Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, alanının duayenleri onu "sektörün her alanında çalıştığı ve uzun süre siyasetin içinde bulunduğu için hem sektörün ihtiyaçlarını hem de siyasi otoritenin verebileceklerini ve sınırlarını çok iyi biliyor" diye tanımlıyor. Hoş sohbeti, güler yüzüyle kapısı herkese açık. 
 
Yaşam felsefesi üzerinde etkili olan öğretmeni Necip Fazıl hatıraları arasında da en kıymetli yere sahip. Öğrencilik yıllarında Necip Fazıl'ın 2-3 yıl yanında bulunmuş, çayını verenlerden. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın bahçesindeki kamelyada sıcak siyaset gündeminden uzaklaşıp, biraz hasbihal ettik. 
 
Ona ve hayatına dair yeni şeyler öğrendik. Bakan Yıldız, dağıtım ihalelerini kazanan firmalara ihale bedellerini ödemeleri için verilen ek sürenin dolacağı 25 Temmuz öncesi son mesajını verdi: Kamunun kızgınlığı olmaz, duruşu olur.
 
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerjide her şeye karşı olanlara sert çıktı.
 
Enerjide ‘her şeye karşı olanlar’ı eleştiren Bakan Taner Yıldız “Ben her şeye karşı çıkan yapının aslında o enerji çeşidine değil, kasıtlı olarak Türkiye’nin kalkınmasına karşı çıktığını düşünüyorum. Makul, normal ve doğru bulmuyorum” dedi.
 
ENERJİYE DEĞİL, TÜRKİYE'NİN  KALKINMASINA KARŞI ÇIKIYORLAR
 
* Enerjide ustalık döneminde neyi gerçekleştirmiş olursanız usta olursunuz?
 
TEPKİ DEMOKRATİK EYLEM AMA...
 
Özel sektörün kendi içinde rekabet ettiği, o rekabetin kaliteye, fiyatlara yansıdığı gerçek bir hizmet aracı haline gelmesi benim temel hedeflerimden bir tanesidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak. yenilenebilir enerji kaynaklarının daha da arttığı, petrolün bulunduğu bir Türkiye'yi hayal ederim
 
* Türkiye'de nükleer santrale tepki var, hidrolik santrallerin kurulmasına tepki var, maden arama çalışmalarına tepki var...
 
Rüzgara da var.  Bir insanın veya topluluğun bir tepkide bulunması demokratik bir eylemdir, ama her demokratik eylem makul olacak diye bir kaide yok. Ben herşeye karşı çıkan yapının aslında o enerji çeşidine değil, kasıtlı olarak Türkiye'nin kalkınmasına karşı çıktığını düşünüyorum. Çok makul, çok normal, çok doğru bulmuyorum. Bize hidrolik santraller yeşili bozduğu için, rüzgar kuşların uçuşunu engellediği için, güneş tarım arazilerini engellediği için, jeotermal yeraltı kaynaklarını bozduğu için, kömür kirli olduğu için, nükleer kötü olduğu için karşı çıktıklarını söylüyorlar.
 
* Enerji Bakanlığı'nın bir işi kalmayacak bu anlayışla.
 
Kalkınmayı hangi enerji kaynağı ile yapacağımızı gelip birisi bana tarif etsin. Bunu sorduğumda  "biz o işe karışmayız" diyorlar, o zaman müsaade edin biz karışalım. Bu sorumluluğu kendimizde hissediyoruz. Biz bu ülkenin büyümesini karşılayacak enerji yapılandırmasını sağlamakla görevli kişileriz. Ben bu sebeplerden dolayı "Kusura bakma elektrik var, ama 22 saat, 2 saat elektrik olmayacak" gibi bir mazeret üretemem. Bunu kimseye anlatamam, anlatsam kimse dinlemez. İnsanlar haklı olarak kazandıkları refah seviyesinden taviz vermek istemiyorlar, ama buna rağmen enerjilerini seçme hakkını bulmak istiyorlar.
 
* Çevreci değil misiniz?
 
Ben de çevreye duyarlı enerji yapılanmasından yanayım, "çevreyi katledelim" demiyorum. Bu ülkenin zenginlikleri arasında tabii ki çevresi, enerji kaynakları, turizmi, tabiat varlıkları, kültür varlıkları, denizi var. Herşey bizim zenginliğimiz. Herşey bizim zenginliğimiz oluyor da niye enerji kaynakları bizim zenginliğimiz olmuyor? Maden niçin bu ülkenin zenginliği olmasın? Ben bunları kasıtlı görüyorum.
 
GÜNDE 2,5 SAAT UYKU
 
* Günde kaç saat uyuyorsunuz?
 
Bugünlerde 5-6 saate çıkarttık, ama seçim döneminde 4 saatti. Ben İTÜ Elektrik Enerjisi bölümünden mezunum, çarpma bölme yapıp, günde kaç saat uyumam gerektiğini hesaplamıştım. Okulu bitirebilmek için günde 2,5 saat uyumam gerekiyordu, ben 1,5 yıl günlük 2,5 saat uyuyarak ders çalıştım, başka türlü yetişmesi mümkün değildi.
 
MADENCİLİK İÇİN YATIRIMCININ ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ
 
* Madenlerin geliştirilmesi konusunda temel politikanız ne olacak?
 
Özel sektör kanalıyla, gerçek yatırımcının önünü açarak mutlaka daha iyi sonuçlara ulaşacağız ve Gayri Safi Milli Hasıla içindeki payını artıracağız.
 
* Başbakan'ın kanal projesi Samsun Ceyhan projesini nasıl etkileyecek?
 
Ben olumsuz etkilemeyeceği kanaatindeyim.
 
* Çok yüksek fiyatlarla firmalar özelleştirme ihalelerini kazandılar, fakat şimdi finansman temin edemiyorlar. Bunun siyasi bir sonucu olmaz mı?
 
Hayır, bunun mevzuatı, prensibi, kuralları var. O kurallar çerçevesinde işliyor. Gerçekleştiği fiyat bizim için geçerli fiyattır, gerçekleşmediği fiyat geçerli fiyat değildir.
 
* Kazancı-Karamehmet ortaklığına kızgın mısınız? Yanıltıldığınızı düşünüyor musunuz?
 
Hayır, kamu bu tür konularda kızgınlık kavramını kullanmaz. Kamunun kızgın olmak gibi bir tavrı olmaz, kamunun her zaman ciddi, kabul edilebilir bir duruşu olur. Biz gerçekleşen her projenin muhatabını şartlarını yerine getirmek kaydıyla kabul ederiz.
 
MIZIKA TAKIMINDA YER ALMAZDIM
 
* Bakan olunca hayatınızda bir değişiklik oldu mu?
 
Milletvekilleri ve bakanlar bir nevi kamulaştırılmış insanlar. Çocuklarınız, aileniz sizden ancak kamunun aldığı kadar pay alabiliyorlar. Toplumu, vatandaşlarımızı ilgilendiren işler bizim hayatımızın tamamını kaplıyor. Ama, siyasetçi hiçbir zaman zorla girmiyor bu işe, o zaman bütün bedellerine ve sonuçlarına katlanmak durumunda.
 
* Gençlik, çocukluk çağlarınızda nasıl bir kimliğiniz vardı?
 
Çalışkan bir öğrenciydim, mızıka takımında yer almazdım. Okul birinciliklerimiz oldu. Ben dersi derste öğrenen, konuşurken öğrenen birisiydim. Matematiği 15 dakikada roman okur gibi çalışırdım.
 
* Bir lakabınız var mıydı?
 
Bir lakabım yoktu, ama kibar ve çalışkan bir tip olarak ön plana çıkardım. İstanbul'da bir dersaneye gitmiştim. Bir bisikletim vardı, giderken aileme yük olmayayım diye bisikletimi satıp gitmiştim. Dersanede İTÜ'yü kazanırsak bize altın rozet vereceklerini söylemişlerdi. İTÜ'yü kazandığım için altın rozet verdiler, ben onu hiç takmadım, ama sakladım. İTÜ'nün o çalışkan arı rozeti üzerimde çok tesir bıraktı.
 
* Sizin kendi hayatınızda dönüm noktası olarak gördüğünüz bir olay var mı?
 
Ortaokul ikinci sınıfta kardeşim balkondan düşerek vefat etmişti. Ailem dağılacak zannetmiştim, o acı o kadar büyüktü ki. Ben o yaşta ölümün hep bizim dışımızdaki insanlarla alakâlı olduğunu zannederdim, başkası ölebilir, ama bizim ailemizden kimse ölmeyecek diye anlardım hayatı. Onu kaybedince hayatta bize de ölümün olduğunu anladım. Bu acı sonraki hayatımda beni hep etkilemiştir. Sevinçlerle üzüntüler, varlıkla yokluk yan yana.
 
BAKAN YARDIMCILARI AİLELERİ SEVİNDİRDİ
 
* Gece saat 3'e, 5'e randevu veriyormuşsunuz.
 
Artık 5'e randevu vermiyorum, şimdi gece 2'den sonraya randevu vermiyorum, bu yeni dönemde 1'den sonrası için vermem herhalde.
 
* Neden? Artık bir bakan yardımcınız olacak, o mu çalışacak?
 
Ben bakan yardımcılığının, Enerji Bakanlığı gibi çok yoğun bağlı, ilgili, ilişkili kuruluşları olan bu bakanlıkta hem temsil kabiliyeti açısından hem de zamanı iyi kullanma açısından son derece yararlı olacağını düşünüyorum.
 
* Bakan yardımcısı müessesesi en çok bakan eşlerini ve çocuklarını sevindirmiş öyle mi?
 
Tabi çok sevindiler, gece 1'den sonra randevu vermeyeceğiz, biraz daha erken gitmiş olacağız.
 
"BEN KIZI ALANA KADAR ARARIM"
 
* Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile dünürsünüz. Biraraya gelince dünür muhabbeti yapar mısınız?
 
Ömer Bey benden daha az yoğun olan birisi değil. Geçenlerde kendisine "Niye hiç arayıp sormuyorsun" diye sordum, "Ben kızı alana kadar ararım, artık aramam, bundan sonra sen arayacaksın" dedi. Ben de "Tamam hocam öyle olsun, bundan sonra biz ararız" dedim. Biraraya geldiğimizde ikimizin de birbirine sürekli anlatacağı memleket meseleleri vardır, biz mesela tatilden, eğlenceden konuşamayız.
 
KOLESTROL BİLEZİĞİ TAKIYOR
 
* Kolunuzdaki bilezik ne için?
 
Kolestrol için.
 
* Çok mu kebap yiyorsunuz, yoksa mantı mı çok yiyorsunuz?
 
Doktorlar strese bağlı olduğunu söylediler. Eti olabildiğince az yerim ben, ama mantıyı Kayserili olduğumuz için yeriz.
 
EPDK İKİYE BÖLÜNEBİLİR
 
* Genel müdürlerin hepsinin istifasını almışsınız, enerji yönetimi baştan aşağı değişiyor mu?
 
Ben siyasi etik gereği, her hükümet değişiminde, bunun yapılmasının doğru olacağını düşünüyorum. Bu enerji yönetiminde baştan aşağı bir değişiklik olacağı anlamına gelmiyor.
 
* Kafanızda yeni dönemde EPDK, TPAO, BOTAŞ, MTA gibi kurumsal yapılarda ne tür değişiklikler planlıyorsunuz?
 
Nasıl bir EPDK istiyorsunuz?
 
EPDK'nın ikiye bölünmesinden tutun, birçok idari değişikliğe kadar Türkiye'nin gelişen yüzüne hitap edecek bir yapıyı kurgulamamız lazım.
 
* 10 numara yağ sorunu size göre nasıl çözülür ?
 
ÖTV yükseltilerek çözülür.
 
* TPAO Genel Müdürü 2023 yılına kadar Türkiye'nin petrol ihtiyacının tamamını  karşılayacağını ve ihracata başlayacağını söylemişti, bu gerçekçi hedef mi?
 
Yok, ben petrol bulunmadan bu cümlelerin kullanılmasını riskli görüyorum. Belki daha fazlası, belki hiçbiri... Biz şu anda bunu bilmiyoruz. Petrol varsa arıyoruz, arıyorsak buluyoruz. Şu anda bununla ilgili 2-3 boyutlu sismik arama verileri bizde var, ama bunların ne kadarının somut sonuç odaklı olacağını bilmiyoruz.
 
* Türkiye'nin dev bir milli petrol şirketi olması gerektiğini düşünüyor musunuz?
 
Milli bir petrol şirketi var, TPAO büyüyecek. Teşkilatını yapılandırıyoruz.
 
bugün