili hükümlerine ait binlerce kararı bulunduğunu belirtti. Bunları tek tek sıralayan Cirit, Cihaner'in birleştirme kararından sadece 3 gün sonra Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nce verilen kararına vurgu yaptı: Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin birleştirme kararı verdiği Cihaner davasından üç gün sonra (21.06.2010 tarih ve 2305/7029 sayılı kararı) Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararının bozma gerekçesini şöyle anlatıyor: "Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 24.10.2003 tarih ve 2003/282/306 sayılı tefrik ve görevsizlik kararından sonra oluşturulan dava dosyasının, fotokopi ile çoğaltılan bölümlerinin aslına uygunluğu onaylanmadan, onaysız fotokopilerle yetinilerek yargılamaya devamla hangi tarihli belgelerin sahte olduğu ve aldatıcı nitelikte olup olmadığı kararda açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir."