Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu imtihanlardan yavaş yavaş çocuklarımızı kurtaracağız, çok daha farklı sistemlere geçeceğiz, zira bu imtihanlarla başarı yakalanmıyor. Bunları farklı sistemde çözeceğiz, farklı sistemle başaracağız. Çünkü ailelerin, anne, babaların ceplerini sövüşülüyorlar. Parası olan gidiyor, olmayan neyi var, neyi yoksa satacak çocuğunu üniversite hazırlık, Anadolu, fen lisesi hazırlığa gönderecek. Böyle bir mantık olmaz, bunun değişmesi lazım'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Bakanlar Kurulu Toplantı Salonu'nda düzenlenen etkinlikte, başbakanlık koltuğunu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Keçiören Tarhuncu Ahmet Paşa 5. Sınıf Öğrencisi Enes Karabulut'a bıraktı.

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, kendi çocukluğunda sabah güneşin doğmasıyla sokağa çıkarak, akşam hava kararıncaya kadar sokaklarda oynadıklarını anlatarak, şöyle konuştu:

''Korkuyorum sizler bunu yaşayamıyorsunuz, sizler apartmanın beton kalıpları arasında sıkışıp kalıyorsunuz. Sizler için yeni bir dünya tabii ki hazırlanıyor, ama bizim yaşadığımızı bu noktada sizler yaşayamadınız. Sokakta güneşin battığını, havanın karardığını annelerimiz, babalarımız bizleri çağırdığında hatırlıyorduk. Sadece okullarda değil, sokakta, mahallede arkadaşlarımız vardı. Geniş mahallelere yayılan, farklı mahallelerden arkadaşlarımız vardı. Örneğin ben okula yayan olarak yarım saatte gidip, yarım saatte geliyordum. Annem kolumdan tutup beni getirmiyordu, ama şu andaki anneler her halde 5 dakika mesafede çocuğunu elinden tutmadan, servis aracına bindirmeden götürmez. Yaya giden var mı? Yok.

Teknoloji, hayat, gelişen sanayi bizleri bir yerde tehdit ediyor, bu yoğunluktan korkuyoruz. Arkadaşlarımızla her zaman dayanışma içinde olduk, her şeyi paylaştık. Bir arkadaşımızın annesi ekmeğin içine domates, peynir koyup verdiyse onu hep birlikte bölüştük. Birimizin harçlığı varsa bir kişi için değil, hepimizin paylaşacağı şeyler alırdık. Kendi evimizde ne kadar rahatsak, arkadaşlarımızın evinde de o kadar rahat olurduk. Zamanımızda sokak araları topraktı, hava yağdığı zaman çamur olurdu. Çamurun içerisinde benim annem yoksa komşumuz Müşerref Hanım kendi çocuklarıyla beraber beni de alır, beni de yıkar akşam annem gelince beni anneme teslim ederdi. Aynı şekilde Müşerref teyzenin çocuğunu da çamurlandığı zaman benim annem alır, yıkar, temizler, akşam Müşerref teyze geldiğinde annem Ahmet'i teslim ederdi. Böyle bir çocukluğu, arkadaşlığı mahallede zevkle yaşadık. Anne babalarımız bizi nasıl koruyup gözettiğiyse arkadaşlarımızın anne babaları da bizi öyle gözettiler, gülmeyi, ağlamayı, dostluğu, dayanışmayı, paylaşmayı, kardeşliği biz hep sokaklarda öğrendik.''

-''Şu anda emperyal duyguların tam hakim olduğu bir asrı yaşıyoruz''-

Başbakan Erdoğan, gelişen dünyada ''bu asır paylaşım asrıdır'' değerlendirmesinin yapıldığını ancak paylaşım asrının kendi çocukluklarında kaldığını belirterek, ''Asıl paylaşım asrını biz geride bıraktık. Şu anda asıl emperyal duyguların tam hakim olduğu bir asrı yaşıyoruz'' diye konuştu.

Bugünün çocuklarının, kendi dönemindekilerden çok daha fazla imkana sahip olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Eğitim anlamında, oyun, oyuncak, kalem, defter, kırtasiye anlamında sizler bizim görmediğimiz, tecrübe etmediğimiz fırsatlara sahipsiniz. Sizlerden, bugünün imkanlarını, fırsatlarını en iyi şekilde değerlendirmenizi, ama evlerinize kapanıp kalmamanızı özellikle rica ediyorum, bilgisayarlarınızın başına esir olmamanızı rica ediyorum. O oyunlar sizi bazen asıl yapmanız gerekenden alıkoyabilir. Zaten sizler bunun idraki içinde olan yavrularımızsınız, çocuklarımızsınız, bunu gözlerinizden okuyorum.

Bilgisayar, televizyon, elektronik oyuncaklar belli noktadan sonra sizi eğlendiren değil, size zarar veren araçlara dönüşebilir. Onun için anne babalarınızın, öğretmenlerinizin tavsiyelerine harfiyen uymanızı sizlerden bekliyorum. Anne babalarınız kıymetini bilin ve onlara karşı saygıda asla kusur etmeyin. Onlar sizin birinci derecede varlık nedeninizdir, sebebinizdir. Onlar olmazsa siz olmazdınız, ama biliniz ki onlar da sizinle beraber güçleniyorlar, sizler başarılı olduğunuz zaman anne babanızın dünyası daha da farklı oluyor, çok daha güzel oluyor, mutlulukla dolu oluyor.''

-''En fazla yatırımı eğitime yapıyoruz''-

Türkiye'nin kaderiyle ilgili kararların bulundukları salonda Bakanlar Kuruluyla birlikte alındığını anımsatan Başbakan Erdoğan, ''kendi çocukluğundaki imkansızlığı, yoksulluğu, yokluğu bugünün çocukları da yaşamasın diye'' çalıştıklarını söyledi.

Hükümet olarak en fazla yatırımı eğitim alanında yaptıklarını, çocukların evlerine yakın okullarda, kalabalık olmayan sınıflarda okumaları için yoğun çaba sarf ettiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

''Ben 70 kişilik sınıfta okudum, ama yine aynı dönemde 100 kişinin üzerinde öğrencinin okuduğu sınıfları da biliyorum, ama sizler böyle sınıflarda şu anda okumuyorsunuz. Şu anda Türkiye ortalamasında 30'un altına düşmüş vaziyetteyiz. Bu tabii ideal bir rakama ulaşmaktır. Sizlerin böyle sınıflarda okumanız, kalitenizi artırmaktadır, artıracaktır. 9,5 yıl önce Türkiye genelinde bu rakamlar varken, bugün 30'a kadar düşmüş olması bizleri sevindiriyor. Bunu yeterli bulmuyoruz daha da düşüreceğiz, şu anda 170 bin derslik açtık, bu sayıları daha da artıracağız. Bursa'da eğitim kampüsünün açılışını dün yaptık. Bu şaşırtmasın sizleri, bu üniversitenin eğitim kampüsü değil, bu ilköğretimin, ortaöğretimin, meslek liselerinin içinde olduğu, konferans salonları, kapalı spor salonları... Bursa'daki kampüsün yönetime söyledim, buraya yarı olimpik yüzme havuzu yapacaklar, böyle bir eğitim kampüsü. Bursa'daki bu kampüs Türkiye'nin önce büyük şehirler olmak üzere değişik yerlerine yayılacak. İstiyoruz ki bizim yavrularımız, Gazi'nin ifade ettiği gibi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne hedef koysun, bu hedefe doğru yavrularımız süratle ulaşsın.

Sizler hatırlamazsınız, ağabeyleriniz okula başladığında ellerinde listeyle köşe bucak ders kitabı arardı, kitabın biri bulunur, biri bulunamazdı. Yarıyıl tatiline kadar kitaplar bir türlü bulunamazdı ve ders kitaplarını tamamlayamazdı. Şimdi biz, okul başlarken sıraların üzerine kitapları koyuyor muyuz? Bir kuruş para almadan bu kitaplar sizin masalarınız üzerinde bulunuyor. Bunları biz size bir lütuf olarak vermiyoruz, hediye olarak vermiyoruz. Bunları biz size milletimizin verdiği görevin gereği olarak görüyoruz. Çünkü biz, sizlerin de hizmetinizdeyiz. Atatürk'ün ifade ettiği gibi 'milletimizin efendisi olmaya değil, hizmetkarı olmaya geldik''.

-''İmtihanlardan yavaş yavaş çocuklarımızı kurtaracağız''-

Başbakan Erdoğan, iktidara gelmeleriyle birlikte okullara 1 milyona yakın bilgisayar dağıtmaya başladıklarını ve 9,5 yıldır bu çalışmanın devam ettiğini belirterek, 30 bin bilişim teknolojisi sınıfı kurduklarını, FATİH Projesi'yle sınıflara akıllı tahtalar yerleştirildiğini, öğrencilere ücretsiz tablet bilgisayarlar dağıtıldığını ve proje kapsamında okulların teknolojik olarak daha da donatılacağını anlattı.

Artık öğretmenlerin dersleri resimlerle, filmlerle öğrencilere anlatacaklarını, böylelikle eğitimin, öğretimin daha da güçlü hale geleceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Gelişmiş ülkelerin çocukları hangi imkanlara sahipse bizler sizlerin de aynı imkanlara hatta daha fazlasını bulmanızı istiyoruz. Hepiniz teneffüslerin derslerden daha uzun olmasını istiyorsunuz. Yeğenim bana, 'dayı, bize çok ödev veriyorlar biz bu ödevlerden bıktık. Ben buraya geldiğim zaman hafta sonu tatil yapamıyorum, devamlı, nefes almadan ödevlerimi yetiştirmeye çalışıyorum' diyor. Artık bunlardan çocuklarımızı kurtaralım, rahat rahat bayramımızı yapalım, bayramda bile ödev, hafta sonu ödev, ama bu imtihanlardan yavaş yavaş çocuklarımızı kurtaracağız, çok daha farklı sistemlere geçeceğiz, zira bu imtihanlarla başarı yakalanmıyor. Bunları farklı sistemde çözeceğiz, farklı sistemle başaracağız. Çünkü ailelerin, anne, babaların ceplerini sövüşülüyorlar. Parası olan gidiyor, olmayan neyi var, neyi yoksa satacak çocuğunu üniversite hazırlık, Anadolu, fen lisesi hazırlığa gönderecek. Böyle bir mantık olmaz, bunun değişmesi lazım. Ben siyasetçiyim benim görevim ufuk vermektir, bunun altını doldurması gereken teknokratlardır, bürokratlardır. Bunun değişmesi lazım, bunu gerçekleştirmek zorundayız. Niye okulları kuruyoruz? Okulları kurmanın anlamı yok, okullarda gerekli olanı verecek kalitede öğretmenlerimiz de olmalı, bu öğretmenleri de yetiştirmeliyiz, ve bu öğretmenlerle birlikte okullarımızda başarı serüveninin hep birlikte görmeliyiz.''

-''Özel okullar da ücretsiz kitap istiyor''-

Başbakan Erdoğan, özel okulların da devlet okullarında ücretsiz dağıtılan ders kitaplarından istediklerine işaret ederek, ''Hem para alıyorsunuz hem kitap istiyorsunuz, nasıl bir iş bu. Öğreneceğimiz çok şey var, ama bu atılacak adımlarla geleceği çok farklı bir noktaya taşıyacağız. 12 yıla çıkardığımız zorunlu eğitimde sizler için 4 yılda bir teneffüsler getirdik. Artık birinci sınıftan başlayıp 8 yıl boyunca aynı okulla okumak zorunda değilsiniz. 4 yılda bir sizin ya da ailenizin tercihiyle farklı okulları seçme hakkınız olacak. böylece daha çok şey öğrenecek, bilgileriniz, becerinizi, yetenekleriniz ve arzularınız doğrultusunda daha farklı okulları tercih edebileceksiniz'' diye konuştu.

Bugünün çocuklarının Türkiye'nin geleceği, umudu olduğunu ve yakın bir gelecekte yönetici konumunda bu çocukların oturacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Yakın bir gelecekte bizim oturduğumuz bu koltuklarda artık kalkmamak üzere oturacaksınız'' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri üzerine, koltuğunu devrettiği Keçiören Tarhuncu Ahmet Paşa 5. Sınıf Öğrencisi Enes Karabulut, ''artık kalkmayacağız'' karşılığını verdi. Başbakan Erdoğan, da ''Yok, öyle yok. Bak biz ne diyoruz, tüzüğe bir kayıt koyduk, 3 dönemden fazla milletvekili olamazsın. Sen de öyle ol. Kalkmamak üzere oturma, çünkü bugüne kadar kalkmamak üzere oturanlar bu ülkeye çok şeyler kaybettirdi. Biz öyle yapmayalım, devamlı hücre tazelemesi olsun. Belli bir süre biz oturuyorsak, belli bir süre de daha farklı arkadaşlarımız gelsinler, buralarda otursunlar, farklı bir havayı teneffüs ettirme fırsatımız olsun'' ifadesini kullandı.

Erdoğan, ''Öğretmen, doktor, mühendis, idareci, avukat, hakim, işçi, memur bütün bir Türkiye'ye sizler yön vereceksiniz. Sizlerden hayatınız boyunca hem ülkemizde hem dünyada kardeşliği dostluğu ve dayanışmayı en güçlü şekilde savunmasını özellikle rica ediyorum. Dünyanın tüm çocuklarının barış, huzur, güvenlik içinde yaşayacağı, oynayacağı, oyuncaklara sahip olacağı, anne ve babasından ayrı kalmayacağı aydınlık bir dünya için çalışmanızı istiyorum. Unutmayın Somali'deki çocuklar sizin yaşamınıza hasret, unutmayın Etiyopya'daki çocuklar sizin yaşamınıza hasret, aynı şekilde Bosna'daki çocuklar sizin yaşamınıza hasret'' diye konuştu.

Türkiye'nin büyüdüğünü ve hedeflerine yaklaştığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''İnşallah hedefimiz 2023'te cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde Türkiye'yi kişi başına milli gelirin 25 bin dolara ulaştığı ülke yapacağız, işte o zaman Türkiye çok daha farklı bir yerde olmuş olacak. 2015'de hedef 15 bin dolar, gayet iyi gidiyoruz, daha da iyi olacak'' dedi.