Çocukluk döneminden erişkinlik dönemine geçişin gerçekleştiği, büyümenin ve seksüel gelişimin tamamlandığı, üreme kapasitesinin kazanıldığı ergenlik dönemi, ergenliğe adım atanları olduğu kadar aileleri de zorlayan bir dönem.

Ergenlik döneminin başlangıcı kız çocuklarında 9-12 yaş, erkek çocuklarda ise 10-13 yaş arasında oluyor. Erken ergenlik ise, kızlarda 8 yaşından, erkeklerde ise 9 yaşında önce ergenlik bulgularının başlangıcı olarak tanımlanıyor. 

Kişinin sağlıklı bir ergenlik dönemi geçirmesinde aile ve çevresindekilerin önemli rolü olduğunu vurgulayan Pediatrik Endokrinoloji Uzmanı Dr. Aliye Sevil Sarıkaya, öncelikle fiziksel değişikliklere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Dr. Sarıkaya, ergenliğe geçişle birlikte vücutta meydana gelen değişiklikleri şöyle anlattı: 

“İlk belirti kızlarda tek veya çift taraflı meme büyümesidir. Daha sonra cinsel bölgede ve koltuk atında tüylenme başlar. En son olarak adet görür. Erkeklerde ise ergenliğin ilk bulgusu testis büyüklüğündeki artıştır. Bunu takiben penis büyümesi, cinsel bölgede ve koltuk altında kıllanma, sesde kalınlaşma gözlenir. Kızlar da adet görme, erkeklerde ise sperm üretiminin başlaması ergenliğin tamamlandığını gösterir.

ERGENLİK YAŞINI NELER BELİRLİYOR?

Ergenliğin başlangıç yaşı genetik özellikler, beslenme durumu, obezite, stres ve çevresel faktörlerle değişebilir. Son yıllarda beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve tüm dünyadaki sosyoekonomik zenginleşmeye bağlı olarak ergenlik başlama yaşı azalmış ve erken ergenlik tanılı hasta sayısı artmıştır. Erken ergenlik kız çocuklarında erkek çocuklara göre yaklaşık 10 kat daha fazla gözlenmektedir. Erkek çocuklarda daha nadir görülmesine rağmen buna neden olan organik bozukluklar daha sıktır.”

ERKEN ERGENLİĞİN SAKINCALARI OLABİLİR

Dr. Sarıkaya, altta yatması olası problemlerin tespiti için yaşıtlarına göre gelişimi hızlanan, erken ergenlik bulguları gözlenen kız ve erkek çocukların mutlaka araştırılması gerektiğine vurgu yaptı.

“Tanıda gecikilmesi ise hayatı tehdit edebilir” uyarısında bulunan Sarıkaya, erken ergenliğin en büyük sakıncasının ise boy kısalığı olduğunu söyledi: 

“Ergenlik döneminde boy büyümesi hızlanır. Ergenlik çağının sonunda ise kızlarda salgılanan kadınlık hormonu östrojen ve erkeklerde salgılanan erkeklik hormonu testosteron büyüme kıkırdaklarının kapanmasına neden olur. Bu nedenle ergenlik döneminde yaşıtlarına göre uzun olan çocuğun büyüme kıkırdağının kapanmasıyla boy büyümesi durur ve erişkin boyu kısa kalır. Erken ergenlik çocuğun psikolojisini de etkiler ve psikososyal sorunlara yol açabilir.

HORMONLU GIDALAR ERKEN ERGENLİĞİ ARTTIRDI

Araştırmalar erken ergenlik probleminin son yıllardaki artışına gıdalar içindeki hormon ve katkı maddelerinin de neden olabildiğini göstermiştir. Hormonlarla hızlı büyütülen tavuklar, yumurtaları, yetiştirilen meyve ve sebzeler uyarıya neden olarak ergenliği başlatabilir. Aynı zamanda oyuncaklar içindeki kimyasallarda benzer hormon uyarıcı etkiyi gösterebilir.”

ERKEN ERGENLİK DURDURULABİLİR Mİ? 

Erken ergenlikte artan hormonların ayda bir kere kalçadan yapılan bir iğneyle baskılanarak ergenliğin durdurulabilmesinin mümkün olduğunu dile getiren Dr. Sarıkaya, “Endokrinoloji merkezlerinde bu tedavi uygulanmaktadır. Tedavi normal ergenlik yaşına kadar sürdürülür. Tedavinin kesilmesini takiben kendi hormonları tekrar devreye girerek ergenlik başlar. Bu tedavi ile epifizlerin erken kapanıp boy kısalığına neden olmasının da önüne geçilmiş olur” dedi. 

ERKEN ERGENLİK GECİKTİRİLEREK BOY UZAMASI SAĞLANABİLİR

Erken ergenlikte ergenliği geciktirerek boyu uzatmanın mümkün olabilmesine karşın, normal zamanında başlayan bir ergenlikte tedavi ile ergenliği geciktirmenin herhangi bir yararı olmadığı çalışmalarla gösterilmiş durumda.