Bursa Özel Anadolu Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Fuat Paker, ünlü bilim adamı Alfred Einstein’ın da aynı sebepten hayatını kaybettiği abdominal aort anevrizması yırtıklarının erken teşhis edilmediği taktirde yüzde 60 ölümle sonuçlandığını belirtti. Abdominal aort anevrizması yırtıklarının kalp ve damar cerrahlarının sevmediği sürprizlerin başında geldiğini dile getiren Op. Dr. Ali Fuat Paker, hastalığın herhangi bir belirti vermediği için çoğu insanın karşısına sürpriz olarak çıktığını, karın bölgesinde genişleyen aort damarının belli bir süre sonra kan basıncına dayanamayıp yırtılmasıyla oluşan vakaların yüzde 60 ı’nın hayatını kaybettiğini söyledi.

AORT ANEVRİZMASI YÜZDE 95 KARIN BÖLGESİNDE MEYDANA GELİYOR

Aort anevrizmasının yüzde 95’inin abdominal olarak karın bölgesinde meydana geldiğini belirten Dr. Paker, kalpten kanı alıp vücuda dağıtan aort ana damarının bazı kişilerde farklı nedenlere bağlı olarak genişlemeye başladığını vurguladı. Damarın ölçüsünün 2 ile 4 santimetre olduğunu belirten Paker şunları kaydetti: "Bu ölçü 4 santimetrenin üzerine çıkarsa bu duruma 'aort anevrizması' denir. 5 santimetre üzerine çıktığında ise cerrahi müdahale gerektirir. Ünlü bilim adamı Einstein’ın ölüm sebebi de abdominal aort anevrizmasıdır. Dışarıdan bakılınca fark edilmesi zor olan abdominal aort anevrizması kişinin kendi kendini muayene etmesiyle de anlaşabilir. Abdominal aort anevrizması olan ve fazla kilolu olmayan bir hasta elini karnına koyduğu zaman orada kalbinin attığını hisseder. Güçlü bir nabız alır. Farklı nedenlerle bağ dokusu zayıfladığı için aort genişlemeye başlar.

 

EN ÇOK 65 YAŞ ÜSTÜNDE GÖRÜLÜR

Ailesinde bu hastalık olanların kendisinde de bu hastalığın olma ihtimali oldukça yüksektir. Genetik nedenlerin dışındaki en büyük neden sigaradır. Aort anevrizması olan hastaların yüzde 90’ının hayatının bir döneminde sigara içtiği tespit edilmiştir. Hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, bağ dokusu hastalıkları ve geçirilmiş kazalarda nedenler arasındadır. Abdominal aort anevrizması bazı kişilerde 30 yaşında da görülebilir. Ancak en yoğun karşılaşılan yaş 65 yaş ve üzeridir. Bu nedenle 65 yaş ve üstü kişilerin mutlaka aort anevrizması tetkiklerinden geçmesi gerekir. Bu yaş grubunda her 100 kişinin 8’inde abdominal aort anevrizması tespit edildiği bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir."

İKİ TÜRLÜ TEDAVİ YÖNTEMİ VAR

Hastalığın teşhis edilmesi halinde 2 şekilde tedavi edilebildiğini anlatan op. Dr. Ali Fuat Paker, birinci seçeneğin açık cerrahi yöntemi olduğunu söyledi. Paker şöyle devam etti: "Hastanın karın bölgesi açılarak genişlemiş olan aort damarına ulaşılır ve genişlemiş olan kısım yapay bir damarla değiştirilir. Her tedavi yönteminde olduğu gibi bu yöntemin de avantaj ve dezavantajı vardır. En önemli avantajı tedavinin kesin ve kalıcı olmasıdır. Dezavantajı ise hastanın uyutularak karın bölgesinin açılması, büyük bir cerrahi kesiye bağlı gelişebilecek geç dönem problemleridir. İkinci seçenek ise kapalı endovasküler yöntemdir. Bu yöntemle hastanın karın bölgesi açılmadan kasık damarlarından gönderilen kateterler aracılığıyla damarın genişlemiş olan kısmının içerisine çelik kafesle desteklenmiş suni damar yerleştirilir. Genel anestezi alma riski olan hastalarda lokal anestezi ile yapılabilmesi karın bölgesinin açılmasına ihtiyaç duyulmaması bu yöntemin en önemli avantajıdır. Dezavantajı ise hastanın tedavi sonrası belirli aralıklarla kontrol amaçlı olarak hastaneye gitmek zorunda olmasıdır. Bu yöntem uygulanan hastalar yoğun bakıma gerek kalmadan 2 -3 gün içerisinde taburcu edilebilirler."