Ulusal Kırmızı Et Konseyi ve Türkiye Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, Türkiye’nin en büyük et ihracatçısı olmasının önünde bir engel bulunmadığını söyledi. Türkiye’de hayvancılığın en önemli sorununun kırmızı et üretiminin yani besiciliğin süt hayvanlarıyla yapılması olduğuna dikkat çeken Mustafa Bılıkçı, “Besici yüksek maliyetle ve et verimi düşük üretim yapıyor. Kesimhaneye sevk edilecek hayvanların karkas randımanları düşük. Üretim tesislerinde parçalamaya alınan bu süt ırkı hayvanların kemik oranlarının yüksek olması üretim tesisine zarar veriyor. Bu düşük verimliliğin sonucu üretim maliyetleri her kademede biraz daha artıyor ve et tüketiciye daha pahalıya ulaşıyor. Bütün bu nedenlerle et üretimi ve süt hayvancılığı arasında denge korunmalı. Et üretiminde kullanılan materyal süt ırkı besilik hayvanlara takviye olarak kombine ırk besilik hayvanlara ağırlık verilmeli. Kırmızı et üretiminin besi ırkı/kombine ırk büyükbaş hayvanlarla yapılması için daha fazla vakit kaybetmeden ırk dönüşümü sağlanmalı. ETBİR olarak uzun yıllardır bu talebi her platformda dile getiriyoruz, önümüzdeki dönemde de çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

“BREZİLYA VE ARJANTİN BİZİM İÇİN ÖRNEK OLABİLİR”
Mustafa Bılıkçı Brezilya, Arjantin gibi ülkelerin uzun vadeli planlama ile dünyanın en büyük et üreticileri haline geldiğini dikkat çekti. Bu ülkelerin önce yem, sonra damızlık sorununu çözüp, besilik ırklarını geliştirerek en büyük et tedarikçileri olduğuna dikkat çeken Bılıkçı, Türkiye'nin de planlarını uzun vadeli yapıp, kombine ırklar yaratıp yaygınlaştırması gerektiğini söyledi. Bu konudaki projelere de değinen Bılıkçı, sütçü ırk hayvanları aşılama yöntemi ile doğacak hayvanların kombine ırk olmasını sağlamanın bir öneri olduğuna dikkat çekti. Bir başka projenin ise yurtdışından damızlık kombine hayvan getirip çoğaltmak olduğunu söyleyen Bılıkçı, bu anlamda simmental ırkın hem et hem süt bakımından verimli kombine bir ırk olduğunu ifade etti. Bılıkçı, Türkiye’nin bu dönüşümü başardığı takdirde en büyük et ihracatçısı olmaması için hiç bir neden bulunmadığını bildirdi.

“TÜKETİCİ DAHA UCUZ ETE ULAŞABİLİR”
Kırmızı et fiyatlarının yüksekliğinin tüketimin artmasının önündeki en büyük engeli oluşturduğunu belirten Mustafa Bılıkçı, “Tüketimin artması için üretimi yani arzı artırmamız gerekiyor. 2013 yılı TÜİK verilerine göre 996 bin 125 ton kırmızı et üretildi. Türkiye’de son yıllarda düzenli olarak artış kaydeden üretimin daha da artırılmasıyla öncelikle kendine yeten ve daha sonra ihraç eden bir ülke konumuna gelinmesi gerekiyor” diye konuştu.

“KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK SEKTÖRÜ GELİŞTİRİLMELİ”
Mustafa Bılıkçı, kırmızı et arzını ve tüketimini artırmak ve makul fiyat politikalarına ulaşabilmek için büyükbaş hayvancılık kadar küçükbaş hayvancılığı da ülkemizde geliştirmemiz gerektiğine dikkat çekti. Ülkemizdeki kırmızı et üretiminin yüzde 80’lik kısmı büyükbaş hayvanlardan yüzde 20’lik kısmının ise küçükbaş hayvanlardan karşılandığını söyleyen Bılıkçı, şunları söyledi: “Geçmişte Türkiye nüfusu kadar küçükbaş hayvan bulunurken bu rakam yıllar içinde hızla düştü. TÜİK’in açıkladığı 2013 yılı hayvansal üretim istatistiklerine göre yılsonu itibariyle sığır sayısı 14 milyon 415 bin baş, koyun sayısı 29 milyon 284 bin baş, keçi sayısı ise 9 milyon 226 bin baştır. Ülkenin coğrafi şartlarının küçükbaş beslemeye daha elverişli ve bu imkanlarla besleme maliyetinin de daha düşük olması avantajı değerlendirilerek koyun ve keçi yetiştiriciliğine yönelmek ve orta vadede ülke nüfusu kadar küçükbaş hayvan sayısı hedefine ulaşılmalıdır”

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!