Zaman'a çarpıcı tespitler yapan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Mahmut Özgener federasyonunun muhalefetle işbirliğinde bulunup şiddet yasasını eksik çıkarttığını vurguladı.
Türk futbolu, şike ve teşvik iddialarına yönelik soruşturma sebebiyle hareketli günler yaşıyor.
 
Son dönemde Spor Toto Süper Lig'de play-off sistemine geçilmesi, UEFA'nın talimatıyla Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nden 'men' edilmesi ve bu arenaya Trabzonspor'un alınmasını konuşan kamuoyu, 'küme düşecek, düşmeyecek' tartışmalarıyla iyiden iyiye ayrışmış durumda. Devlet erkânı ise sağduyulu bir yaklaşım sergiliyor. Kararlı duruşuyla dikkati çeken Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, ılımlı tavırlarıyla gerilen ortamda 'net' mesajlar vermekten kaçınmıyor. Mahmut Özgener dönemindeki Futbol Federasyonu yönetiminin sporda şiddet yasasını muhalefeti ikna edip aceleye getirdiğini belirten Kılıç, Trabzonspor'un hem kendi hem de Fenerbahçe için oynaması gerektiği kanaatinde. Şikede gelinen noktada devleti suçlamayı anlamsız bulan Bakan Kılıç, sağduyu çağrısı yapıyor. Eğitim ve sportif faaliyetlerle gençleri Batı'da uyuşturucu çeteleri, Doğu'da terör örgütü PKK'nın elinden kurtaracaklarının sözünü veren Kılıç, gündeme dair birçok konuda Zaman'a çarpıcı açıklamalar yaptı.
 
Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un çıkmasında hükümetten ziyade eski Türkiye Futbol Federasyonu'ndan (TFF) talep geldiğini belirten Bakan Suat Kılıç, dönemin Federasyon Başkanı Mahmut Özgener'in hem muhalefet partileri hem de komisyonlarca ciddi bir kulis çalışması yaptığını söyledi. Kanunun çok sert olduğunu ve genel cezai müeyyideler açısından sonuçlarının ağır olacağı bilgisinin TFF yönetimiyle paylaşıldığını kaydeden Bakan Kılıç, şöyle devam etti: "Ancak TFF 'biz kararlıyız. Kulüpler kanunun çıkması için ısrar ediyor. Bu kanunun çıkması için yardımınızı istiyoruz' dediler. Ben ise 'Seçim kararı çıktı. Meclis'i bu kadar kısa zamanda çalıştıramayız' dedim. Ancak kendileri muhalefete giderek ikna ettiler. 'İki haftada çıkmaz' denilen kanunun mecliste iki saatte çıkmasını sağladılar." Yasanın değişmesi noktasında herhangi bir talebin gelmediğini vurgulayan Kılıç, hükümetin gündeminde de benzer bir adımın olmadığını bildirdi.
 
F.Bahçe'de yangın varken Trabzon sevinmesin
Yaşanan bu olumsuzluklardan en az mutlu olması gereken takımın Trabzonspor olacağını düşünen Bakan Kılıç, Karadeniz temsilcisinin komşunun acısı üzerinden sevinç gösterisi yapmaması çağrısında bulundu. Bordo-Mavililerin de Sarı Laciverti takımın yaşadığı üzüntü ve elemi derinden hissetmesi gerektiğine işaret eden Suat Kılıç'ın ağzından şu sözler döküldü: "Trabzonspor, eğer eleme gruplarından gruplara katılmış olsa idi sadece kendi taraftarı için oynayacaktı. Ama bu dakikadan itibaren takım, sadece kendi taraftarı için değil, Fenerbahçe için de oynamakla mükellef. Ne Trabzon'un kastının neticesidir, takımın Şampiyonlar Ligi'ne katılması ne de Fenerbahçe'nin kastının neticesidir. UEFA ve TFF'nin kararlarının bir neticesidir. Yöneticiler ne etti bilemeyiz ancak bu iddiaların sonuna kadar peşine gidilecek. Taraftarlar da yönetimlerinden ayrı olarak bu konuları düşünmek zorunda." Bakan ayrıca yaşanan durumdan kısa vadede Türk futbolunun zarar göreceğini; ancak orta ve uzun vadede güçlü bir yapının ortaya çıkacağına inandığını her haliyle belli etti.
 
DEVLET, DOĞU-BATI AYRIMI YAPMAZ; HERKESE KUCAK AÇAR
 
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, 2013 yılı sonuna kadar 81 ilin hepsinde yüzme havuzu olacağının sözünü verdi. Kılıç, atılacak adımlarla ilgili ipuçlarını şöyle sıraladı: "2014 sonuna kadar da nüfusu 100 bin ve üzeri olan illerden kültür merkezi olmayan il kalmayacak. Gençlerin boş vakitlerinin büyük çoğunluğu sokaklarda geçiyor. Biz bunu yapacağımız aktivitelerle doldurmak zorundayız. Türkiye'den başka bir yerde 'boş vaktinde ne yaparsın' diye sormazlar. Şayet çocukları okuldan sonra sokağa bırakırsak, batıda uyuşturucu çetelerinin kucağına, Doğu'da ise hain bölücü terör örgütünün eline düşer."
 
Kılıç, devletin doğu-batı ayrımı yapmadığına dair ayrı bir paragraf açtı: "Ben gideyim Hakkâri'nin çocuklarını kurtaracağım diye bir şey yok. Batman'a baktığın gibi Bayburt'a, Ardahan'a baktığın gibi Artvin'e, Hakkâri'nin çocuklarına baktığın gibi Hatay'ın çocuklarına da bakmalısınız. Gençlik merkezleri kurarken bunlara dikkat edeceğiz." Devletin bu noktada sorumluluk alması gerektiğini ifade eden Bakan Kılıç, özellikle bölgesel spor dallarının ve merkezlerinin aktif hale getirilerek bu sorunun da önüne geçilebileceğini kaydetti. Kılıç, bu noktada spor teşkilatındaki tüm bürokratların da masa başında değil de vatandaşların ve sporcuların yanlarında olmasını arzuladıklarını sözlerine ekledi.
 
Şikenin sorumlusu devlet değil
Spor Toto Süper Lig'in sağlıklı ve adil olarak yeniden rayına oturması için her şeyi ortaya koyacaklarının altını çizen Bakan Suat Kılıç, yaşananların sorumlusunun kesinlikte devlet olmadığını anlattı. TFF'nin de tek başına suçlu ilan edilemeyeceğini aktaran Kılıç şu değerlendirmede bulundu: "Devam eden bir yargı konusu var. Birtakım iddialar var. Ya yargı bu takım olayları görmezden gelsin diyeceksiniz, ya da yargının bu tarz olayların üzerine gitmesini teşvik edeceksiniz. Adalet yerini bulsun diyeceksiniz. Federasyon her ayrıntıyı dikkatle takip ederek nabız yoklaması yapmak zorunda. Bu kadar karmaşık bir durumda herkesi memnun edecek bir karar verilebilir mi? Bu da sorgulanır."
 
Böyle bir süreçte hiç kimsenin federasyon başkanı olmak istemeyeceğine işaret eden Gençlik ve Spor Bakanı, karar aşamalarında yönetimin işinin çok zor olacağını dile getirdi. Şu an itibarıyla hem TFF'de hem de Fenerbahçe Kulübü'nde idareci olmanın büyük mesuliyetler istediği fikrine sahip olan Bakan, "Çünkü ne yaparsanız yapın, buralarda arkanızdaki kitleyi memnun etmenin imkânı yok. Her halükarda birileri yapmanız gerekeni yapmadığınız gerektiğini düşünecek. Şimdi Fenerbahçe dışında olanlar, 'bu takıma sükunet çağrısı yapmak gerekir' diyor. Bu takımın taraftarı ise yöneticilerin haklarını yeterince savunmadığını dile getiriyor." şeklinde konuştu. Bakan, Fenerbahçe ve Trabzonspor arasında oynanacak muhtemel bir müsabakada nahoş bir durumun yaşanmasının Türk futboluna ciddi zararlar vereceği uyarısını yaptı.
 
zaman