Fikret Bila'nın köşe yazısı

Anayasa Mahkemesi"nin AKP hakkında verdiği kararın siyaseti nasıl etkileyeceği merak konusu.
Yüksek Mahkeme"nin 1"e karşı 10 oyla AKP"nin, “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğuna karar vermesi, ancak kapatma yerine Hazine yardımının kesilmesine hükmetmesinin siyasi sonuçları ne olur?
Başbakan Erdoğan ve AKP, “Madem kapatılmadık, öyleyse aynen yola devam” kararı mı verir, yoksa, Anayasa Mahkemesi"nin gerekçeleri doğrultusunda, “odak” halinden hızla uzaklaşmaya mı çalışır?
CHP lideri Deniz Baykal"a göre, Anayasa Mahkemesi, siyasi krizi çözmedi, adını koydu. Zaten siyasi krizi çözmek de yargının değil siyasetin işi.
Baykal, kararı nasıl okuyor:

Hükümet ve AKP"nin konumu
“Anayasa Mahkemesi bir tespit yapmıştır. Demiştir ki, "AKP laiklik karşıtı odaktır". Bu kararı 1"e karşı 10 gibi oybirliğine yakın bir çoğunlukla almıştır. Aslında bu çok ağır bir tablodur. Nedir kararın anlamı? Türkiye"yi laiklik karşıtı odak haline gelmiş bir tek parti hükümeti yönetiyor. Şimdi laiklik karşıtı odaktır dediğiniz bir parti, onun kurduğu hükümet ve onun çoğunluk olduğu bir Meclis var. Bu hem hukuki hem siyasi bir kriz halidir.”

"Yumuşayın, demekle olmaz"
Baykal"a göre, bu ağır tablodan çıkış için “Yumuşayın” çağrıları yeterli değil. CHP liderinin yorumu şöyle:
“Şimdi diyorlar ki Baykal yumuşasın, sorun çözülür. Bunun yumuşamakla ilgisi yok. Çünkü sorun benim üslubumdan kaynaklanmıyor. Sorun, Başbakan Erdoğan"ın, başkanlık ettiği hükümetin ve partisinin laiklik karşıtı tutumundan kaynaklanıyor. Bunu ben daha önce söylüyordum. Siyasi tartışma diye geçiliyordu. Peki bugün kim söylüyor bunu? Anayasa Mahkemesi söylüyor. Diyor ki, sen laiklik karşıtı odak haline gelmiş durumdasın. Artık bu siyasi tartışma olmaktan çıkmış, Yüksek Mahkeme"nin saptadığı hukuki ve siyasi bir gerçek haline gelmiştir, tescil edilmiştir. Şimdi laiklik karşıtı odak olan bir siyasi iktidar nasıl hükümet edecek? Bu önemli bir soru ve önemli bir sorundur.”

"Erdoğan"ın değişmesi şart"
CHP lideri Deniz Baykal"a göre, sorunun çözümü Başbakan Erdoğan ve AKP"nin elinde. Eğer Erdoğan ve AKP, Anayasa Mahkemesi"nin gerekçelerini içtenlikle benimser ve ona uygun bir çizgiyi esas alan politikalara yönelirse, Türkiye bu siyasi krizden çıkabilir.
Baykal, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Başbakan Erdoğan"ın yüreğiyle değişmesi zorunlu. Laiklik ilkesine, cumhuriyetin temel niteliklerine içtenlikle inandığını, politikalarıyla, kadrolarıyla, uygulamalarıyla göstermek durumunda. Yüreğiyle, beyniyle değiştiğini görmesi şart. Takiye yapmadan, inanarak ve kamuoyunu da inandırarak değişmesi gerekiyor. Çözüm budur. Ben özeleştiri yapsın derken bunu kastediyordum. Eğer bunu yapmaz, Anayasa Mahkemesi"nin verdiği mahkûmiyet kararını, beraat kararı gibi algılayıp aynı yolda devam ederse, Türkiye siyasi krizi aşamaz. Ama dediğim gibi, değişir ve bunu uygulamalarıyla da kanıtlarsa, Anayasa"daki çizgilere döner ve onları içtenlikle sahiplenirse, o zaman bu krizi aşarız. Çözüm yolu budur. Sorumluluk Erdoğan"ın omuzlarındadır, benim üslubumda değil.”

(Milliyet)