Türkiye’de iklim değişikliğini durdurmak için her hangi bir çaba harcanmadığını öne süren Mehmet Özdemir, “Bu konu ‘hiçbir şey’ yapılmıyor dersek, abartmış olmayacağız. Özellikle bazı ülkelerin attığı adımlar tabi ki var, ancak karşı karşıya olduğumuz felaketin boyutu karşısında bu adımlar, son derece yetersiz kalıyor. Türkiye’ye baktığımızda da durum farklı değil. Seragazı salımlarımızı rekorlar kırarak yükseltiyoruz. İklimin en büyük düşmanı olan kömürlü termik santralleri birbiri ardında açmak için planlar yapıyoruz. Kimi termik santraları en verimli topraklar üzerinde yapıyoruz. Ülke olarak kısıtlı kaynaklarımızı, toplu ulaşım yerine doğal yaşam alanlarını da katledecek büyük karayolları ve köprü projelerine, yenilenebilir enerji yerine termik ve nükleer enerjiye aktarma yanlışında ısrar ediyoruz” dedi.
İklim değişikliği ile mücadele ve adaptasyon konusunda çalışmalar yapılması gerektiğini savunan Özdemir, “Türkiye iklim değişikliği ile mücadele konusunda yükümlülüklerini kabul etmeli ve geri dönülemez felaketler yaşanmadan önce hem iklim değişikliği ile mücadele hem de adaptasyon konusunda harekete geçmelidir. ‘Doğayı ele geçirebileceğimizi sanma’ hatasında ısrar ettiğimiz ve insanın doğanın sahibi değil, yalnızca bir parçası olduğunu kabul etmediğimiz sürece bu yıkım ve felaketler ne yazık ki artarak devam edecek” şeklinde konuştu.
YANGINLARIN TEK FAİLİ İNSAN DEĞİL
Aydın’da ve ülkenin pek çok yerinde çıkan ya da çıkarılan orman yangınlarının failleri sadece insan olamayacağını öne süren Özdemir, şunları söyledi: “Kendilerini ve geleceğimizi yakmaktadırlar. Temmuz sıcağında canı pahasına, fedakarca çalışan Orman ve Su İşleri Bakanlığımız orman teşkilatı çalışanlarına yangınlarla mücadele, ormanlarımızı koruma ve ağaçlandırma çalışmalarında başarılar diliyor, halkımızı, tüm yetkilileri ormanlarımızı ekolojik dengeyi korumaya, ağaçlandırma çalışmalarına seferberlik halinde katılmaya ve çevreyi korumaya davet ediyoruz. Doğayla barışık, ekolojik açıdan sürdürülebilir bir yaşam için hemen harekete geçelim”
