Yıl 1982 Prof Dr. Orhan ALDIKAÇTI’ya talimat verildi.
Darbecilerin isteği üzerine anayasa yazıldı.
Talimatla yazdırdıkları anayasayı millete dayattılar.
Anayasa aleyhinde konuşmak ve yazmak yasaktı.
Oylamada evet diyenler beyaz, hayır diyenler mavi renkte oy verdiler.
Muhalif gazeteler ve dergiler “Mavilim mavişelim tenhada buluşalım” türküsüne atıfta bulunuyor, ama dergileri mavi renk kapakla çıkarabiliyorlardı.-,-
Nihayetinde 1982 anayasası faşist idarenin tehdit ve dayatmalarıyla kabul edildi.
1961 darbecilerinin yazdırdığı anayasa, 1980 darbecileri tarafından değiştirildi.
Her iki anayasa yazılırken millete sorulmamıştı.
Değişmesi için de darbecilerin istemesi yeterli oldu.
Sadece göstermelik referandumlarla yaptıklarını millete onaylattılar.
1921 yılında kabul edilen “Teşkilatı Esasi Kanunu, 20 Nisan 1924” anayasasıyla değiştirildi.
Bu değişiklikte yine milletimize sorulmadan CHF’nın “Altı ilkesi” anayasaya konuldu.
1928’ de “Devletin dini İslam’dır” ibaresi kaldırıldı.
1937’de anayasaya “Laiklik” ilkesi konuldu.
Yöntem belliydi millete sormaya gerek yoktu.
Halkın hissiyatı ve değerleri önemli değildi.
Devleti yönetenler, inandıkları değerlere göre “Halkı biçimlendirmek” derdindeydi.
Halk mevcut haliyle çağdaş(!) olamazdı.
Terbiye edilme zarureti vardı(!)
Halk bu süreçlerde sadece dayatmalara direnebildi.
Şimdi ilk defa bir anayasa siyasi partiler tarafından değişecek.
Bunun için iki parti prensip anlaşmasına vardı.
Kim ne derse desin, yapılacak anayasada milletin hissiyatı ve değerleri dikkate alınacak,
Milletimize “Kimlik dayatması” yapılmayacaktır.
Olması gereken, anayasada özgürlükler ve hukuk değerlerinin devletten değil, bireyden yana olmasıdır.
Bir takım korkular ve kaygılarla özgürlükler kısıtlanmamalıdır.
Yeni anayasa imkânı, Cumhuriyet tarihimizde büyük ve önemli bir olaydır.
Yeni anayasayla “Oligarşik Devletten Demokratik Devlete” geçiş sağlanmalı,.
“Devlet millete giderek devletle milletin barışması ve buluşması sağlanmalıdır.”
Ayrıca anayasada “Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” maddeler olmamalıdır.
Böyle bir maddenin varlığı insan aklının daha iyisini bulamayacağını peşinen kabullenmektir ki, böyle bir ifade insan aklına hakaret içermekte, yasama organını sınırlandırmakta ve üstü örtülü tehdit etmektir.
Bu sebeple gereksizdir..
Artık, 15 Temmuz kalkışmasında dik duran ve bedel ödemeyi göze alan millete güvenilmeli...
Devlet hizmet ve temsil kurumu olarak düzenlenmeli, bireyin hakları güvence altına alınmalıdır.
Milletin devleti ve demokrasiyi koruyacağı 15 Temmuzdaki duruşundan anlaşılmıştır.
Artık devlet dediğimiz aygıt “Milli İradenin” emrinde olmalı...
Vesayetçi yapıların izi sadece anayasadan değil, milletin hafızasından dahi silinmeli...
Milletin bazı kesimlerinde “Öteki” duygusu oluşturmaktan kaçınılmalı...
Devlet yeni anayasayla bölgesinde güçlü, halkına karşı kucaklayıcı ve kuşatıcı olmalıdır.
Türkiye büyük bir ülkedir.
Türk milleti büyük bir millettir.
İstiklaline ve İstikbaline yapılan bunca saldırılara rağmen ayaktadır.
Yapılan saldırılara rağmen, idarenin anayasa yapması büyüklüğünün delilidir.
Siyaset kurumunun geldiği nokta, milletimiz ve ümmet için umut vericidir.
Bu umut kuvvetlendirilmeli, herkesim değişime omuz vermelidir.
Haydi Bismillah
Allah adıyla işe koyulalım.
Gelecek bizimdir, zafer bizimdir.
Zira Allah hakkı ve adaleti üstün tutanlarla beraberdir.
Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA İNDİR!
Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA İNDİR!