Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, ekmek fiyatı belirlenmesinin bakanlıkla bir alakası olmadığını, kendilerinden de böyle bir onay görüş alınmadığını kaydetti.

Kurbanlık fiyatları konusunda ise Eker, ''Piyasaya daha doğru dürüst hayvan çıkmamış, pazarları kurulmamış. Buna rağmen bazı televizyonlarda alt yazı filan geçiyor. Geçen sene (2 milyondu, bu sene 5 milyon oldu) falan sözleri çıkıyor. Bunlar da doğru değil. Hayali rakamlar. Lütfen vatandaşı da paniğe sevk edecek yalan yanlış bilgiler vermeyelim. Bu tüketicimize, üreticimize zarar verir'' değerlendirmesinde bulundu.

Eker, katıldığı bir etkinlikte gazetecilerin, ekmekte zam tartışmaları, kurbanlık ve et ithalatı konusundaki çeşitli sorularını yanıtladı.

Türkiye Fırıncılar Federasyonu'nun ekmeğe yüzde 15 zam oranı açıklamasından sonra TESK ve Fırıncılar Federasyonu arasında yetki tartışması başladığının hatırlatılması üzerine Eker, ekmeğin serbest piyasada fiyatı belirlenen bir ürün olduğunu, fiyat belirlenmesinin bakanlıkla alakası olmadığını söyledi. Eker, ''Bizden de böyle bir onay, görüş alınmış değil'' dedi.

-EKMEK MALİYETİ İÇERİSİNDE BUĞDAYIN PAYI SADECE YÜZDE 21-

Ekmek maliyeti içerisinde buğdayın payının sadece yüzde 21, yani 5'te bir oranında olduğunu, ekmek fiyatının açıklanmasının bakanlıkla ilgili olmadığını vurgulayan Eker, ''Bizimle ilgili kısmı piyasada buğday var mı, var. Un var mı, var. 2008 Haziran ayında bir ton ekmeklik buğday ortalama 555 lira iken, bugün 660 lira, 12 Ekim tarihi itibariyle. Ortalama Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayın fiyatı. Ekmeğin tamamı da o üründen yapılmıyor. Buna baktığınızda buğdayda 2 yıl içerisindeki artış yüzde 17-18'e geliyor. 5'te biri bunun ekmek maliyetine etki ediyor, bu da ortalama yüzde 4'' diye konuştu.

''Keşke, Fırıncılar Federasyonu o kararı açıklarken, bunun hangi maliyet unsurlarından kaynaklandığını da net olarak kamuoyuna bildirseydi'' diyen Eker, vatandaşların haklı olarak ekmek zammının buğday, un maliyetindeki artıştan kaynaklandığını düşündüğünü ancak durumun bu olmadığını söyledi.

Yetki tartışmaları konusunda ise Eker, ''Ticari bir konu, onların mevzuatlarıyla ilgili bir konu. O konuda ben yorum yapmıyorum'' değerlendirmesinde bulundu.

-''SÜT TOZU İTHALİ DİR KAPSAMINDAKİ BİR ÇALIŞMA''-

Süt ithaline yönelik iddialara ilişkin soru üzerine Bakan Eker, ''Sütle ilgili piyasada yanlış bilgiler olduğunu, yanlış şeyler söylendiğini'' belirterek, ''(Süt ithal ediliyor) falan, bu doğru değil. Yapılan şey şu, DİR (dahilde işleme rejimi) kapsamında AB ülkelerine ihraç etmek kaydıyla alıyoruz. Diyor ki 2 bin 500 ton süt tozunu benden alın. Bunun ürünü de bana satın. Yani AB ülkelerine o ürünü satmamız için hammaddeyi, 2 bin 500 ton oradan alıyoruz'' dedi.

Bunun DİR kapsamında bir çalışma olduğunu, piyasayla ilişkili bir durum olmadığını belirten Eker, ''Bunun karşılık geldiği sütün tamamı 25 bin ton. Gerek bazı politikacılar, gerek bazı dernek ve meslek kuruluşlarının, 'artık Türkiye süt de ithal ediyor) ifadesi doğru bir ifade değil. İçerdeki süt fiyatlarına zarar verecek bir uygulama da yapmadık, yapmıyoruz, yapmayacağız'' diye konuştu.

-''(KURBANLIK İTHALİ) DÜN İTİBARİYLE 450 BİN BAŞ KOYUN İÇİN KONTROL BELGESİ ALINDI''-

''Kurban Bayramı öncesinde ithal edilecek hayvanların Trakya Bölgesi dışına da genişletilmesi düşüncesi var mı?'' sorusu üzerine, Eker, Trakya bölgesinin şaptan ari bir bölge olduğunu, Trakya bölgesini şap hastalığından ari hale getirmek için 3 yıl çalışıldığını, bölgenin şaptan arilik kazandığını anlattı.

''Trakya bölgesini Türkiye'nin hayvan ve hayvansal ürünler ihraç üssü haline getiriyoruz'' diyen Eker, AB ülkelerine ve şap hastalığı olmayan ülkelere hayvansal ürün ihraç edebilmek için o bölgede şap hastalığının olmaması gerektiğini vurguladı. Şap hastalığı mikrobunun havayla, araba lastiği üzerindeki çamurla taşınabildiğini hatırlatan Eker, Türkiye'de bütün hayvanları şap hastalığına karşı aşıladıklarını, ayrıca rağmen Trakya bölgesinde hayvan geçişlerine sıkı kontroller getirdiklerini, bu uygulamanın 3 yıldır yapıldığını anlattı.

Trakya bölgesinde kurbanlık kesimi ile ilgili ihtiyacın tam olarak karşılanabilmesi için bölgeye şap olmayan ülkelerden küçükbaş, büyükbaş hayvan ithalatı gerçekleştirdiklerini ifade eden Eker, ''Dün itibarıyla 450 bin baş koyun için kontrol belgesi alındı. Gerek Avustralya'dan gerek bazı Avrupa ülkelerinden Trakya bölgesine bu hayvanlar gelebiliyor. Şu anda da bir kısmı geldi. 450 bin baş küçükbaş hayvan geldi. İhtiyaca, vatandaşın talebine göre ilave bir ihtiyaç olursa oradan karşılanır'' dedi.

Eker, Anadolu'daki diğer besicilerin ürettikleri hayvanların ise Anadolu'da satılacağını, tüketileceğini kaydetti.

-''İSTANBUL'UN AVRUPA BÖLGESİNE GEÇİŞ ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK''-

''İstanbul'un Avrupa bölgesine geçişin eskisi gibi olmayacağına'' işaret eden Eker, besicilere, hayvanlarını Anadolu yakası veya diğer şehirlerde pazarlamalarını, bu konudaki tebligatın muhtarlar aracılığıyla daha önce yapıldığını söyledi.

Bakan Eker, ayrıca EBK'nın ithal ettiği büyükbaş hayvanların bir kısmının yine Trakya'nın Avrupa bölgesinde olacağını, Anadolu yakasında da Türkiye'nin kendi üretiminin tüketileceğini, satılacağını söyledi.

-KURBANLIK FİYATLARI-

Kurbanlık fiyatlarına ilişkin soruya ise Eker, ''Piyasaya daha doğru dürüst hayvan çıkmamış, pazarları kurulmamış. Buna rağmen bazı televizyonlarda alt yazı filan geçiyor. Geçen sene (2 milyondu, bu sene 5 milyon oldu) falan sözleri çıkıyor. Bunlar da doğru değil. Hayali rakamlar. Lütfen vatandaşı da paniğe sevk edecek yalan yanlış bilgiler vermeyelim. Bu tüketicimize, üreticimize zarar verir'' dedi.

''Et fiyatlarının Kurban Bayramıyla beraber tekrar yükseleceği söyleniyor'' sözleri üzerine Eker, ''spekülasyon'' değerlendirmesinde bulundu.

Spekülatörler konusunda ne tür önlemler alınacağı konusunda ise Eker, ilgili birimlerin mali, sıhhi denetimler yaptığını söyledi. Kurban Bayramı'nda her yıl 500 bin civarında büyükbaş, 2 milyon küçükbaş hayvan kesildiğini anlatan Eker, bu kadar hayvanın kesildiği yerde fiyatın yükselmeyeceğini, düşeceğini belirtti.

Türkiye'de büyükbaş hayvan sayısında bir azalma olmadığını kaydeden Eker, şöyle konuştu:

''Türkiye'de 11 milyon büyükbaş hayvan varlığı var, bu 2002'ye göre yaklaşık yüzde 10'luk artışı ifade ediyor. Bir azalma yok. Küçükbaş hayvan sayısında bir miktar azalma var. Bunun sebebi de Türkiye'deki iç göç, hayat tarzındaki değişiklik. Hükümet olarak daha profesyonel bir küçükbaş hayvancılığın yapılmasıyla ilgili tedbirler aldık, projeler başlattık. Bu projeler şu anda yavaş yavaş devreye girdi. 1 Ağustos tarihinde faizsiz kredi kararnamesi çıkardık, hayvancılıkla ilgili. 2 gün öncesi itibariyle tam tamına 1 milyar kredi kullandırıldı, faizsiz kredi. Bunu Türkiye'de hayvancılık yapan 13 bin 500 farklı kişi kullandı.''

Mehdi Eker, Türkiye'nin üretim potansiyelini harekete geçirmek suretiyle talebi karşılama gayesi içinde olduklarını, ''ilanihaye ithalata dayalı bir mekanizma, bir sistem düşünmediklerini, ancak kimsenin de tüketiciyi mağdur etmesine fırsat vermeme gayreti içinde'' olduklarını belirtti.

-AB STANDARTLARINDA DENETİM-

''Et ithalatında dörtlü sağlık taramasının bundan sonra yapılmayacağı söyleniyor'' sözleri üzerine Eker, bu ifadelerden kaçınmak ve ''vatandaşı yediği içtiğiyle sorunlu hale getirmemek'' gerektiğini, bunun yanlış olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin AB ile gıda faslını müzakereye açtığını, dolayısıyla muayenelerde, denetimlerde ve kontrollerde AB'nin belirlediği standartlarda denetimler yapıldığını anlatan Eker, ''Ürün ithal ettiğimiz ülkede hem canlı hayvan muayene ediliyor hem onun garantisi alınıyor hem kesime nezaret ediliyor hem BSE yönünden kaynağında numune alınıyor, artı sınırımıza geldikten sonra da sınırda veteriner hekim muayene ediyor'' dedi.

Eker, bir başka soru üzerine soğutulmuş et ithalatında da diğerlerinde de aynı uygulamanın olduğunu, AB'nin muayene, gıda güvenliği standartları şartlarının hepsinin yerine geldiğini, bundan sonra gelmeye devam edeceğini söyledi.

A.A.