HSYK'nın konuyla ilgili görüşlerine başvurduğu Fikret Seçen'in, 'kararın üzerini örtme' usulünün soruşturma ile hiçbir ilgisi bulunmayan 3. şahıslara zarar verecek şekilde uygulanmasının mümkün olmadığını belirttiği öğrenildi
 
Deniz Feneri soruştumasında dosyadan el çektirilen savcıların 'evrakta tahrifat' yapmalarını haklı gösterme çalışmaları sürüyor. Mahkemeye sunulan evrakta bir kısım yerlerin üzerinin kapatılmasını 'rutin bir işlem' olarak tanımlayan savcıların bu görüşünün doğru olmadığı ortaya çıktı. HSYK'nın konuyla ilgili görüşüne başvurduğu İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen'in görüşleri, Deniz Feneri savcılarını bir kez daha haksız çıkardı. Seçen'in soruşturmanın gizliliği ve güvenliği için bazı durumlarda bir tedbir olarak uygulanabilen 'kararın üzerini örtme' usulünün soruşturma ile hiçbir ilgisi bulunmayan 3. şahıslara zarar verecek şekilde uygulanmasının mümkün olmadığını belirttiği öğrenildi. Seçen'in bildirdiği görüşte, ancak 'soruşturmanın gizliliği ve güvenliği' açısından böyle bir tedbir kararının alınabileceğini belirttiği kaydedildi. Deniz Feneri dosyasını Ergenekon davalarının rövanşı olarak gören bazı çevrelerin girişimleri de boşa çıktı. Ergenekon savcıları hakkında HSYK'ya onlarca şikayet yapılırken bu şikayetlerin hiçbirinin 'evrakta tahrifat' ile ilgili olmadığı tescil edildi.
 
DENİZ FENERİ'NE BALYOZ ETKİSİ
 
Yaptıkları işlemlerden dolayı haklarında HSYK tarafından soruşturma açılan Deniz Feneri savcılarının imza attığı skandallar sadece 'evrakta tahrifat' ile sınırlı değil. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmadan el çektirilen Savcılar Nadi Türkaslan, Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren'in tutuklamalar için 'Hakim Oktay Kuban' taktiğini kullandıkları tespit edildi.
 
Haklarında tutuklama kararı verilen Balyoz sanıkları, tutukluluklarına itiraz için Oktay Kuban'ın hakimi olduğu İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin nöbetini beklemişler ve Kuban'ın nöbetinde tahliye olmuşlardı. Deniz Feneri savcılarının da tutuklama için aynı taktiği kullandıkları iddia edildi. Türkaslan, Tamöz ve Yaren'in, gözaltına alınan Deniz Feneri şüphelilerinin tutuklanması için Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi'nin nöbetini bekledikleri ileri sürüldü. Savcıların işlemleri, "Deniz Feneri soruşturması 'Ergenekon' ve 'Balyoz' davalarının 'rövanşı' haline getirilmeye mi çalışılıyor?" sorusunu akıllara getirdi.
 
ÇETİN DOĞAN'DAN MÜLHEM
 
Aralarında eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın da bulunduğu Balyoz sanıkları hakkında mahkeme tutuklama kararı vermişti. Balyoz sanıkları bu tutuklama kararına itiraz etmek için Diyarbakır hakimi iken HSYK'nın kararıyla İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyeliğine getirilen Hakim Oktay Kuban'ın nöbet zamanını beklemişlerdi. Hakim Kuban da bu beklentileri boşa çıkarmayarak Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 19 sanığı 'statüleri sebebiyle' tahliye etmişti. Deniz Feneri savcılarının da aynı taktiği, bu kez tutuklama için kullandıkları iddia edildi.
 
Savcılar yasal süreleri aşma pahasına gözaltı sürelerini uzatmışlar ve Deniz Feneri şüphelilerini Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi'ne çıkarmışlardı. Soruşturmanın ilk dalgasında gözaltına alınan şüpheliler, sorgu ve ifade işlemleri cumartesi akşamı tamamlanmasına rağmen, aynı gün nöbetçi mahkemeye çıkarmak yerine bekletilip, bir sonraki gün, yani pazar günü Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi'ne çıkarılmıştı. Mahkeme Zahit Akman, Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ve Mustafa Çelik'in tutuklanması yönünde karar vermişti. 6 Temmuz tarihinde saat 07:30'da Zahit Akman, saat 14:00'de Zekeriya Karaman, saat 12:00'de ise Mustafa Çelik, İsmail Karahan ve Erdoğan Karar gözaltına alındı. Savcılar her defasında yasal haklarını kullanarak 3 defa gözaltı sürelerini uzattı. Şüphelilerin ifade işlemleri 09 Temmuz'da bitmesine rağmen, mahkemeye çıkarılmadılar. 10 Temmuz'da çıkarıldıkları mahkemece de tutuklandılar.
 
YASAL SÜREYi AŞTILAR
 
Deniz Feneri davası kapsamında haklarında yakalama kararı çıkan şüphelilerin sorgu ve ifadelerinin alınma işlemlerinde yasal gözaltı sürelerinin aşıldığı ortaya çıkmıştı. Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi'nin nöbetçi olmasının beklendiği bu zaman aşımının cezasının 'yer değiştirme' olduğu belirtildi. Deniz Feneri soruşturmasından el çektirilen savcılar Nadi Türkaslan, Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren'in yasal süreleri aştığı şüpheli avukatlarınca tutanaklarla ispatlanmıştı. HSYK'nın soruşturduğu savcıların, başmüfettişlerin raporu doğrultusunda yerlerinin değiştirilip değiştirilmeyeceği kamuoyunca merak ediliyor. Savcıların, soruşturma kapsamında gözaltına alınan zanlıları ifadelerinin tamamlanması sonrasında ilgili nöbetçi mahkemeye göndermeyip, ek gözaltı süresi isteyerek 'tutuklama kararı verecek mahkemeyi' bekledikleri iddia ediliyor.
yenişafak