Caner Karaer, SHOW TV'de hafta içi her sabah yayınlanan 'Caner Karaer'le Sabah Haberleri' isimli programında siyaset, sağlık, spor ve sanatla dolu bir gündem sunuyor izleyicilerine. Güler yüzlü sunucunun, haberlerin ardından yaptığı yorumlar da oldukça ilgi görüyor.

Hafta içi her sabah 07.30'da gazete manşetlerini, günlük gelişmeleri ve gündemi ekranlara taşıyan Caner Karaer, SHOW TV'de 2 saat süren bir maratona imza atıyor. İzleyicisine sıcak gelişmeleri verirken kendi yorumlarını da paylaşmaktan çekinmeyen, konuklarıyla sohbet eden Karaer, mesleğini çok seviyor ve sürekli kendisini geliştirmek için çalıştığını anlatıyor. Programın kendisi ve ekibine 2009 yılında getirdiği ödüller ise ne kadar ilgi gördüğünün kanıtı. 'Caner Karaer'le Sabah Haberleri' iki tane 'En İyi Anchorman' ödülü ve 'En İyi Sabah Haber Programı' ödülleri almış. 'Ödüller bizi kamçılıyor' diyen Karaer, işin mutfağında çalışanların da başarıda büyük rol oynadığına inanıyor. n En büyük hayaliniz nedir mesleğinizle ilgili?
Show TV Haber Merkezi bünyesinde çok iyi bir ekibin bir parçasıyım. Değerli habercilerle çalışıyorum. Ana haber Ali Kırca ile Korcan Karar'a ait. Önümde iki büyük isim varken benim kalkıp bu kanalda ana haber sunmak istiyorum desem biraz hayalcilik olur. Ama tabii ki hedefim o. Bu anlamda kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Yaşım itibariyle de biraz daha yolum var gibi gözüküyor. Yaşıtım milyonlarca gencin arasından çıkıp, Türkiye'nin en önemli ekranlarından birinde izleyenlere hitap ediyorum. Dolayısıyla hakkını vermek ve daha fazla gelişmek gerekiyor.

- Ekranda sizin etkilendiğiniz, hayal kırıklığına uğradığınız ya da sevindiğiniz şeyler oluyor mu?
Yaşadıklarından etkilenen, bunu da belli eden bir karaktere sahibim. Üzüldüğüm ya da kızdığım bir haber olursa mutlaka tepkimi veriyorum. Bu bana kalırsa dozunda yapılırsa iyi bir şey. Kimsenin kişilik haklarına saldırmadığınız sürece tepkinizi ortaya koymalısınız. Ekrana çıkan adam da neticede bir robot değil. İzleyici telefonları ve maillerden aslında izleyicinin de samimiyet istediğini görüyorum; hoşuma gidiyor. En son demokratik açılımdan çok etkilendim. Yapılmalı mıydı? Evet, yapılmalıydı ama bu şekilde olmamalıydı. Teröristlerin sınırda karşılanışı benimle birlikte milyonlarca Türk insanını da rencide etti. Bu konuda biraz hayal kırıklığı yaşadım. Ama tabii ki eğer ülkeye barış getirecekse sonuna kadar da destekliyorum.

İMAM OLMAK, VAAZ VERMEK İSTİYORDUM
- Ekranda kadın ve erkek sunucuların habere bakış açılarında fark var mı?
Kadın meslektaşlarım bana kızacaklar ama ben haberi erkeğe yakıştırıyorum. Zaten önemli televizyon kanallarına baktığınızda köşe başlarında deneyimli anchorman'leri görüyorsunuz. Mutlaka işini iyi yapan kadın meslektaşlarım var. Ancak birçoğunu seyrettiğimde ekranda 'Acaba saçım nasıl olmuş', 'Makyajım olmuş mu' kaygısını içlerinde yaşadıklarını hissediyorum. Bunu bana hissettiriyorlar.

- Sizin de spor yaptığınızı, kendinize dikkat ettiğinizi duydum...
Haftada dört gün spor yapmaya dikkat ediyorum. Habercilik keyif işi. Merakınız yoksa, okumuyorsanız, gündemi takip etmiyorsanız ve söyleyecek sözünüz yoksa habercilik yapmanız zor. Haftada her gün iki saat canlı yayın yapıyorum. Eğer birikim olmazsa, bir yerde patlak verir. Dolayısıyla hem bedenen hem de fikren hazırlık yapmak gerekiyor.

- Çocukken ne olmak istiyordunuz?
Kadere inanıyorum ve beni getirdiği yerden memnunum. Çocukken hayalim televizyoncu olmak değildi. Birçok yaşıtımın düşünüp de yapamadığı bir işim var. Hem kendi çapımda popüler hem de yaparken zevk aldığım bir meslek. Size garip gelecek ama çocukken küçük bir Ege köyünde imam olmak istiyordum. İnsanlar gelsinler vaaz vereyim, bunları düşünüyordum. Şu an çok farklı bir yerdeyim. Samimi söylüyorum böyle bir hayalim vardı.

MAİLLE EVLİLİK TEKLİF EDİYORLAR
- Artık televizyoncular da film yıldızları, şarkıcılar kadar ilgi görmeye başladı. Adınıza Facebook'ta 'Caner Karaer Hayranları' diye bir sayfa kurmuşlar gördünüz mü?
Yorumları takip ediyorum. Ama sosyal paylaşım sitelerinde profilim yok. Çünkü interneti sadece bilgilenme amacıyla kullanıyorum. İnternette geçirilen saat bana hayattan kaybedilmiş gibi geliyor. Dışarıda tüm canlılığıyla akıp giden bir hayat var ve ben hayatın içinde olmayı seviyorum. Olumlu mesajların yanı sıra olumsuz yorumlar da geliyor. Beni eleştirmek adına izleyicilerden biri 'Kemalist, ulusalcı düşüncenin adamı' yazmış. Çok mutlu oldum. Aksi düşünülseydi mutsuz olurdum. Eleştirmek adına da olsa hoşuma gitti. Ne mutlu ki öyle bir imaj çizmişim.

- Kadınlar tarafından ilgi görmek güzel olsa gerek. Özel hayatınızda bu durum zorluk çıkarıyor mu?
Kadın hayranlarım var. Maillerle ve telefonlarla evlilik ya da arkadaşlık teklif ediyorlar (gülüyor). Bazıları cep telefonumu bulup gece arayabiliyor... Neticede popüler bir meslek. Artık bir kız arkadaşım yok. Biraz kafa dinlemenin keyfini çıkaracağım. Ben genelde kız arkadaşlarımı medya dünyasından seçmemeye dikkat ediyorum. Çünkü bir ipte iki cambaz oynamaz. Biz neticede pop yıldızı değiliz ama kendi çapında popüler bir yanı var yaptığımız mesleğin. Bizimle arkadaş olacakların bunun bilincinde olmaları gerekiyor. Bazen kıskançlıklar oluyor ama kıskançlık olmadı mı da aşkın tadı olmuyor.

KAMERA BENİ SEVMİYOR
- İlgi alanlarınız neler?
Futbol. Koyu bir Fenerbahçeliyim. İzleyiciler de bilir... Spor yapıyorum, sağlıklı besleniyorum. Buna rağmen ekranda çirkin ve yaşlı çıkıyorum! Demek ki kamera beni sevmiyor, bundan şikayetçiyim. (Gülüyor)

- Favori kitaplarınız , başucu kitaplarınız var mıdır mesela?
Yakın tarih, Osmanlı tarihi, siyaset ilgi alanım oldu. Başucu kitabım ise Kuran-ı Kerim.

- Kendi kuşağınızın habercilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İşi hakkıyla yapan yeni nesil haberciler geliyor.
Hedefim ana haber

- En çok konuk etmek isteyeceğiniz kişi? Müjde Ar. Çok hazırcevap bir kadın. Seyretmekten büyük keyif alıyorum.

- Nasıl bir konuk sizi korkutur?
Beni hiçbir konuk korkutmaz. Ama kendini kasan konuk bizi de, izleyiciyi de etkiliyor. Konuk ne kadar rahat olursa o kadar keyifli yayın olur.

- Ekran ışığı kimlere yakışır?
Samimi olana, konuya hakim olana ve samimiyeti izleyiciye geçirebilene yakışır.

- Beş yıl sonra kendinizi nerede görmek istersiniz?
Kaderci bir yapım var. Olanaklar el verdiğince sabah haberlerinde devam etmek istiyorum. Canlı yayın, mesleki anlamda artılar katıyor. Mutlaka gelmek istediğim yer ana haber. Bunun için çabalıyorum. Fırsat çıkarsa da bunu en iyi şekilde değerlendiririm.

KLASİK HABERCİ PROFİLİ ÇİZMİYORUM
DoĞma büyüme Sarıyerli, koyu Fenerbahçeli ve Boğa burcu olan Caner Karaer, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olmuş. Televizyonculuğa merakı okul yıllarına dayanıyor. Diksiyon ve artikilasyon kursuna giderek kendini geliştiren ve ilk olarak radyolarda çalışmaya başlayan sunucu, televizyonculuğa spor spikeri olarak başlamış. İki yıldır Show TV bünyesinde sabah erken saatlerde izleyicisiyle buluşuyor. Ağırlıklı olarak gündeme damgasını vuran olaylar ile rutin gündemin dışındaki farklı konuları da işlemeye çalışıyor programında. Dolayısıyla konuk aldığı kişilerin de hem gündemin içinden hem de sanat, medya ve spor dünyasının seçkin isimlerinden olmasına önem veriyor.
'Ekranda gülmem gerekiyorsa gülüyorum. Kendimi kasmıyorum. Klasik bir haberci profili çizmiyorum. Çünkü hazırladığımız iki saatlik bir program, haber bülteni değil' diyor.
Yaklaşık beş yıldır sabah programı yaptığından fiziksel olarak da bu tempoya alışmış. Gece 21.00'de yatıyor. Sabah 04.00'te uyanıp 05.00'te kanalda oluyor. Gazetelere göz gezdirip 07.30'da yayına giriyor.
Mesleği gereği kendine dikkat etmesi gerektiğine inanan Karaer 'Hafta içi tavuk gibi erkenden yatıyorum. Hafta sonu da eve girmiyorum. Ama bu işi yapıyorsanız gündemden haberdar olacaksınız. Sadece haberi okumanız yeterli değil. Türk izleyicisi çok zeki, konuyla ilgili bilgin var mı, yok mu hemen anlıyor. Kamera önündeki iş bana ait ancak işin mutfağında çalışan kişiler var. Reji ekibini saymazsak benimle birlikte dört kişiyiz. Reytinglerin düşük olduğu bir saat diliminde aldığımız reytingler iyi iş çıkarttığımızı gösteriyor' diyerek ekip çalışmasının önemini anlatıyor.- akşam