MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “AKP, hakkındaki kapatılma davası bir neticeye varmadan, en kötü ihtimal üzerinden bir çıkış ve çözüm yolu bulmalı, her şeye rağmen demokrasinin işler halde devamını sağlayacak asgari basireti göstermelidir” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya, A Milli Futbol Takımını kutlayarak başladı.
Milli takımın, Avrupa'nın ilk dört takımı arasına girme başarısının, ağırlaşan iç ve dış gündemin bunaltıcı ortamında, milletin bir nebze olsun rahatlamasına ve mutluluğuna vesile olduğunu ifade eden Bahçeli, bu başarının, inancın, azmin ve sonuna kadar yapılan mücadelenin bir ödülü ve güzel bir örneği olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Tartışmalar, çalkantılar, gerilimler ve komplo teorileri ile geçen günlerin ardından gelinen bugünkü aşamada, Türkiye'nin siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda tam bir bunalım yaşamaya başladığını öne süren Bahçeli, artık toplumun kamplara bölündüğünü, kurumların ayrıştığını, geçmişte atılan husumet tohumlarının filizlendiğini, müzmin hale gelen bunalımın derinleşerek siyaset aktörler eliyle kurumsallaştırıldığını bildirdi.

“GERİ DÖNÜLMEZ VE TELAFİSİ ZOR BİR DÖNEM...”

Devlet Bahçeli, siyasi meşruiyetin, iktidar partisinin yozlaşmış anlayışı neticesinde sorgulanmaya ve tartışılmaya başlandığını iddia ederek, “AKP Türkiye'sinde, hissedilen derin buhran ve kargaşa nedeniyle devlete nizam veren bütün ölçü ve ayarlar kaçmış, siyasetin, güvenliğin, ekonominin, yönetimin bütün çivileri yerlerinden çıkmıştır” diye konuştu.

Ekonomik sıkıntıların, siyasi belirsizlikle birleştiği ağır bir buhran durumunun, vatandaşları birbirine yabancılaştırdığını öne süren Bahçeli, gelişmelerin, toplumsal ve siyasal sağduyunun tamamen terk edildiğine, geri dönülmez ve telafisi zor olan bir dönemin yaklaştığına işaret ettiğini söyledi.

MHP'nin, Türkiye'nin sürüklendiği siyasal bunalımın derin krizlere neden olmaması, ülkenin kaosa sürüklenmemesi için uzunca bir zamandır yol gösterici siyaset çizgisini sürdürdüğünü ve yapıcı önerilerde bulunduğunu anlatan Bahçeli, MHP'nin, tıkanan her meselede olduğu gibi AK Parti hakkındaki kapatma davasının ardından da ortaya çıkabilecek ihtimaller ve ihtiyaç duyulacak normalleşme süreci hakkında düşüncelerini kamuoyuna sunduğunu anımsattı. MHP Genel Başkanı Bahçeli, önerilerinin öncelikle AK Parti Genel Başkanı'na ve yönetici kadrolarına yönelik olduğunu ifade ederek, “AKP, hakkındaki kapatılma davası bir neticeye varmadan, en kötü ihtimal üzerinden bir çıkış ve çözüm yolu bulmalı, her şeye rağmen demokrasinin işler halde devamını sağlayacak asgari basireti göstermelidir. Bizim önerimizin esası budur. Bugün itibariyle başka bir kısa vade çözüm şekli ve yolu da görünmemektedir” dedi.

“BAŞBAKAN ERDOĞAN, GAFLET YOLCULUĞUNA ÇIKMIŞ”

Bahçeli, yaptıkları önerilerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da başka hassasiyetlere neden olduğunun anlaşıldığını savunarak, şöyle devam etti:

“Türk adaleti önünde hesap vermek korkusu ile rasyonel düşünme kabiliyetini tamamen kaybeden Başbakan; demokrasiyi, parlamenter rejimi ve partisini ateşe atacak ve siyasi ihtiraslarına kurban edecek bir gaflet yolculuğuna çıkmıştır. Bizim amacımız, kendisi ve partisiyle birlikte demokratik rejimi de peşinden sürüklemesinin önlenmesidir. Başbakan'ın MHP'ye yönelttiği çirkin suçlamalar, gerçekleri ısrarla ve inatla saptırmak isteyen tehlikeli bir psikolojinin tezahürleri olmuştur.”

“KÜRESEL GÜÇLERİN YÖNLENDİRDİĞİ KİRLİ SİYASET...”

Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta AK Parti grup toplantısında, MHP'ye yönelik yaptığı eleştirileri anımsatan Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

“Bizim meselemiz AKP'nin ve Başbakan'ın siyasi geleceği değil, ülkemizin ve demokratik rejimimizin geleceğidir. Bu konularda görüşlerimizi açıklamak da Başbakan'ın keyfine ve iznine tabi değildir. AKP, kendi parti meclis grubuna uyguladığı düşünme ve konuşma yasağı ve sansürüne bizim de uymamızı herhalde beklememektedir. AKP'nin ve Başbakan'ın bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği kendi bilecekleri bir iştir. Buna karışan yoktur. Burada yargısız infaz yapmak ve genel başkanlarının feda edilmesini isteyen de yoktur. Yapılan sadece, en kötü durum senaryosunu hatırlatmak ve buna şimdiden hazırlıklı olmanın her bakımdan yararlı olacağı konusunda kendilerini uyarmak ve milletimizle paylaşmaktır.”

MHP Lideri Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, MHP'nin 2002 seçimlerinde barajı geçemeyerek Meclis dışında kaldığı yönündeki değerlendirmelerine de yanıt vererek, şöyle konuştu:

“Bu bir yaşanmış vakıadır. Ancak, bu durumu yalnızca demokratik siyasi mücadelenin bir doğal sonucu olarak görmek safdillik olacaktır. Küresel güçlere, 'Dur' diyen milliyetçi hareketin o seçimde Meclis dışı kalışı ile bu dayatmalara kucak açan AKP'nin yükselişi arasında anlamlı bir bağ mutlaka olmalıdır. Bilinmelidir ki Sayın Başbakan'ın örnek verdiği 3 Kasım 2002 seçimlerinin sonucunda oluşan Meclis aritmetiği, kendilerine taşeron arayan küresel güçlerin yönlendirdiği kirli siyasetin eseri olarak ortaya çıkmıştır. MHP'siz siyasetin kurgulandığı bu senaryoda, baş aktörün AKP olduğu artık belli olmuştur. Milliyetçilik yüzde 8,3'e inerken, teslimiyetçilik yüzde 34.3'e yükselmiştir.”

“ÇANAKKALE'DE GÖĞSÜNÜ SİPER EDEN NESLİN EVLADIYIZ”

Başbakan Erdoğan'ın grup konuşmasında kendilerine, “Siz, kim oluyorsunuz?” sorusunu yönelttiğini ifade eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Sayın Başbakan ve AKP yönetimine diyorum ki biz Milliyetçi Hareket Partisiyiz” dedi.

İlhamını, gücünü ve inancını milletinden alan Türk milliyetçileri olduklarını anlatan Bahçeli, “Biz, Çanakkale'de göğsünü siper eden neslin evladıyız. Türkiye Cumhuriyetini önce kurtaran ve sonra kuran iradenin adıyız. Biz, ne devletimizle didişir yabancılara şikayet ederiz ne milletimizi kimliksizleştirerek içi boş bir ahali haline getirmeyi isteriz” diye konuştu.

Devlet Bahçeli, yabancıların eleştirilerine boyun eğmeyeceklerini, Avrupa'nın Türkiye'yi kınayan kararlarına imza atmayacaklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

“Biz, ne başkalarının önünde diz çöker, 'Deliğe süpürmeyin' diye yalvarırız ne de aziz şehidine hakaret eder canilere 'Sayın' diye hitap ederiz. Yurdumuzu canımızdan aziz bilir, gereğinde gözümüzü kırpmadan kendimizi feda ederiz. Mağdur oluruz, ancak mağrur dururuz, istismarını asla yapmayız, aksi bize yakışmaz. Dik dururuz, eğilmeyiz, sözümüzün eriyiz, başka türlü olmak bize düşmez. 'Önce ülkem, sonra partim ve sonra ben' deriz ve yeri geldiğinde gereğini derhal yaparız. Düzenlerin, tertiplerin, komploların içinde olmayız. Olduğumuz gibi görünür, göründüğümüz gibi de oluruz.”

KAPATMA DAVASI SONRASI GELİŞMELER

Kapatma davası sonrası gelişmelerin, AK Parti'nin zafiyetlerini ortaya çıkardığını öne süren Bahçeli, Türk hukuk sisteminin eleştirildiğini, Türk tarihinin tartışıldığını, siyasi sisteme yönelik telkin, tavsiye ve talimatlarla cüretkar bir tutum izlendiğini savundu. MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Yaşananlar, AKP'nin demokrasi, hukuk devleti, milli irade, vatan sevgisi, ilkeli siyaset ve onurlu dış politika gibi temel yönetim anlayışlarını nasıl dumura uğrattığını ve Türkiye'nin kimlerin elinde yıllardır nasıl heba edildiğini göstermesi açısından ibret verici olmuştur” diye konuştu.