Darbeden sonra doğum gününde idama mahkûm edilen Ali Aktaş'ın annesi Ganime Aktaş, "Kendi baba olamadı bilmez yürek acısını. Kendi anasını düşünseydi yakmazdı anaların yüreğini." dedi.

Cihan Haber Ajansı'na muhabirine davayla ilgili duygularını anlatan Ganime Aktaş, Kenan Evren'in, anaların kalbini dağladığını, babaların yüreğini yaktığını ifade etti. Aktaş, "Oğlumun mahkemesine daha 3 gün vardı. Oysa o mahkemeye bile çıkarılmadan idam edildi. Son kez göremedim onu, son satırlarını 25 yıl sonra okudum. Ben oğlumun cezasını boğazındaki ip izinde tanıdım, o elinde kelepçe ile yargılanacak." dedi.

Akçay Cezaevi'nde yatan Ali Aktaş, çıkan isyandan dolayı Adıyaman Cezaevi'ne sürgün gönderildi. İnfazından bir süre önce Adıyaman Cezaevi'nden Adana'ya nakledilen Ali Aktaş, idam kararı infaz edilmeden bir hafta önce kız kardeşi Nursel Gezgin'le görüştü. Nusel Gezgin, kardeşinin kendisine "Beni idam etmeye getirdiler." dediğini ve daha sonra ihtiyacı olan bazı eşyaları istediğini söyledi. Nursel Gezgin, sözlerine şu şekilde devam etti: "Ağabeyim her ziyaretinde idam edileceğini söylüyordu. Mahkemeye 3 gün kala doğum gününde idam edilmesi tesadüf değil, olamaz da. İdam günü bağırarak ‘özgürlüğe gidiyorum' demiş. Onu bu acı özgürlüğe gönderen cuntacı hükümet yargılanmalı, bu gösteriş için olmamalı. Evren'in adil yargılanmasını diliyorum, adil yargılanacağını da sanmıyorum. Biz çektiğimizi kendimiz biliriz. Asarak yıkarak bir şey değiştiremedi, bizi daha çok geriye götürdü, aydınlanma sürecimiz yok oldu."

Aktaş'ın idamından sonra kendisinden kalan eşyalarla avunan aile, teslim alınan eşyalarının arasından 7 lira 50 kuruş, 02.45'i gösteren bir saat, cebinden hâkime yazılmış ama verilmediğini sanılan bir mektup ile 10 kuruş çıktığını söyledi.