Ahlat'ta taş ocağı işleten Necmi Ünsel, ilçeyle özdeşleşen Ahlat taşını atalarından öğrendikleri yöntemlerle çıkarmaya devam ettiklerini söyledi.
 
Eski yöntemlerle taş çıkarmanın zor bir iş olduğunu ifade eden Ünsel, şöyle konuştu:
 
''17 yıldır taş ocağında çalışıyorum. İşe gelmek için sabah 05.30'da kalkıyoruz. Eve 7 kilometre uzaklıktaki taş ocağına yürüyerek geliyoruz. Kazma, murç, çivi ve balyoz kullanıyoruz. Büyük murçları taşın altına  geçirip, birkaç kişiyle birlikte kayayı yerinden oynatmaya çalışıyoruz. Kayayı oynattıktan sonra, altına çivileri çakıyoruz. Kayayı ölçülerine göre çiviliyoruz. Kaya parçasını kopardıktan sonra, taş ebatlarına göre balyozla kırıyoruz. Taşı, onlardan öğrendiklerimizi hiç değiştirmeden, gelişen teknolojiye rağmen aynı yöntemle çıkarıyoruz.''
 
Ahlat taşının, mezar, kümbet ve ev yapımında kullanıldığını anlatan Ünsel, taşın diğer il ve ilçelerden de rağbet gördüğünü anlattı. Ünsel, ''Kendimi bildim bileli bu işi yapıyorum. Nisan ayından, aralık ayına kadar taş çıkarıyoruz. Günlük kazancımız sadece geçimimizi sağlıyoruz. Alternatif bir iş olsa, hiç kimse taş işinde çalışmaz. Çok ağır bir mesleği icra ediyoruz'' dedi.
 
Ocaklardan siyah, beyaz, kahverengi ve kırmızı renklerden oluşan 4 çeşit taş çıkardıklarını belirten Ünsel, çıkartılan taşın yumuşak olduğunu, ancak su ve güneşle buluştuğunda sertleştiğini ifade etti.
 
Bir işçinin günde en fazla 30 taş kestiğini söyleyen Ünsel, ''Yumuşak olmasından dolayı, ocaklarda en rahat kırmızı taş çıkarılmaktadır. Beyaz taşı çıkarmak oldukça zor. Beyaz taşı yüksek tepelerden çıkarıyoruz. Bu nedenle beyaz taşın maliyeti biraz fazla oluyor. Çıkardığımız taşın tanesini 1.5 liraya satıyoruz'' diye konuştu.
 
Taş ocağı sahiplerinden Seyfettin Nacaroğlu ise taş çıkarmanın ağır bir meslek olduğunu vurgulayarak, ''Yaklaşık 12 yıldır bu işi yapıyorum. Sadece balyozlarımız 4,5 kilogram ağırlığında. Sabah 05.30'dan başlayıp, akşam 18.00'e kadar taş çıkarıyoruz. Bu işi mecburen yapıyoruz. Başka iş olsa, bunu yapmazdık. Geçimimizi bundan sağlıyoruz. Sağlığımız yerinde. Sürekli çalıştığımız için vücudumuz çelik gibi'' dedi.
 
AA