Sosyal Dönüşüm Vakfı Girişimi’nin Ataşehir Belediyesi’yle gerçekleştirdiği “Aile içi Şiddete Karşı Erkek Eğitimi” başladı. Almanya Aile Bakanlığı’na bağlı Hannover Belediyesi Aile ve Gençlik Dairesi uzmanlarından ve Hannover Erkekler Bürosu eğitmeni Gül Anna Minci’nin yönetiminde başlayan programın ilk etabında Ataşehir Belediyesi’nden 12 psikolog ve sosyal hizmet uzmanına eğitim veriliyor. Belediyenin yaklaşık 1000 çalışanını programa dahil etmesiyle devam edecek program, erkek çalışanları, günde 4 saatten haftada 6 gün “aile içi şiddete karşı erkek eğitimine” katılmaya zorunlu kılıyor. Gül Anna Minci aile içi şiddete karşı erkek eğitimini anlattı.

■ Erkeklere şiddet eğitimi vermeye nasıl başladınız?

Almanya’da 1996’da erkek terapistler tarafından bir Erkekler Bürosu kuruldu. Bu büro eşine ya da sevgilisine şiddet uygulamış ama bundan pişman olan, çözüm arayan erkek faillere gönüllü danışmanlık hizmeti veriyordu. Bir süre sonra bu çalışmaya kadınlar da dahil oldu. Hannover’de erkeklere şiddet eğitimi konusunda çalışmaya başlayan ilk Türkiyeli kadın ben oldum.

■ Sadece aile içi şiddet gösteren erkeklerle mi çalışıyorsunuz?

Evet sadece birlikte olduğu kadına şiddet uygulayan erkeklerle çalışıyoruz.

■ Yaptığınız çalışmadan örnek verebilir misiniz?

Öncelikle erkeklerin uyguladıkları şiddet konusunda sorumluluk üstlenmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Çünkü erkekler bu konuda sorumluluk üstlenmeye pek yanaşmıyor. “Vurdum ama aslında vurmak istemiyordum” gibi bahaneler üretmeye yatkınlar. Yani kalkan elin kendilerinin olmadığını iddia ediyorlar. 26 seanslık program boyunca; bu konuda sorumluluk üstlenmelerini sağlamaya, şiddet yerine sorunlarına çözüm bulmaya, kendilerini çaresiz hissettiklerinde şiddet döngüsünden çıkmalarını sağlayacak yollar göstermeye çalışıyoruz.

■ Burada kişilik özellikleri de devreye giriyor değil mi?

Elbette her bireyin kendisine uygun çıkış yolu bulması gerekiyor. Biz de bunun için çalışıyoruz. Duygularını, bedensel sinyalleri bilinçli olarak algılamaları gerekiyor. Bu sinyalleri doğru algılayıp karar anında yıkıcı değil, yapıcı olmalarını sağlayan yolları göstermeye çalışıyoruz.

‘KADINLARIN KORUNMASI ŞART’

■ Türkiye’de kadınlar şikâyet etmeye çekiniyor Almanya’da durum nasıl?

Kadınların üçte ikisi şikâyetçi oluyor artık. Çünkü yalnız bırakılmıyorlar.

■ Türkiye’de yaptığınız çalışmayı anlatabilir misiniz?

Burada belediye çalışanlarına eğitim veriyoruz. Belediye onları bu çalışmaya katılmaya zorunlu tutuyor. Eğitim vereceğimiz erkekler, şiddet uyguladığı ispatlanmış kişiler değil. Onlarla önlem maksatlı, konuya dikkatlerini çekecek, hassaslaşmalarını sağlayacak bir çalışma yapıyoruz.

■ Türkiye’de neredeyse her gün bir kadın, aile içi şiddete kurban gidiyor. Oradan bakınca burası nasıl görünüyor? Bunun önüne geçmek için ne yapmak gerekiyor?

Şiddet bugünden yarına çözülecek bir problem değil. Bu bir toplumsal dönüşüm sorunu. Oradan bakınca Türkiye cinnet getirmek üzere olan bir toplum gibi görünüyor. Bu çok kapsamlı bir iş, birçok ayağı var. Öncelikle kadınların korunması ve eğitilmesi gerekiyor. Buradaki çocuklar şiddetle iç içe büyüyor. Şiddet ailede başlıyor, okulda ve sokakta devam ediyor. Bunun önüne geçilmesi lazım. İktidarın bu konuda ciddi destek vermesi ve sistem oluşturması gerekiyor. Bu işin takibine uygun, kadınları ve çocukları koruyacak önlemler almak lazım. Adliye, emniyet, kadın sığınma evleri, çocukları koruma merkezlerinin koordineli çalışması sağlanmalı. Basın organlarının da şiddet konusunda duyarlı olması lazım. Şiddet gösteren erkeği adli makamlara sevk ederek bu işin altından kalkmak mümkün değil. Dönüşümü sağlayabilmek için toplumun tüm kesimlerine yönelik çalışma yapılmalı.

■ Türkiye’de bu işi STK’lar üstlenmiş durumda. Sosyal Dönüşüm Vakfı Girişimi’nin başlattığı bu çalışma nasıl yaygınlaştırılabilir?

Ataşehir Belediyesi’nin çalışmanın arkasında durması, orada çalışan erkeklerin eğitime katılmaya zorunlu tutulması çok önemli. Çünkü bu iş erkeklerin inisiyatifine bırakılırsa maalesef sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde değişimi sağlamak oldukça güç olur. Türkiye’de Sosyal Dönüşüm Vakfı’nın bu çalışmaya öncülük etmesi, Ataşehir Belediyesi’nin de çalışmayı kabul edip insan kaynağı sağlaması çok önemli. Anladığım kadarıyla Sosyal Dönüşüm Vakfı Girişimi Sözcüsü Gamze Akkuş İlgezdi, elini taşın altına koymayı becerebilen bir kadın. Türkiye’de böyle bir çalışmaya öncülük edilmesi gerçekten cesaret gerektiren ve umut verici bir adım.

‘Eğitimin fikir anası’

Sosyal Dönüşüm Vakfı Girişimi Sözcüsü Gamze Akkuş İlgezdi, hem vakfın hem de şiddete karşı erkek eğitiminin fikir annesi. 1992-2009 yılları arasında Okmeydanı SSK’da diş hekimi olarak görev yapan, 2009’dan bu yana da yerel yönetimlerde görev alan İlgezdi, 12 yılda kadına şiddetin yüzde 1400 arttığını ve şiddetin boyutlarının katliama dönüştüğünü, artık günde neredeyse 2-3 kadının erkek şiddetiyle hayatını kaybettiğini belirtiyor ve aile içi şiddetin tüm sorumluluğunun kadınlara yüklenemeyeceğini, erkeklerin şiddet konusunda eğitilmesi gerektiğini söylüyor.

Kimlik kartı

Gül Anna Minci 1986 yılında Almanya’ya Hannover’e gitti. 1992’de özel izinle Hannover Gençlik Dairesi’nde çalışmaya başladı. Daha sonra da Hannover Üniversitesi’nde pedagoji sosyal hizmetler uzmanlığı öğrenimi gördü. 22 senedir Gençlik Dairesi’nde gençlerle ve ailelerle çalışıyor, terapistlik yapıyor ve şiddete karşı erkek eğitimi veriyor. 2015’ten itibaren Almanya’ya gelen mülteci çocuklarla çalışmaya başlayacak.