Ünlü işadamı Ali Asaf Yenisey"i soygun için girdikleri Zekeriyaköy"deki lüks villasında eşinin gözleri önünde boğazını keserek öldüren ve 7 yıldır yargılanan katiller, CMK 102. madde kapsamında tahliye edildikten sonra kayıplara karıştı.

Türk Pirelli"de 35 yıl üst düzey yöneticilik yapan Levent Rotary Kulübü"nün kurucusu ve eski başkanlarından 85 yaşındaki Ali Asaf Yenisey, 9 şubat 2003"te Zekeriyaköy"deki villasına giren soyguncular tarafından eski bahçıvanları Gregorian Gagik ve Ali Sunar tarafından boğazı kesilerek öldürüldü. Parayı vermelerine rağmen kocasının öldürülüşüne tanık olan Ayten Yenisey şoka girerken, panik olan katiller evden kaçtı.

Dava uzadıkça uzadı

Evden kaçan Gagik ve Sunar kanlı ellerini karla temizlemeye çalışırken o sırada devriye gezen jandarmanın şüphelenmesi üzerine durduruldu. Ellerindeki kan için “Kurban kestik” açıklamasını yapan Ali Sunar suç ortağıyla birlikte gözaltına alındı. Soruşturma sonunda tutuklu Ali Sunar hakkında ""Bir suçu kolaylaştırmak amacıyla adam öldürmek"" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ""silahlı gasp"" suçundan da 20 yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. İşlenen suçun ortada olmasına ve sanıkların itiraflarına rağmen, dava tam 3 yıl 9 ay sürdü. Türkçeyi çok güzel konuşan Ermeni asıllı Grigoryan için aylarca tercüman beklendi. Akli dengesinin bozuk olmadığını söyleyen Ali Sunar için Adli Tıp"tan ve akıl hastanesinden rapor istendi. Mahkeme gelen raporu Sunar"ın kimlik bileziği olmadan hastaneye sevk edildiği için kabul etmedi.

Müebbet yerine tahliye

Rapor yeniden talep edildi. Bu aşamaların her biri neredeyse 6 ay sürdü. Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesi 17 Kasım 2006"daki karar gününde Ali Sunar"ı cinayet suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti. Mahkeme iyi halinden dolayı müebbet hapse çevirdi. Yargıtay"a giden dosya karara bağlanmayı tam 3 yıl bekledi. Yargıtay 3 Mayıs 2010"da kararını açıkladı. 1. Ceza Dairesi Ali Sunar"ın aldığı cezaların lehe ve aleyhe yönlerinin ayrı ayrı belirlenip, toplam cezanın ortaya konulması gerektiğine hükmederek kararı bozdu. Mahkeme yeniden bir karar verebilmek için sanıkların tekrar savunmalarını alması gerekiyordu. 2010 yılında Ağustos, Ekim ve Aralık aylarında üç kez duruşma görüldü.

Ancak duruşmalara tercüman ve sanık avukatları gelmeyince karar da verilemedi. Böylece Yenisey cinayeti sanıklarına tıpkı Hizbullah sanıkları gibi 31 aralık gecesi yürürlüğe giren 102. madde piyangosu vurdu. Ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan ve cezaevinden uzun yıllar çıkamayacakları anlaşılan sanıklar 4 Ocak günü kendilerini dışarıda buldu.

Yenisey: "Nefret içindeyiz"

Eşi gözünün önünde öldürülen Ayten Yenisey ise “Nefret içindeyiz. Müebbet hapis almış ve katil oldukları tescil edilmiş insanlar serbest bırakıldı. Şimdi tekrar tutuklama çıkarsalar bile bulabilecekler mi? Hizbullahçılar gibi onlar da kaçıp gitti. Aradan 8 yıl geçti ama hergün aynı acıyı yaşıyoruz. Olay günü karşısında kaldığım manzarayı, 54 yıllık hayat arkadaşımın katledilişini hâlâ unutamıyorum” dedi. Babası Ali Asaf Yenisey"in katillerinin serbest kalmasına isyan eden kızı Leyla Yenisey Artay ise, “Ömrü boyunca dışarı çıkamayacak bir katil 7 yılda özgür kaldı. Çok içler acısı bir durum. Mahkemenin bile sanığın tahliyesinden haberi yok. Böylesine başıboş sistemde adalet nasıl gerçekleşebilir?” diye sordu.

Sanıklar kayboldu mahkemenin haberi yok

Tahliyeden bir ay sonra yeniden yargılamanın ilk duruşmasında bu kez tercüman vardı fakat sanıklar yoktu. Sanığın tahliye olup olmadığını bilmeyen heyet cezaevine, “Sanığımız orada mı?” yazısı yazdı. Hakkında yurtdışı yasağı konulan sanık Gregorian Gagik ise duruşmadan bir kaç gün önce Yabancılar şube müdürlüğü görevlilerince mahkeme kalemine getirildiği ve duruşma gününe hazır etmek için Kumkapı"daki yabancılar şube misafirhanesinde tutulduğu öne sürüldü. Ancak Gagik de duruşmaya getirilmedi. VATAN"a konuşan Sunar"ın avukatı Erhan Erel “Tahliye için teşekkür etti. Yemek yedik. Sonra çıkıp kapıdan gitti. Ben de bir daha haber alamadım” dedi.

Burcu PURTUL / VATAN