1982 Anayasası’ndaki 18 maddelik değişiklik paketi TBMM’de oylanarak kabul edildi.

Meclis’te bizleri hiç şaşırtmayan görüntüler bir hayli fazlaydı. Kavgalar, küfürler, ısırmalar ve hakaretler gırla gitti.

Kanun, oylamalar gizli oyla yapılacak derken, bazı milletvekilleri sanki fikirlerinin ve vicdanlarının hür olmadığını ve bununla da gurur duyduklarını ispat edercesine, kanunu çiğneyip açık oy kullandılar.

Kameralara göstermekten de çekinmediler. Hatta bir tanesi kendisini uyaran bir milletvekiline:

 “Sana ne kardeşim. Kanunu çiğniyorsam çiğniyorum. Sen hakim misin, Savcı mısın?...” diye  bir kanun koyucu olarak, milletin gözü önün de millete ve anayasasına meydan bile okudu.

Bu hareket bana yıllar önce seyrettiğim bir filmdeki bir sahneyi hatırlattı, şöyle ki:

Köyden şehre inmiş bir köy ağası yanındaki adamı ile birlikte kapalı bir mekanda sigara içiyor. Tabi bu kanunla yasaklanmış bir fiil. Para cezası gerektiriyor. Görevli uyarıyor bunları sigara içmek yasak beyler, cezası var şu kadar diye…  Ağa, pişkin pişkin görevliye bakarak elini cebine atıyor, al diyor bu içtiğimizin parası. Sonra biraz daha para uzatıyor bu da içeceklerimizin parası… Görevli ne yapsın, şaşkın mı şaşkın baka kalır…

Birinin parası, birinin siyasal gücü…

Neyse hayırlısı.

Bundan sonra halk oylaması süreci var.

 Halkımız 18 maddelik değişikliğe evet veya hayır diyecek. Siyasi partilerin tercihleri belli. Tercihlerini seçmenlerine ve halka anlatmaya çalışacaklar.

Evet sevgili dostlar,

Şimdi demem odur ki, bu bir Anayasa Değişikliği referandumudur. Genel seçim değil yani. Partilere oy verilmeyecek.

Her vatandaş değişikliklerle çıkacak olan durumu kavrayıp buna göre oy kullanmalıdır.

 Fikrimiz hür ve vicdanımız hür bir şekilde. Tabi gizli oy verme işlemi ile… Devlete, millete ve kanunlara saygılı bir vatandaş olarak kimselere göstermeden…

Sağlıcakla kalın…