CHP lideri Deniz Baykal partisinin grup toplantısında konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın adının iddianamede geçtiğini ve Mehmet Ağar'a 60 milyon dolar rüşvet verdiğinin iddia edildiğini belirten Baykal, daha önce "Ergenekon'un savcısıyım" diyen Erdoğan'ın Ergenekon'da sanık durumuna düştüğünü söyledi. Erdoğan'ın konuyla ilgili bir açıklama yapmadığını vurgulayan Baykal, Erdoğan'a çağrı yaparak, "Ya rüşvet verdiğini reddet, ya da kabul et hesap ver" dedi.

Uzun süredir unutmak istenen bir saldırının İstanbul"da meydana geldiğini belirten Baykal, "Bir kez daha terör üzerinde düşünmek gerektiği şansını elde ettik. Asıl önemli olanı böyle bir terör olayının aniden ortaya çıkabileceğini görmüş olmamız. Bu defa karşımıza çıkan terör, doğrudan halkı hedef aldı. Hedefi sadece masum insanlardı. Bu yönüyle terör saldırılarının en acımasızıdır. Tesadüfen ölmediler. Başka insanlar olabilirdi. Karadeniz"de olabilirdi, Güneydoğu"da olabilirdi. "Masum insanları öldüreceğiz" dediler. Bunun altında çaresizlik acizlik yatıyor." dedi.

Terörün adını koymak zorundayız

Erdoğan'ın medyaya "terörün adını koymayın" çağrısına yanıt veren Baykal, "Kim bunlar niye yapıyorlar bunu sorgulayacağız. Karşımızdaki kim bunun adını koymak zorundayız. Adını söylemeyelim propagandasını yaparız”, onun için değil lanetlemek için adını koyalım. Yoksa sen bunları lanetlemek mi istemiyorsun?" şeklinde konuştu.

Güvenlik güçleriyle görüştüklerini adresin PKK olduğunu söyleyen Baykal, "Anafartalar"daki ve Diyarbakır"dakilerle aynı. Terör örgütü son üç saldırıyı sahiplenmedi. Hatta biz yapmadık dedi. Demek ki yeni bir şeyle karşı karşıyayız. Ortaya çıkan tepki karşısında sahiplenemiyorlar. Toplum bunun için ortaya çok büyük bir tepki göstermeli. Terörün doğal karşılanmasına fırsat verilmemeli. Sıradanlaşırsa çok kötüdür." ifadelerini kullandı.

İddianame suç teşkil edecek bir şey yok

Ergenekon iddianamesinin kamuoyunda tartışıldığını ifade eden Baykal, "Bölük pörçük basına yansıtılan bilgiler iddianamenin niteliğini ortaya koydu. İddianameyi gördükten sonra kanımız pekişti. Yeni bir unsur somut bir kanıt yok. O dedi bu dedi. Ne var bunlarda dedikodu, çekiştirme. Hiçbiri suç teşkil etmeyen unsurlar. Bu biri bizi gözetliyor evinin tutanağı. Ayrıca statik hesabı tutmuyor. Tumturaklı bir adı var. Bazıları yönetici, bazıları üye. Ama bazıları birbirini tanımıyor. Kuruluş unsuru ne. Falanın cebinde filanın bilgisayarında çıktı. Hepsinin ortak bir noktası var: “AKP gitsin” diyorlar. “AKP laikliği tehdit ediyor” diyorlar.

Başbakan davanın savcısıyım diyordu. Ama anlaşılıyor ki sanıklarından biriymiş. Çünkü iddianamede Ağar"a 60 milyon dolar rüşvet verdiği yazıyor. Ya iddianameye karşı çıksın ya da verdim desin yargılansın." dedi.