İnsan Hakları Alt Komisyonu, Dink cinayetinde 'Emniyet ve jandarma' kusurlu dedi.


Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Hrant Dink alt komisyonu çalışmalarını tamamlayarak rapor haline getirdi. Komisyon, Hrant Dink"e yönelik bir tehlikenin Emniyet ve Jandarma personelince öğrenilmiş olmasına rağmen gereğinin yapılmadığı ve “her kademedeki sorumluların ihmali sonucunda tehlikeyi önlemek için gereken tedbirleri almadığı” sonucuna vardı.

Alt komisyon başkanı AKP Bursa Milletvekili Mehmet Ocakden, Dink cinayetiyle ilgili Jandarma hakkında soruşturma izni verilmesine rağmen İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hakkında soruşturma izni verilmemesini, "o bizim görevimiz değil” sözleriyle değerlendirdi. Basında "alt komisyon cinayeti aydınlatacak" denildiğini belirten Ocakden, “Bizim böyle bir görevimiz yok. Bizim görevimiz idari anlamda bir hata, kusur, ihmal olup olmadığını tespit etmek. Biz, bir ihmal vardır. Bu genel olarak hem jandarmadadır hem emniyettedir. Bunlarla ilgili aldığımız bilgilerin sonucu bize bunu gösterdi” karşılığını verdi.

Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Hrant Dink cinayetini araştırmak üzere kurulan alt komisyon çalışmalarını tamamladı. Alt Komisyon Başkanı ve AKP Bursa Milletvekili Mehmet Ocakden, komisyon üyeleriyle birlikte Meclis"te düzenlediği basın toplantısında Hrant Dink cinayetiyle ilgili çalışmaları hakkında bilgi verdi. Raporun sonuç ve benzer olayların yaşanmaması için alınması gereken tedbirlere ilişkin bölümü hakkında bilgi veren Ocakden, “raporumuzu hazırlamamız biraz geç oldu ama kapsamlı bir araştırmaydı. 380 sayfalık evrak incelendi” dedi.

“İHMAL VAR AMA SONUCA VARMAK İÇİN ERKEN”

180 sayfalık komisyon raporunun sonuç bölümünde ise yaşam hakkının en temel insan hakkı olduğu, devletlerin kendi yetkisi içinde olan herkese etkin güvenceler sunmak zorunda olduğuna işaret edilerek şu tespitlerde bulunuldu:

“Hrant Dink"e yönelik bir tehlikenin Emniyet ve Jandarma personelince öğrenilmiş olduğu, tehlikenin varlığı konusunda gerek yazılan yazının akıbetinin tam olarak araştırılamamış olması ve gereğinin yapılamamış olması gerekse Coşkun İğci"nin İl Jandarma Komutanlığının kayıtlı bir haber elemanı olmasa bile kendisinden alınan haberin ve bilginin yeterince araştırılmaması ve değerlendirilememesi sonucunda idari makamların bu tür bir riski bilebilecek durumda olmalarına rağmen, her kademedeki sorumluların ihmali sonucunda tehlikeyi önlemek için gereken tedbirleri almadığından tehlikenin gerçekleşmiş olduğu ve Hrant Dink adlı vatandaşımızın yaşamını yitirmiş olduğu, dolayısıyla gerek Anayasamızın 17"nci maddesinde gerekse iç hukukumuzun bir parçası durumunda olan AİHS"nin 2"nci maddesinde korunan yaşam hakkının korunmasına yönelik olarak alınması gereken tedbirlerde eksikliklerin yaşanmasına neden olunduğu ve devletin pozitif yükümlülüğünü yerine getiremediği gibi bir durumla karşı karşıya gelinebilecek bir ortamın yaratılmış olduğu sonucuna varmıştır.”

Raporun sonuç bölümünde ayrıca devlet organlarının olayın tespit edilebilen failleri ve olayda ihmal ve kusuru olan kamu görevlileri açısından hem ceza hukuku hem de disiplin hukuku anlamında gereken soruşturmaları derhal başlattığı da vurgulandı.

Raporda, “halen adli yargılamanın ve disiplin hukuku işlemlerinin devam etmekte olduğu ve bu soruşturmaların esas amacının, yaşama hakkını koruma altına alan iç hukuk kurallarının etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak, ölüm olayında ihmal ve kusurları olan kamu görevlileri varsa, bu kişilerin mesuliyetlerini ortaya çıkarmak olduğu yetkililerce dile getirilmekte olduğundan, bu soruşturmalar henüz tamamlanmadığından bu aşamada etkin bir resmi soruşturmanın yapıldığı veya yapılmadığını söylemenin henüz erken olacağı sonucuna varıldığı” da kaydedildi.

ALT KOMİSYONDAN ÖNERİLER: İSTANBUL POLİSİNE ÖZEL HİZMET TAZMİNATI VERİLSİN

Komisyon raporunda benzer üzücü olayların tekrar yaşanmaması için 12 maddeden oluşan önerilerde de bulunuldu. Öneriler şu şekilde sıralandı:

-İl ve ilçelerin güvenliğinden birinci derecede mülki amirlerin sorumlu olduğu, bu nedenle kolluk kuvvetlerinin edindikleri bilgileri birbirleriyle ve mülki amirlerle paylaşmaları gerektiği, her faaliyetten önce mülki amirlere bilgi verilmesi ve mülki amirlerin değerlendirmeleri sonucunda verecekleri emirler doğrultusunda hareket edilmesi

-Mülki idare amirlerinin kendi sorumluluk alanlarında meydana gelen olayların sonuçlarını, varsa hata ve eksikliklerini ya da anlaşmazlık noktalarını, kolluk kuvvetlerinin hukuka uygun hareket edip etmediğini araştırmaları, kolluk kuvvetlerinin eşgüdüm dışına çıkmasına denetim mekanizmalarını çalıştırmak suretiyle müsaade etmemeleri

-Gerek Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlıklarının gerekse taşra teşkilatındaki şube müdürlüklerinin iş ve işlemlerinin denetim ve teftişine yönelik olarak hem hukuken kendilerine verilen görevleri belirtilen mevzuat içerisinde usul yönünden uygun olarak yerine getirip getirmediklerinin hem de hesap verebilirlik ve şeffaflık açısından hukuka uygun davranıp davranmadıklarının belli süreler içinde etkin olarak denetlenmesi, denetime imkan verecek düzenlemelerin yapılması

-Ülke genelinde istihbarat birimlerinin kullandığı Yardımcı İstihbarat Elemanlarının kaydının ve bilgilerinin tutulduğu ortak bir veri bankasının oluşturulması, yardımcı istihbarat elemanının bir kolluk birimi tarafından işine son verildiğinde diğer kolluk birimi tarafından tekrar haber elemanı olarak kullanılmasının önlenmesi

-Yazıların gizlilik dereceleri yanında önem ve ivedilik derecelerinin bildirilmesi

-İstihbarat Daire Başkanlığına ve diğer ilgili İl"e gönderilen yazıların akıbetinin belli bir süre verilerek hem Daire Başkanlığınca hem de yazıyı yazan İl tarafından sorulmasına imkan verecek düzenlemenin yapılması

-İstihbaratla ilgili bütün görüşme, dinleme ve bilgi toplama faaliyetlerinin verilerin önem ve içeriğine bakılmaksızın tutanağa geçirilmesi, merkezdeki veri bankasına işlenmesi, üst amir ve birimlere iletilip iletilmediğinin derhal kayda alınması, buna imkan verecek sistemin tüm istihbarat birimleri için oluşturulması

-Mülki İdare Amirlerinin ve kolluk amirlerinin başarı değerlendirilmesi kıstaslarında, Önleyici Kolluk görevlerini başarı ile yerine getirip getiremediği hususunun öncelikle değerlendirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması,

-Jandarmanın görev ve sorumluluk sahasının belediye hudutları dışarısında belirlenmesi

-Mülki idare amirlerinin kolluk birimleri üzerindeki yetki farklarını ortadan kaldıracak mevzuat düzenlemesinin hayata geçirilmesi ile askeri yapılanma içinde olan kolluk birimlerinin özellikle barış döneminde, öncelikle görevlerinin ve bağlılıklarının tereddüde yer vermeyecek şekilde Teşkilat Kanunlarında yapılacak değişikliklerle belirlenmesi

-Kolluk görevlileri hakkındaki başta insan hakkı ihlalleri olmak üzere belli ağırlıktaki eylemleri nedeniyle yapılan şikayetlerden dolayı yapılacak soruşturmaların, kolluk görevlilerinin hiyerarşisi dışındaki kişilerce yapılması için lazım gelen varsa hukuki eksikliklerin giderilmesi ve hukuki eksiklik yok ise idari teamüllerin oluşturulması

-İstanbul"daki polis sayısının artırılması, polis memuru ve emniyet amiri kadrosuna kadar olan personel için İstanbul özel hizmet tazminatının uygulanması

“BİZİM CİNAYETİ AYDINLATMA GÖREVİMİZ YOK”

Komisyon Başkanı Mehmet Ocakden basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hakkında soruşturma izni verilmediğinin hatırlatılması üzerine Ocakden, soruyu soran gazeteciye "böyle tuzak sorular sorma" karşılığını verdi. Komisyon raporunda ihmalleri ve kusurları tespit ettiklerini ve önerilerde bulunduklarını ifade eden Ocakden, “Hrant Dink cinayetine ilişkin olarak jandarma hakkında

soruşturma izni verildi, ancak emniyet müdürü hakkında verilmedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise “Kişilere yönelik bir suçlamada bulunmadık. Hem emniyet hem de jandarma açısından bir ihmalin, kusurun olduğu sonucuna vardık. Jandarma ve emniyet görevlileri ile ilgili mahkeme süreci devam ediyor. Şu aşamada bizim görevlilerle ilgili şu yapılmış mı bu yapılmış mı deme hakkımız yok. Mahkeme süreci devam ediyor. Mahkeme süreci başlatılmasaydı belki bir şey yapabilirdik ama şu aşamada mahkeme devam ediyor” yanıtını verdi.

180 sayfalık raporun ekleriyle birlikte 390 sayfa olduğunu ifade eden Ocakden “Öldürüleceğini Hrant Dink"in dışında herkes biliyordu yorumları var siz ne diyorsunuz?” sorusuna ise “Eğer yorum yapacak olursam oturur bir yazı yazarım. Bu konuda yorum yapmam. Radyo ve televizyonlarda 'alt komisyon cinayeti aydınlatacak' denildi. Bizim böyle bir görevimiz yok. Bizim görevimiz idari anlamda bir hata, kusur, ihmal olup olmadığını tespit etmek. Biz, bir ihmal vardır. Bu genel olarak hem jandarmadadır hem emniyettedir. Bunlarla ilgili aldığımız bilgilerin sonucu bize bunu gösterdi” karşılığını verdi. Komisyonda tartışmaların olduğu ve CHP"li Çetin Soysal"ın istifa ettiğinin hatırlatılması üzerine ise Ocakden “biz hiçbir şekilde tartışmadık, ciddi bir tartışma bile olmadı, sesimiz bile yükselmedi. Çetin Beyle de olmadı, istifası kendi tercihi” dedi.