Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşe beddua etmenin boşanma gerekçesi olabileceğine karar verdi. Bedduanın “Allah"tan olumsuz temennilerde bulunmak” anlamına geldiğini belirten Yargıtay, bedduayı da 'aykırı dinsel davranış' olarak yorumladı. Yargıtay, beddua eden eş ile beddua edilen eşin birlikte yaşayamayacağına ve boşanmaları gerektiğine karar verdi.

Kahramanmaraş Aile Mahkemesi"nin verdiği kararı bozan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşine karşı “Kahrolasın, gebersen de kurtulsam” ve “Ölüsü gelsin, kana bulansın” şeklinde beddua eden kadın ile, alkol alarak eşine hakaret eden kocanın açtığı boşanma davasını reddeden yerel mahkemenin kararını bozdu.

Yargıtay, 2. Hukuk Dairesi, verdiği emsal kararda şu görüşleri dile getirdi: “Davalının, davacıya bedduasına karşın davacının da alkol alıp, davalıya hakaretlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflardan birinin kusurunu diğerinden ağır tutmak mümkün değildir. Taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır”

ANKA