Kocaeli'nin Başiskele ilçesinde daha önce iki çocuğunu kaybeden Gündüz çifti, şimdi de, 14 yaşındaki kızlarının, şofbenden sızan gazdan zehirlenerek ölümünün açısını yaşıyor.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre Yeşiller Mahallesinde yaşayan Fikri ve Cevriye Gündüz çifti, 1983 yılında ilk çocuklarını hastanede göbek bağının bağlanmaması sonucu kan kaybından, 17 Ağustos Marmara depreminde ise 15 yaşındaki oğlunu kaybetti.

Tek kız evlatlarını ise 28 Kasım 2010 tarihinde şofbenden sızan gazdan zehirlenmesi sonucu yitiren Gündüz ailesi, şimdi 12 ve 17 yaşlarındaki oğullarıyla hayata tutunmaya çalışıyor.

Acılı baba Fikri Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugüne kadar dünyaya gelen 5 çocuğundan 3'ünün eceliyle değil, kaza, deprem ve ihmal sonucu öldüğünü söyledi.

İlk çocuğunun 1983 yılında dünyaya geldiğini ifade eden Gündüz, hastanede doğum sonrası bebeğinin kundaklanarak yatırıldığını, kendisinin de bebek bezi almak için evine gittiğini anlattı.

Hastaneye döndüğünde bebeğinin sürekli ağlar halde bulduğunu ve hemen doktorlara haber verdiğini dile getiren Gündüz, şöyle devam etti:

'Bu çocuk farklı ağlıyor. Bu kadar ağlamaması lazım, sürekli ağlıyor' dedim. Hemşireler de bana 'Çocuklar ağlar' dedi. Kundağı açtık ve her tarafının kan içinde olduğunu gördük. Ondan sonra bana 'Göbeğini bağlamayı unuttuk' dediler. Öyle bir hata olabilir mi? iki gün sonra ise çocuğumu kaybettim. O anda büyük bir kızgınlık duydum. Bu durumda hastaneyi sorumlu tuttum. Başhekimin yanına gittim. Kızgınlıkla kötü sözler söyledim. Mahkemeye vermek istedim. Ama sonra kendi kendime, 'Ölenle ölünmüyor, bir şey yapamıyorsun' dedim ve mahkemeye vermedim. Sineye çektim.'

İlk çocuğunun ölümünden yaklaşık bir sene sonra 1984 yılında oğulları Samet'in dünyaya geldiğini ifade eden Gündüz, 'Bu bizim için her şeyin başlangıcıydı. Çok sevinmiştik. 1988 ve 1993'de Semih ve Soner, 1996'da ise ilk kız çocuğum doğdu' diye konuştu.

KAYIT İÇİN GİTTİ, DEPREMDE ÖLDÜ, CENAZELER KARIŞTI

Oğlu Samet'in ilköğretimden sonra Gölcük'te bir liseye kaydolmak istediğini belirten Gündüz,şunları anlattı:

'Gölcük'te meslek lisesine yazılacaktı. Bacanağım Nurettin Sivri'nin kızı da meslek lisesinde okuyordu, 'Beraber okusunlar' dedik. Bacanağım, 'Bizde kalsın' dedi. Biz de onay verdik. Samet, okula kayıt yaptırmak için Gölcük'e gitti. Bacanağımda kalacak, ertesi gün de okula kayıt olup eve gelecekti. O gece deprem oldu ve yavrum geri dönemedi. 5 gün boyunca tırnaklarımızla binayı kazdık. Bina 8 katlıydı. Bacanağım 4. katta otuyordu. Binanın ön dairelerinde oturanlardan kimse kurtarılamadı. Ama binanın da arka tarafından kimse ölmedi. Samet ve bacanak ön odada yatıyordu. Baldızım ve diğer çocuklarda arka odadaydı. Onlara bir şey olmadı. 5 gün boyunca aradık. Tabi ben fiziki olarak bittim, artık tahammülüm kalmadı. Daha sonra eve gittim. Eşim kardeşleri oradaydı. 'Samet'i çıkardık' dediler. Görmedim, görmek de istemedim. Çünkü cenazeler tanınmayacak haldeydi. Yüzüne hiç bakmadan defnettik.'

Daha sonra, gömdükleri cenazenin oğlu değil bacanağına ait olduğunun ortaya çıktığını belirten Gündüz, 'Ertesi gün oldu. Tekrar telefon ettiler, 'Samet'i şimdi çıkarıyoruz' dediler. Bu sefer de bana söylenmeden kayın pederimin aile mezarlığına gömüldü Samet. Öyle bir yanlışlık oldu. Ama ben yine şükrediyorum. Cesedini bulabildik, bulamayanlarda vardı.'

KIZINA SÜRPRİZ YAPACAKTI ÖLÜM HABERİNİ ALDI

Tek kız evladı 14 yaşındaki Sümeyye'nin ise geçen pazar günü şofbenden sızan gazdan zehirlenerek öldüğünü gözyaşları içinde anlatan baba Gündüz, şöyle konuştu:

'Ölümünün öncesi gecesinde kızımla birlikte televizyon izliyorduk. 'Organ bağışı günah mı?' diye sordu. Halbuki televizyonda ya da evde böyle bir konu konuşulmamıştı. 'Bırak günah olmayı sevap, çünkü hayat veriyorsunuz. Kim bilir kaç kişi de yaşayacak?' dedim. Sonra kızım bana 'Baba seni kaç zamandır rüyamda hep ölü görüyorum, kendine dikkat et' dedi. Ben, 'Kızım, ölü gördüğün insanlar uzun yaşar' dedim. Çok enteresan hareketleri vardı.'

Gündüz, ertesi gün kızına hediye almak için çarşıya gittiğini ifade ederek, 'Sürpriz yapacaktım aklım sıra. Tek kızım olduğu için benim için biraz nazlıydı. Alacağım şeyleri alıp, kasaya geldiğimde eşim aradı. Telefonda tabi feryat vardı. Durumu söylediler bana. O an kendimi bir boşlukta hissettim. Öyle fırladım geldim. Gelirken kaza da geçirdim. 112'yi aradık. Evdekiler de Gölcük Devlet Hastanesine gitmişlerdi. Ben eve geldim. Ama kızım hayatını kaybetmişti. Lodos çok kuvvetliydi. Lodosun çok kuvvetli olması nedeniyle banyodaki tüpü söndürdüğünü tahmin ediyoruz. Yani hastaneye ölü gitmişti' şeklinde konuştu.

Evlat acısının çok zor olduğunu vurgulayan Gündüz, 'Canım canlar gitti. Yıkıldım ama Rabbim verdi Rabbim aldı dedim. Böyle ayakta kaldım. Allah kimsenin başına vermesin. Mevlam beni imtihan ediyor diye düşünüyorum, sabrediyorum' dedi.