Taleplerini toplu görüşme masasında ifade edeceklerini belirten Evren, 'Biz toplu görüşme masasını meşru masa olarak görmüyoruz' dedi.

KESK üyelerinin, toplu görüşme sürecini protesto etmek için Diyarbakır ve İstanbul'dan başlattığı yürüyüş Ankara'da sona erdi.
Maltepe Köprüsü üzerinde sabah saatlerinde toplanan konfederasyon üyeleri, ellerindeki pankartlarla Başbakanlık Merkez Bina C kapısına kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında 'TİS yoksa, grev var', 'KESK'e dokunma', 'TİS ve grev hakkımızı kullanmak için yürüyoruz' sloganları atan grup, Başbakanlık binası önünde çevik kuvvet ekiplerinin oluşturduğu barikatların önünde durdu.

Burada grup adına açıklama yapan KESK Genel Başkanı Sami Evren, İstanbul ve Diyarbakır'dan başlatılan yürüyüşün tamamlandığını belirtti. Taleplerini toplu görüşme masasında ifade edeceklerini belirten Evren, 'Biz toplu görüşme masasını meşru masa olarak görmüyoruz' dedi.

Görüşmelerde 'haklarını eşit şekilde savunma imkanlarının olmadığını' ileri süren Evren, şöyle konuştu:

'Bizim anladığımız meşruiyet, karşılıklı eşit koşullarda emekçilerin taleplerini dinleyen, anlayan, anlamadığı zaman da yaptırım gücümüz olan grev hakkını kullanan eşit koşularda görüşmedir. Bunun adı toplu sözleşmedir. Aksi durum iradenizi siyasi iktidara teslim etmek demektir. Bugün bu masada oturanlar farkındalar mıdır acaba kendileri bile yetkili değiller. Sayın Bakan toplantıyı açacak ama kendisi bile yetkili değil. Çünkü son kararı Bakanlar Kurulu verecektir. Hatta bu ülkede demokrasi olmadığı için Başbakan verecektir. O nedenle bu görüşmeler meşru değildir.'

Mücadelelerini hukuksal alanda da sürdürdüklerini dile getiren Evren, 'Bu masanın meşru olmadığını sadece biz söylemiyoruz. AİHM'den aldığımız karar açık hükümle dedi ki (sizin 4688 sayılı yasanız kadük olmuştur, sendika tanımına uymamaktadır. Grev ve toplu sözleşme hakkı içermeyen yasal düzenleme sendika yasası olamaz)' diye konuştu.

Toplantının AİHM kararlarına göre de hukuka uygun olmadığını öne süren Evren, şunları kaydetti:

'Bu yıl Uluslararası Çalışma Örgütünün toplantısında Türkiye kara listeye girmiştir. Bunun nedenlerinden biri uluslararası sözleşmelere, uluslararası hukuka uygun olmayan yasal bir düzenlemenin olmasıdır. Yani Uluslararası Çalışma Örgütü de bu yasayı meşru görmemektedir. Biz hak almak istiyoruz. Sorunların çözülmesini istiyoruz. Sadece kamu çalışanları açısından değil, bu ülkede bir işsizlik sorunu vardır. Herkes bunu kabul etmelidir. 6.5 milyon insanımız işsiz kalmıştır. Bir yıl içerisinde 1 milyondan fazla insan işten atılmıştır. Bu ciddi bir faciadır. Hiçbir sosyal devlet kendi yurttaşına bunu yapamaz. Dolayısıyla bir milyondan fazla insanı sıfır gelirle bırakan bu iktidarın bu insanlara borcu vardır. İşsizlik fonunda biriken paralar bütçe açıklarını kapatmak için kullanıyorlar. KESK diyor ki (yurttaşlık payı bu yurttaşlarımızın hakkıdır).'

Türkiye'de iş güvencesinin de olmadığını belirten Evren, '4/B, 4/C statüsünde çalışan binlerce emekçi, iş güvencesi olmadan, ne zaman işten atılacağını bilmeden çalışmaktadır. İnsanlar geleceklerini garanti görmezlerse yaşamları sürekli riskli olur. Kamu çalışanları, bu ülkenin yurttaşları, bu riski almak istemiyor' dedi.

İşten atılmaların yasaklanmasını talep ettiklerini söyleyen Evren, şöyle devam etti:

'Bu ülkede asgari ücret 500 TL'nin biraz üzerindedir. Bununla yaşanır mı? Bununla sadece kira parası ödeyebilirsiniz. Emeklilerin, sigortalı çalışanların, göreve yeni başlayanların aldığı maaş açlık sınırının altındadır. Bu ülkede asgari ücret yeniden belirlenmelidir. Temel ücret bin 500 TL olmalıdır. Eğer bir ülkenin temel ücreti açlık sınırının altındaysa o ülkede ekonomik demokrasi yoktur. Zaten diğeri hiç yok.'

Toplu görüşmelerde taleplerini iletip hükümeti toplu sözleşmeye davet edeceklerini belirten Evren, 'Siyasi iktidarları toplu sözleşme masasına mutlaka bir gün oturtacağız' iddiasında bulundu.

Açıklamanın ardından Evren başkanlığındaki bir heyet, toplu görüşmelere katılmak için Başbakanlık Merkez Binası'na girdi. Yürüyüşe katılan konfederasyon üyeleri ise görüşme sonuçlarını Güvenpark'ta beklemeye başladı.

Öte yandan, yürüyüş sırasında GMK Bulvarı'nın Kızılay'a gidiş yönü, trafiğe kapatıldı. Güvenlik önlemleri kapsamında yaklaşık bin polisin görev aldığı bildirildi. / yenişafak