Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşma yaptı.

Başbakan Erdoğan, Suriye'deki son katliamlara tepki gösterdi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Suriye yönetimine sadece el Huleli bu masum 50 yavrunun vebali dahi yeter. Bu gözü dönmüşlüktür. Bu; aklı, fikri, vicdanı, izan ve insafı tamamen terk etmektir. Bu insanlık dışı katliam, insanlığa ait her ne varsa, insanı insan yapan hangi değer varsa, onu artık ayaklar altına alıp çiğnemektir. BM Gözetim Misyonu Suriye'de incelemeler yaparken böyle bir katliam gerçekleştirmek, 50 masum yavruyu, 110 masum sivili alçakça katletmek, gözü dönmüşlüktür, acziyettir, zavallılıktır. Sabrın da bir sınırı vardır.

İnanıyorum ki BM Güvenlik Konseyi'nin de inşallah sabrının bir sınırı vardır. Dünyanın ve gözlem heyetinin gözü önünde gerçekleşen bu katliamlar, açıkça dünyayla dalga geçmektir, bir nevi rest çekmektir. Zira akan her damla kan, Suriye yönetiminin olduğu kadar, bu yönetimin vahşetine çanak tutanların da eline, yüzüne bulaşmıştır ve tarih boyunca da o leke oradan çıkmayacaktır.

Ben, el Hule'de hayatını kaybeden 110 masum sivile Allah'tan rahmet niyaz ediyor, tüm Suriyeli kardeşlerime buradan başsağlığı temennilerimi iletiyorum. Bu olayın yenilir yutulur yanı yoktur. ülkemdeki bazı siyasi partilerin veya bazı STK'ların kalkıp da buradaki zalimlerin yanında yer almasının anlaşılır, anlatılır bir yanı yoktur. Zulme rıza zulümdür. Zalimle beraber hareket edenler de zalimlerdendir. Bu bir gerçektir.''

Devletin değil, milletin diliyle konuştukların söyleyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Biz aziz milletimizle aracılarla değil, gönül diliyle konuşuruz. Ben burada medyaya, siyasetçilere değil, milletime hitaben konuşuyorum. Bütün kalbimle gönlümden konuşuyorum, biliyorum ki milletim bizi anlıyor. Kendince bize efendilik taslayanlara zerre kıymet vermeyiz.

Kendisine ve milletine yabancılaşan bir hareket değiliz. Milletimizin rotasında yürürüz. Biz iktidarda kalmayı amaç olarak görmeyiz. Bizim için amaç milletimizin için refah ve huzuru sağlamaktır. Biz başarımızı seçimlerde aldığımız oyla değil, milletimizin refahı ve mutluluğuyla ölçeriz.

İşte şu salondaki kadro, Cumhuriyet döneminin en karanlık dönemlerini aydınlığa kavuşturmak için canını ortaya koymuş bir kadrodur. Dersim'in üzerindeki karanlığı siz kaldırdınız. 27 Mayıs'ın üzerindeki karanlığı siz kaldırdınız. 12 Eylül'ü yargıya siz taşıdınız. 28 Şubat'ı sizler yaşadınız, 28 Şubat ile yine sizler, bizler hesaplaştık. 27 Nisan bildirisi karşısında, milletin emanetine en güçlü şekilde sizler sahip çıktınız, biz sahip çıktık. Faili meçhullerin, karanlık cinayetlerin, karanlık suç örgütlerinin üzerine hep birlikte gittik. Tabuları yıkan, Türkiye'yi evrensel standartlarla tanıştıran, hak ve özgürlükleri geliştiren parti, AK Parti'dir. Buna inanan AK Parti kadrolarıdır, sizlersiniz. Biz devletin diliyle değil, milletin diliyle konuşuruz. Ne milli iradeye gölge düşürmek ve bu gölge düşürmek gayreti içinde olanlara izin veririz ne de devleti şamar oğlanına çevirmek isteyenlere çanak tutarız.

 

'ULUDERE'DE HASSASİYETİNİZ OLSAYDI...'
Erdoğan, Kayseri'deki son terör saldırısını hatırlatarak, şöyle konuştu: "Terörle mücadele konusunda vahim hatalar yapıldı. Karlıova’da bir kişi canlı bomba sanılarak vuruldu. Kekik toplayan yaşlı amcalarımız vuruldu. Mardin’de, Aydın’da benzer olaylar yaşandı. Bu tür üzücü olaylara sebep olanlar için her türlü işlem yapıldı, yapılıyor. Demokrasi ve hukuktan taviz vermeden terörle mücadele ettiğimizi ifade ediyoruz.

Kendinizi bir anlığına Kayseri’deki aracı takip eden polis ya da jandarmanın yerine koyun. Kontrolde durmamış, bir askerimize çarparak yaralamış. Kayseri’ye doğru bir aracı takip ediyorsunuz. Orada nasıl bir gerilim yaşandığınızı düşünün. O araç vurulabilir ama ya kaçakçı varsa içinde. Ya ehliyeti, ruhsatı olmadığı için kaçıyorsa... Ya ehliyetsiz bir haylazsa? Ya içindeki araç hırsızıysa?

‘Çoban sandık, o yüzden teröristi vurmadık’ diyen generalle haftalarca alay ediliyor. Aktütün’de 25 yavrumuz şehit oldu.

Medyanın eleştiri oklarıyla sorgulanıyor, hesaba çekiliyor. Teröristin üzerinde yargı baskısı olmayabilir. Bir tarafta öldürmeyi amaç edinen, diğer tarafta yaşatmayı amaç edinen taraf var.

İnsani hassasiyetlerini yitirmemiş olan askerin, polisin gözünün önüne Kumrular Sokak'ta ilk iş gününde bombayla can veren genç geliyor. Anafartalar Çarşısı’nda mesai bitiminde durakta otobüs bekleyen 9 kişiyi katlettiler. Hangimizin aklında?

Uludere’de o kadar hassasiyetiniz olsaydı tabutların üzerine terör örgütünün renkleriyle sardırmazdınız."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Erdoğan, "CHP Genel Başkanı Göksun’dan Pınarbaşı’na o araç nasıl gitti diyor. Bu tavır ibretlik bir tavırdır. Eğer o araç imha edilse içinden siviller çıksa ‘Yargısız infaz yapıldı’ diyecekti. Şimdi ‘O aracı neden durdurmadınız’ diyor. Bu tavırla terörle mücadele edilmez. CHP’nin bu tavrı, BDP’yle teröre güç veren tavırdır" dedi.

BDP'li milletvekilleri için "ceset avcısı" ifadesini kullanan Erdoğan, "BDP’liler farklı sıfatlar kullanılınca yaraları olduğu için gocunuyorlar. Bunlar ceset avcısıdır. Malatya morgundan çıkan cesetleri ailelerinden kaçırmakla meşhurlar. Uludere’yle istismar edenler 30 yılda kaybettiğimiz 40 bin canı hiç umursamazlar" dedi.

'HARİTAYA BAKIP, BOMBALARA BASMIYORLAR'
Bölgede kaçakçılık yapanların bombaların yerini bildiğini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Dikkat ederseniz kaçakçıların hiçbiri bombalara basmıyor. Harita kimlerin elinde olabilir. Bu haritayla bombaların üzerine basmıyor, rahatça gidip geliyorlar. Bakın burası çok hassas. Bu iş, hassas ve gerilimli bir iş."

'HATA DEDİK, KAÇ KERE SÖYLEYECEĞİZ'
Olaydaki hatanın kabul edildiğini hatırlatan Erdoğan, "Devlet intikam duygusuyla, yok etme güdüsüyle hareket etmez. Biz böyle bir intikam duygusuna, böyle bir yok etme duygusuna asla müsamaha göstermeyiz.

Daha başından beri Uludere ile alakalı olarak, burada bir hatanın olduğunu Genelkurmay Başkanımız da şahsım da ilgili arkadaşlarım da ifade etmemize rağmen hala Başbakan 'hata edilmiştir deseydi'... Dedik ya daha kaç kere diyeceğiz. Otomata mı bağlayacağız bu işleri. Kusura bakma bizim sürekli olarak sizleri arzularınız istikametinde hareket etmek suretiyle kaybedecek vaktimiz yok, bizim işimiz çok. Biz terörle mücadelede ne kadar kararlıysak, bu mücadeleyi insani ve hukuki hassasiyetlerde sürdürmekte de o kadar kararlıyız. Hiçbir hatayı örtmeyiz. Ama yargısız infaz da yaptırmayız. Bu nedenle soruşturmanın bitmesini beklemek en doğrusudur" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, devlet ve Hükümet'in Uludere'de şu ana kadar yapılması gerekenleri misliyle yaptığını söyledi. Uludere hadisesinin, hassasiyetiyle orantılı olarak son derece dikkatli şekilde takip edildiğini ifade eden Erdoğan, ''Hiçbir şeyin üzerinin örtüldüğü yok, hiçbir şeyin üzerinin kapatıldığı yok'' dedi.

Televizyonlarda bu konuların tartışıldığını ifade eden Erdoğan, ''Onlar çok şeyler biliyorlar. Ne olur ya bunları konuşacağınıza ilaç gönderiverin, derdimizin dermanını bulalım. Ona göre uygulamayayım, ne yapmamız lazım, bunları da bize anlatın. Sadece yaptıkları eleştiri, yargısız infazı onlar yaparlar. Genelkurmay Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı kendilerine göre orada esip gürlerler'' diye konuştu.

Olayın istismar edildiğini belirten Erdoğan, "Terör örgütünün ve BDP’nin istismarını anlarız. CHP’nin, medyanın, uluslar arası medyanın istismar etmesi kabul edilemez" dedi.

WSJ'YE: SANA NE OLUYOR?
Erdoğan, konuşmasında Uludere'deki istihbaratı ABD'nin verdiğini yazan Wall Street Journal'a da tepki gösterdi.

Erdoğan, "İşte Wall Street Journal. Sana ne, sana ne oluyor? Sen nereden gocundun? Olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek niye? Orada seçim var, mevcut yönetimin Türkiye’yle ilişkileri iyiymiş" dedi.

'BDP'Li KALLEŞLER'
Hükümete karşı sistemli bir operasyon yürütüldüğünü ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Uludere’de yapılması gerekenleri devlet, hükümet de misliyle yapmıştır. Gelişmeler dikkatle takip ediliyor. Uludere’yle ilgili olarak adli, idari süreç devam ediyor.

Türkiye, artık CHP dönemlerinde olduğu gibi, ne askerin sivilin kulağını çektiği, ne de sivilin askerin ensesine vurduğu bir ülke değildir. Ne de BDP'li kalleşlerin, PKK'lı kalleşlerin benim subayımı, askerimi gelip arkadan şehit ettiği bir ülke değildir. Türkiye hukuk devletidir, yanlış yapan bedelini öder, ödüyor ve ödeyecektir. Hata yapan, bedelini öder, ödüyor ve ödeyecektir.

Ama güvenlik güçlerini her olayda yargısız infazla suçlayanların... Güvenlik güçleri bir şey yaptığı zaman hemen yargısız infaz. Ama terör örgütü tarafından yapıldığı zaman hepsi beraber saklıyor. Burada güvenlik güçlerimize yargısız infaza müsaade etmeyiz.

Uludere’nin 6 ay gündemde kalmasından kim rant elde ediyor? Herkes yargı sürecine saygı duymak zorundadır. Uludere üzerinden sistemli bir operasyon yürütülüyor.

Gençlerin kanıyla besleyen BDP’ye, akıl tutulması yaşayan CHP’ye, oyuncak olan medyaya inat, samimiyet ve cesaretimizle çözüm için mücadeleye devam edeceğiz."