KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Mannuel Barroso ve Avrupa Birliği (AB) Genişlemeden Sorumlu üyesi Füle'yle görüşmesinde Kıbrıs'ta varılacak bir anlaşmanın kalıcı olması için AB'de birincil hukuk haline getirilmesi konusunu ele aldıklarını söyledi. Eroğlu, bu kapsamda hazırladıkları önerileri muhataplarına sunduklarını aktardı.


Eroğlu Kıbrıs konusunda yapılan görüşmelerde son noktayı Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un Ocak ayında yapılacak zirve toplantısından sonra koyacağını belirterek “Son tarih 2012 Haziran.” dedi.

Derviş Eroğlu, Brüksel’de, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Mannuel Barroso ve AB’nin Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle gerçekleştirdiği görüşmelerden sonra, Avrupa Komisyonu binasında ayrılışında gazetecilerin sorularını cevapladı.

Eroğlu, Kıbrıs sorununun Ocak 2012’de Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (BMGS) Ban Ki-moon katılımıyla yer alacak 5’inci zirvede çözemeye çalışacaklarını çözemedikleri takdirde, ya garantör ülkeler ve iki kesimin katılımıyla yapılacak uluslar arası toplantıda çözmeye çalışacaklarını belirtti. Eroğlu yapılacak çalışmalardan sonra BMGS’nin raporunda konunun çözülüp çözülemeyeceğini belirtmesi gerekeceğini ifade etti.

Genel Sekreter’in müzakerelerin bir sonu olduğunu işaret ettiğini belirten Eroğlu, Haziran 2012’de Kıbrıs Rum Yönetiminin AB Dönem Başkanlığının başlayacağını , Şubat 2013’de de Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağına işaret ederek Rumların istediğinin müzakereleri 2013’e ertelemek olduğunu ancak Genel Sekreterin, bu ertelemenin olmayacağı yönünde mesaj verdiğini anımsattı.

SON TARİH 2012 HAZİRAN
Ocak 2012’de New York’ta yer alacak 5’inci üçlü görüşmeye işaret eden Eroğlu, “Burada anlaşırsak anlaşacağız anlaşamazsak, çok uluslu dediğimiz üç garantör ve bizler toplanıp sorunu çözmeye çalışacağız veya Genel Sekreter kendi raporunda Birleşmiş Milletler misyonu içerisinde bu olayın çözülüp çözülemeyeceği kararını verecek. Yani son noktayı Sayın Genel Sekreter Ocak ayı görüşmelerinden sonra koyacak diye düşünüyorum. Zaten Son tarih olarak Haziran.” dedi.

Haziran 2012’den sonra herhangi bir yol haritasının da bulunmadığını belirten Eroğlu, görüşmelerin sonsuza dek sürmesini de istemediklerini vurguladı.

BAROSO VE FÜLE İLE GÖRÜŞME
Derviş Eroğlu Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Mannuel Barroso ve Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle ile görüşmesinde, New York’ta Kıbrıs Rum Lideri Dimitirs Hristofias ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (BMGS) Ban Ki-Moon ile gerçekleşen üçlü görüşmenin önemini anlattıklarını söyledi.

Eroğlu, Barroso ve Füle'yle görüşmesinde Kıbrıs'ta varılacak bir anlaşmanın ve deregasyonların kalıcı olması için AB'de birincil hukuk haline getirilmesi konusunu ele aldıklarını ve bu kapsamda hazırladıkları önerileri muhataplarına sunduklarını anlattı.

Sadece bir antlaşmaya varmanın değil, varılacak anlaşmanın kalıcı olmasını sağlamanın da gerektiğini ifade eden Eroğlu, Kıbrıs Türklerinin geçmişten gelen tecrübesi olduğunu, 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinin de kalıcı olması düşüncesiyle imzalandığını ancak Cumhuriyetin üç yıl sonra Kıbrıslı Rumlar tarafından yıkılıp Kıbrıslı Türklerin statüsüz bırakıldığını anlattı.

Bulunacak bir antlaşmanın Rumların keyfi ile kaldırılması ve Kıbrıslı Türklerin açıkta bırakılması olasılığına şans tanınmaması gerektiğini vurgulayan Eroğlu, görüşmede Kıbrıs Cumhuriyetinin yıkılmasından sonra, Kıbrıs Türklerinin yaşadıklarını bir kez daha yaşamaması için, antlaşmanın AB’nin birinci hukuku olması konusunda düşüncelerini ortaya koyduklarını söyledi.

Kıbrıs Rum tarafının kalıcı bir antlaşma istemediğini ve 10’uncu protokolün yeterli olduğu düşüncesinde olduğunun altını çizen Eroğlu, 10’uncu protokol konsey kararı ile alınmış bir karardır dolayısı ile her zaman değişebilir. Biz kalıcı bir şey istiyoruz. Varılacak bir antlaşmanın AB’nin birinci hukuku olması konusunda önerimiz vardır.” dedi.

Bir soru üzerine Eroğlu Kıbrıs Türk tarafının kalıcı bir antlaşmaya varılacağı konusunda umutlu olduğunu ancak bunun Kıbrıs Türk tarafına bağlı olmadığını Kıbrıs Türk tarafının gösterdiği iyi niyetini Kıbrıs Rum tarafının da göstermesi gerektiğini kaydetti.

AB VE BM KIBRIS RUM TARAFINI ANTLAŞMA YÖNÜNDE TEŞVİK ETMELİ
Kıbrıs Rum Yönetiminin adanın güneyinde doğal gaz arama çalışmaları, Kıbrıs Rum Yönetiminin AB dönem başkanlığını Haziran 2012’de alacak olması ve AB üye ülkelerinin Kıbrıs Rum Kesiminin üyeleri olduğu yönde mesajlar vermesinin “Rum tarafının uzlaşma yönünde niyetini azaltan faktörler” olduğunu belirten Eroğlu, “Bizim istediğimiz antlaşma yönünde gerek Birleşmiş milletler gerek Avrupa birliği yetkililerinin Rum tarafını teşvik etmesidir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kıbrıs Rum yönetiminin AB dönem başkanlığını Kıbrıs’ta çözüm olmadan tek başına devraldığı yöndeki açıklamasının yararlı olup olmadığının sorusuna Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Bu AB’nin (Kıbrıs adasında) sorun varken Kıbrıs Rum Yönetimini AB’ye alması hatasının ortaya çıkması bakımından önemli.” cevabını verdi.

AB HATALARIYLA YÜZLEŞMELİ
Sorunlu bir ülkeyi ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş antlaşmasına göre garantör ülkeler Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın üçünün de üye olmadığı bir topluluğa üye olmasının hata olduğunu anımsatan Eroğlu, “AB bunu hataları ile yüzleşme olarak nitelendirmesi gerekir.” dedi.

Eroğlu, çözüme ulaşmadan Kıbrıs Rum Yönetiminin AB Dönem Başkanı olmasından hiçbir AB yetkilisinin memnun kalmayacağını tahmin ettiğini kaydetti.

PETROL ARAMA ÇALIŞMALARI
Kıbrıs Rum Yönetiminin adanın güneyinde doğal gaz arama çalışmaları başlatmasının da Kıbrıs Rum Yönetiminin bir provokasyonu olduğunu ifade eden Eroğlu, Kıbrıs Rum yönetiminden doğal gaz arama çalışmalarını ertelenmesinin talep edilmesine karşın Kıbrıs Rum Yönetimi başkanı Hristofyas'ın iç meselelerden dolayı kaybettiği itibarı geri kazanmak amacıyla Türkiye karşıtı bir hareket olarak göstererek çalışmaları başlattığını söyledi.

Kıbrıs Rum tarafının doğal gaz arama çalışmalarına başlamasının Kıbrıs Türk tarafının da bazı adımlar atmasına neden olduğunu belirten Eroğlu, “Şaka yapmadığımızı gösterdik.” dedi. Eroğlu, Başbakan Erdoğan ile kıta sahanlığı ile imzalanan antlaşma, Türkiye’nin araştırma gemisine sismik araştırma yapma izni verilmesinin KKTC’nin konu üzerinde ciddiyetini gösterdiğini ifade etti.

Derviş Eroğlu, ''Maalesef şu anda Rum tarafı Ortadoğu'nun bazı ülkelerini ve dolayısıyla Ortadoğu'nun problemlerini aramıza çekmeye çalışmaktadır. Bu hoş bir şey değil. Rumlar İsrail'le işbirliği içinde, Suriye'ye göz kırpıyor, Mısır'a göz kırpıyor, Lübnan'la oynamaya çalışıyor. Bizim zaten bir problemimiz var, bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Ortadoğu'nun problemleri bizden çok daha fazla. O problemleri Ada'ya ithal ettiği takdirde zaten işin içinden çıkamayız.'' diye konuştu.

Eroğlu, “sorunu kendi aramızda çözme düşüncesiyle müzakereleri sürdürüyoruz. Kıbrıs sorununun çözülmesi konusunda AB ve BM’nin Rum tarafını teşvik etmesi gerçeğini ortaya koyuyor.” dedi.

TÜRKİYE BÜYÜK DEVLETTİR
Eroğlu, Türkiye'nin Ada'da birleşme olmazsa Rum kesiminin gelecek yılın ikinci yarısındaki dönem başkanlığı sırasında AB'yle ilişkilerini donduracağı açıklamasıyla ilgili şunları kaydetti:

''Türkiye büyük bir devlettir. Türkiye'nin hükümet başkanı ve dışişleri bakanı bu sözleri söylediğine göre tabii ki bu kararlılıklarında ısrar edeceklerdir. Tabii ki bu, AB'nin sorun varken Rum tarafını üye almalarının hata olduğunun ortaya çıkması bakımından önemli.

Uluslararası anlaşmalara göre sorunlu bir ülkenin Türkiye, İngiltere ve Yunanistan'ın içinde olmadığı bir topluluğa girmemesi gerekirken Rum kesimini 'Kıbrıs Cumhuriyeti' olarak AB'ye almalarının hatasının ortaya çıkması ve AB'nin hatasıyla yüzleşmesi olarak değerlendirilmesi gerekir. Hiçbir AB yetkilisinin çözülmemiş sorun ortadayken Kıbrıs Rum kesiminin dönem başkanlığından memnun olacağını zannetmiyorum.'' haber7