Öcalan’ın ev hapsine alınabileceğini Başbakan’a söylediğini belirten Zana “Tek yol müzakere. Bu anlamda, Oslo görüşmelerinin milat olduğunu ve bu görüşmelerin yeniden başlaması gerektiğini ifade ettim” dedi.

DİYARBAKIR Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, Başbakan Tayyip Erdoğan ile önceki gün Başbakanlık Resmi Konutu’nda yaptığı 1.5 saatlik buluşmayla ilgili, “Görüşmenin kesintiye uğrayan sürecin açılmasına katkı sağlayacağına, halklar için umutvar bir sürecin yaratılmasına ve barışın gelmesine olumlu etki yapacağına inanıyorum” dedi. Zana, dünTBMM’de düzenlediği basın toplantısında “Başbakan hem görüşme süresince hem sonrasındaki değerlendirmeleriyle diyalog sürecini açık tutma konusundaki samimi tavrını göstermiştir. Bunun için teşekkür ediyorum” diye konuştu. Hazırladığı metni okuyan ve soru almayan Zana, basın toplantısında Erdoğan’la görüşmesini eleştirenlere, “Aklım, vicdanım, yüreğim, politik deneyim ve öngörümle hareket ettim. Tarihsel olarak bu görüşmenin kimler arasında gerçekleştiğinin ötesinde olası sonuçları çok önemli. Sormak isterim, tıkanan bu sürecin önünü açmak için kaç kuşak, kaç ölüm daha bekleyeceğiz” diye seslendi.

Süreçte yer alın

Zana, kendisiyle aynı saatlerde Diyarbakır’da basın toplantısı düzenleyen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile DTK Eş Başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un şahsında Kürt siyasi hareketinin önemli aktörlerine, “HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTH, DTP, BDP ve diğer tüm bileşenler verdiği mücadele göstermiştir ki bu topraklarda herkesin barışa ihtiyacı var. Bunun için, ben, o, diğeri fark etmez. Herkes, hem Türkiye halkları hem de Kürt halkı barış sürecinin oluşmasında yer almalı” dedi.

Ev hapsi önemli

Basın toplantısını “Barışın ortak bir çabaya ihtiyacı var. Umutların günbegün büyümesi ve yeşermesi dileğiyle” sözleriyle tamamlayan Zana, “Görüşmede ‘İdam gibi bir tabuyu yıkan bu ülkenin, sayın Öcalan’ı pekala ev hapsine alabileceğini ve bunun hayati bir önemi taşıdığını’ belirttim” demesi de dikkat çekti. Zana’nın “Erdoğan’a ne söyledim” çerçevesinde hazırladığı metin özetle şöyle:

Oslo milat

“Tutuklamalar ve davalarla tedirgin olan toplumun küçük adımlara değil, ileri ve samimi adımlara ihtiyacı olduğunu dile getirdim. Roboski Katliamı, cezaevlerinde yaşananlar ve süregelen polis şiddeti. Bunların hepsinin açık yaralarımızı kanattığını söyledim. Türkiye’de onlarca yıldır denenen güvenlikçi politikaların sonuç vermediğini gördük. Denenmeyen tek yol sürdürülebilir müzakeredir. Bu anlamda, Oslo görüşmelerinin milat olduğunu ve bu görüşmelerin yeniden başlaması gerektiğini ifade ettim.

Samimi adımlar

Başbakanla görüşmemizin başında 21 yıl önce bu parlamentoda, halkların kardeşliği üzerine yemin etmiş biri olarak, Türk ve Kürt halkları için verilmiş bir sözüm olduğunu söyledim. Türkiye’nin sürdürülebilir bir barışa/ diyaloğa ihtiyacı olduğunu, bunun temel koşulunun güven ortamı olduğuna dikkat çektim. Korkularıyla yüzleşme çabalarına rağmen süregelen tutuklamalar ve davalarla tedirgin olan toplumun küçük adımlara değil, ileri ve samimi adımlara ihtiyacı olduğunu, dile getirdim. Bu adımların da tüm bileşenlerin sürece dahil edilmesiyle atılabileceğini, kesintisiz barış ortamı için herkesin katkı sağlaması gerektiğini ifade ettim.

Yaralarımız açık

Başbakan’a, ‘Devletler kendi yurttaşlarından özür dilemeyi bir zafiyet olarak görmemeli. Özür dilenmesi talep edilen halkın, bir başka devlet değil kendi yurttaşlarınız. Dünyada hiçbir halk, kendi ana dilini para ödeyerek öğrenmez’ dedim ve anadilde eğitim hakkı vurgusu yaptım. Yaralarımız açık ve kanıyor. Bu nedenle de gerçekçi olmayan talepler karşılık bulamaz. ‘Silahları bırakın operasyonlar durur’ söylemi gerçekçi olmayan taleplerden. Bunun altını çizdim.” 

Hürriyet