Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı bünyesinde oluşturulan Uyku Laboratuvarı Direktörü Dr. Kezban Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Uyku Apnesi”nin günümüzün en yaygın rahatsızlıklarından biri olduğunu ve ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.

Aslan, uzun yıllardan beri uykuda horlayan hastaların varlığının bilindiğini belirterek, ancak önemli olanın bu horlamaya soluk tutma ya da soluk durma olarak tanımlanan apne olaylarının eşlik edip etmediği olduğunu ifade etti.

Uyku sırasında horlama ile birlikte ortaya çıkan apnelerin, farklı yaş gruplarını etkilemekle birlikte sıklıkla 30-60 yaş arası kişilerde ortaya çıktığını anlatan Aslan, yapılan çalışmalarda erkeklerde yüzde 4, kadınlarda yüzde 2 sıklıkla görüldüğünün belirlendiğini kaydetti.

Aslan, Türk halkının beslenme alışkanlığı ve fiziksel yapısı göz önüne alındığında ülkede bu hastalığın görülme sıklığının daha yaygın olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

“Kilo arttıkça hastalığın görülme olasılığı artıyor. Bu hastalık tipik olarak uyku sırasında üst hava yolunun tekrarlayıcı tıkanıklıkları ile karakterizedir. Bu hastaların hava yollarında bulunan kasları normale göre daha zayıf. Ayrıca uyku sırasında hava yollarının sinir sistemi tarafından kontrollerinde de problem gözlenmekte. Apne atakları sırasında kanın oksijen düzeyi düşerken nabız ve tansiyonda da değişiklikler oluyor.

Uyku apne hastalığı olanlarda, hastalığı olmayanlara göre daha sık oranda hipertansiyon, kalp damar hastalığı, felç geçirme, şeker hastalığı ve benzeri hormonal hastalık oluşma riski bulunuyor. Şişmanlığın yanı sıra yüksek kolesterol, sigara ve alkol kullanan kişilerde bu hastalık daha sık görülüyor.”

Aslan, uyku apne hastalığı olan kişilerde gündüz aşırı uykululuk, yorgunluk, dikkat dağınıklığı, hafıza problemleri, depresyon, baş ağrısı, ağız kuruluğu, günlük iş ve sosyal performansta azalma gibi yakınmalar olduğunu belirterek, gece uyku sırasında ise horlama, sesler çıkarma, gece sık idrara çıkma, baş ve boyunda aşırı terleme gibi bulgular olabileceğini; bu hastaların trafik kazası geçirme risklerinin 3-7 kat daha fazla olduğunu söyledi.

Aslan, bu yakınmaları olan hastaların uyku bozuklukları ile ilgilenen bir hekime başvurmaları gerektiğini, ayrıca yakınmaların değerlendirilmesi için kişilerin uyku laboratuvarlarında (polisomnografi) gözetim altına alınmasının yararlı olacağını sözlerine ekledi.
AA